Dazai Asla Sarhoş Olmaz (Fluff)

869 57 85
                                    

"Keşke daha sık sarhoş olsan."

---

Yokohama şehri. Birçok kan, vahşet ve dehşet verici olaya ev sahipliği etmiş bu güzel şehir; yeniden huzurluydu. Şehrin en güçlü iki organizasyonunun iş birliği sayesindeydi bu huzur. "Guild" adı verilen organizasyonun verdiği hasar hâlâ belli olsa da insanlar rahattı artık.

Bu şehrin bir düzeni olduğunu bilirdi herkes. Sabahları devlet, akşamları Silahlı Dedektif Ajansı, geceleri de Liman Mafyası korurdu bu güzel şehri. Bu üç organizasyon da birbiriyle pek iyi anlaşamasa da şu anda hiçbiri birbiriyle uğraşmıyordu. Çünkü hepsi kutlama yapmakla meşguldü!

---

"Dazai-san, o kadar içkiyi ne yapacağız?" diye sordu merakla Atsushi.

"Belli değil mi Atsushi-kun? Kutlama için bunlar." diye cevapladı bandajlı genç adam.

"Biliyorum ancak bu kadar içkiyi nasıl içeceğiz ki?"

"Ah, Atsushi-kun! Bunu Yosano-sensei ve bana bir hakaret olarak kabul ediyorum! Akşama bir şey kalmayacak bunlardan, bak ve gör."

"Pekâlâ Dazai-san ama dikkatli olun lütfen. Çok sarhoş olursanız sizinle baş edemeyebilirim."

"Sen içmeyecek misin Atsushi-kun?" diye sordu merakla Dazai.

"Hayır. Alkolden pek hoşlanmam da."

"Anlıyorum. Fakat merak etme Atsushi-kun! Sana bir sır vereyim mi? Ben asla sarhoş olmam."

"Nasıl yani? Çok içseniz bile mi?" diye sordu şaşkınlıkla Atsushi.

"Aynen öyle Atsushi-kun! Mafyada çalıştığım günlerde alkol hayatımda büyük bir yere sahipti, buna rağmen bir kere bile sarhoş olmadım!"

"Vay canına Dazai-san! Çok havalısınız."

"Biliyorum Atsushi-kun, biliyorum." diye sırıtarak cevapladı genç adam. Ellerindeki poşetleri yere bırakarak ajansın kapısını çaldı. Birkaç saniye sonra gözlüklü genç adam açtı kapıyı.

"Kunikida-kun! Özledin mi beni? Ben seni çok özledim!" diyerek sarıldı Kunikida'ya bandajlı adam.

"Çek ellerimi üzerimden aptal Dazai! Tam da biraz huzur bulmuştum, geldin yine!"

"Ah, bir ses duydunuz mu? İşte o kalbimin kırılmasının sesiydi!" diye bağırdı Dazai ajanstakilerin kıkırdamalarına aldırmadan.

"Eee, Atsushi-kun? Aldınız mı içkileri?" diye sordu Yosano, Dazai ve Kunikida'nın günlük kavgalarını görmezden gelerek.

"Evet Yosano-san, bir sürü şey aldık. Nasıl içeceğiz bu kadar şeyi bilmiyorum açıkçası."

"Benim istediğim organik inek sütünü de aldınız değil mi, Atsushi-kun?" diye bağırdı sarı saçlı genç.

"Evet, Kenji-san. Merak etmeyin aldım. Siz gideceğimiz yeri ayarladınız mı Yosano-san?"

"Evet Atsushi-kun. Ranpo-san hangi atıştırmalıklarını götüreceğini seçtiği an gidiyoruz." diye cevapladı, Ranpo'ya kötü bakışlar atarak Yosano.

"Ama soğan aromalı cipsim de biftek aromalı cipsim de bana hüzünlü bir şekilde bakıyor. Hangisini seçeyim ki ben şimdi?" Ağlamak üzere gibi konuşuyordu genç dedektif.

"Birini yanına al birini de yolda yersin Ranpo. Hadi bir an önce gidelim yoksa hava tamamen kararacak." diyerek içeri girdi dedektif ajansının başkanı.

"Of ikisini de taşımakla kim uğraşacak şimdi! Neyse artık biftekli kalsın bari." Ajanstakiler kıkırdadı ve toplanıp tuttukları yere doğru yola çıktılar.

Red | SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin