Çukur seni korur sen Çukuru korursun bu laf bizim sözlerimiz değilmiydi küçüklüğümüzde beynimze kazılan sözler peki neden 2 sene önce bu lafın gerçekliğini sorgulamam gerekti hani çukur seni korurdu ben Alev Kaplan Mustafa Ve Sema Kaplanın Kızı Alev Kaplan duygalarını 2 sene önce yitirmiş şimdilerde ise babası ve annesini kaybetme nedeni olan çukurda yaşayan , çatılarda cirit atan , çukur için herşeyi yapan canını ortaya koyan Alev Kaplan. Yine sabahın yeni taze ışıklarılarıyla güne merhaba diyerek yeni bir güne gözlerimi aralamış bulunuyorum gözlerim karşı duvardaki satti buldu saat 7.30 du yine 2 senedir olduğu gibi tam aynı saatte uyanıyordum yataktan kalkıp yüzümü sıvazladıktan sonra mutfağa kahve hazırlamıya gitmiştim herzamanki gibi kahvemi hazırlamış sigara paketimden bir dal alıp balkona çıktım bir yandan sigara ve kahvemi içip bir yandan kafamda şu 2 yıl içinde yaşadıklarımın ağırlık derecesini ölçüyordum iyide neden ben neden benim annem ile babam demeden kendimi alakoyamıyorum telefonumda saate baktığımda 8.00 olduğunu fark ettim ne yani yarım saatir balkonda oturyormuydum hızlıca odama gidip dolaptan hergün giyidğim siyah kot siyah tişörtümü üstüme geçirdim emanetimi belime taktım siyah deri ceketimide üstüme geçirip aynada kendime baktım siyah rengini seviyordum tam olarak beni anlatıyordu hayatım gibi simsayah giyinmek nedensizce beni daha mutlu ediyordu en son masanın üstünde duran telefonum ve sigara paketimide alıp çukurun sokaklarına döküldüm.
Muhittin Abinin berber dükkanına varmadan oturan bitrim iklimi gördüm arkaları bana dönük olduğu için beni fark etmemişlerdi yavaşça onları dinlemeye başladım.
"var ya Alev duysa kurşunlar bizi".
Celasunu onaylayan Meke devam ettirdi
" Tabi kurşunlar kıza kaç defa seninle gidicez diyip ikimiz gidiyoruz yine meyhaneye onsuz gittiğimizi öğrenirse vay halimize"
Bir anda ikisininde enselerine vurarak
"Bak sen yine bensiz mi gittiniz lan şerefsizler kaç defa söylicem artık benide götürün diye dilimde tüy bitti amk" bir yandan söylenmiş bir yandanda karşılarındaki sandalyeye yayılmıştım
"Haklısın Alev'cim ama napalım biz yaşlılar gibi saat 10'u gösterdiğinde yatağımızda uyuyor olmuyoruz kusura bakma"
"Aynen valla Celo haklı kızım saat 10 'da uyumak nedir ya "
"Napayım alıştım artık 10 da yatmaya hem bir saniye Celo sen bana yaşlı mı demek istiyorsun ben mi yanlış anladım "
" Haşa bacım ben doğruları konuşmayı severim "
Attığım bakış ile yüzünü sevimli sandığı ifadeyle bana bakıyordu yavaş yavaş kaçmaya başladığında ayağa kalktım ve Celasunu kovalamaya başladım içimizdeki çocukluk ortaya çıkmıştı yine
" Celo bittin oğlum sen sana o yaşlı kelimesini yedirmeyini sik-"
Cümlemi karşımda duran Cumali Abi , Selim Abi ,Yamaç Abi ve Akını görmemle tamamlayamadım ve rezilliğimin üstüne iyice utanmıştım bir süre sonra Celasunda karşı taraftan geliyordu büyük ihtamalle dörtlüyü lüyü fark etmemiş olacakki
"Yedirmezsen Meke beni sik-"
Sonra o da fark etmiş olacakki başını öne eğerek
"Affedin abiler burda olduğunuzu bilmiyordum"
Onun dediği laf nedensizce benim dahada utanç seviyemi arttırmıştı Celasun'unda benden kalır bir farkı yoktu salak celasun insan bir fark ederde çenesini sıkı tutar Cumali Abi kahkaha atmaya başladığında Selim ve Yamaç Abide kendilerini tutamamış olacakki onlarda kahkaha atmaya başladı sonra cumali abi kahkalarının arasından konuşmaya çalıştı
" Celasun Alev sana o lafı yedirir haberin olsun çok büyük konuştun oğlum"
" Valla haklısın Abi benim tanıdığım Alev kendisine yaşlı dedirttirmez"
diye devam ettirdi Yamaç Abi sonra Selim abi
"Hadi kahveye geçelim o zaman"
Onlar kahveye geçerken bizde celasunla utancımızdan suspuş olmuştuk göz ucuyla Mekeye baktığımda yüzünde bir müzip ifadeyle Celasuna bakıyordu Celasunda Mekenin bakışını fark etmiş olacakki
"Söyle söyle ne diyeceksin bakalım"
"Celasun sana çılgın bir gece geçirtçeğimden emin olabilirsin kardeşim bu arada benden sana bir bilgi ben kırmızı rengini çok severim"
Bir an az önceki rezilliğimi unutup kahkahalara boğulmaya başladım Celasun sinirle mekeye dönerek
"LAN MEKE BAK SENİ ÇOK PİS DÖVERİM OĞLUM "
Sonra Yamaç Abi kahveden bize seslendi
"Hadi içeriye gelin konuşmamız gereken bir konu var" Hızlıca içeriye girdiğimizde Yamaç Abi söze girdi
"Biliyorsunuzki başımızdaki bela gün geçtikçe sınırlarını zorluyor"
"Çağatay mı ?"
" Evet Alev bu bela Çağatay Erdenetten başkası değil geçen günde mekanlardan birini basmış içerde çukurumuzdan kim var kim yoksa sıkmış orospu çocuğu mekandan sağ çıkan bir kişi bile yok"
"Abi biz niye bunların depolarından veya başka hangi mekanı varsa basmıyoruz" diye kendi fikrini belirtti Celasun
"Evet abi gidelim bizde bunların mekanlarından birini"
diye onayladı Meke sonra söze Selim abi girdi.
"Zaten adamın sıkma amacı kısasa kısas Salih sağolsun Afganistana gitmeden önce Mekanlarından birini bastığı için adam bizim mekanlarından birini bastı"
"Gerizekalı zaten o bize sormadan niye hareket ediyor"
"Abi o da haklı sonuçta o şerefsizlerde Medeti öldürmeye çalışmadılarmı o da intakımını öyle aldı"
"Ama o Çağtay geri intakımını ondan değil çukurdan alıyor o gerizekalının bundan haberi mi var mı acaba tabi kendisi hem medeti aldı gitti afganistana beyimizin keyfi yerinde"
"Abi sorun şimdi Salih mi ?"
"Peki Sorun ne abi? "
diye soru yönelttim sonra Yamaç abi bana dönerek
"Sorun şu bu herifin durmaya niyeti yok ki durmayacakta ama bizde durmayacağız öğrendiğime göre bugünde bir davet veriyorlarmış bizde bir plan yaptık iki kişi sanki o davete savetliymiş gibi katılacak ve fark ettirmeden gerekli bomabaları önemli yerlere yerleştirip davetten ayrılacak ve sonrada BUM!"
"Peki bu davete kimler davetliymiş gibi gidecek"
"Siz"
"Siz derken"
"Sen ve Akın"
_________________________________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuralsız
RandomSen Sorsan Sana İçimi Dökerdim Ama Sen Bana Beni Hiç Sormadın Akın Koçavalı