Provanın ardından hızlıca eşyalarını toplayıp çıkan rol arkadaşlarımın ardından kulis olarak ayrılmış odadan çıkıp tekrar tiyatro sahnesine, elimde repliklerin olduğu kağıda göz atarak ilerlediğimde koltuklarda en ön sırada bacak bacak üstüne oturmakta olan rol arkadaşımı fark ediyorum.
Küçük adımlarımın sesi akustiği iyi olan salonda yankılanırken repliklerin yazılı olduğu kağıt destesini tutan elim aşağıya inerek yanımda hafifçe salınıyor. Meraklı bakışlarım koltuktaki bedenin üzerinde, herkesin gittiğinden emin olduğumu sanırken onu burada görmek beni şaşırtıyor fakat kendisi beni gördüğüne şaşırmıyor, sanki bunu bekliyormuş gibi.
''Repliklerine mi çalışacaktın Hyunjin?''
Bakışları tehlikede hissettirmese de ağzından dökülmeyi bekleyen başka kelimeler olduğunu, başka bir amacı olduğunu sezdiren ses tonu benim için tehlike çanlarını çalıyor. Belki de sahnede oluşumdan ve sadece ikimizin olmasından, onun beni seyirci kısmından izliyor oluşundan dolayı yanılgıya kapılıyorum.
''Evet Chris hyung.''
''Her provadan sonra burada mı kalıyorsun Hyunjin?''
Ayağa kalkarak sahnenin önüne doğru yürürken konuştuğunda kağıtları tutan elim titriyor ve yutkunma ihtiyacı hissediyorum. Burada kalışım aslında yanlış bir şey değil ancak benim sahnedeyken hissettiklerim yüzünden bu soruya karşı kapana sıkışmak üzere gibi hissediyorum.
Sahnenin merdivenlerini çıkıp tam önüme geliyor, ayakkabılarının tabanı yüksek olmalı ki aramızdaki boy farkını neredeyse kapatıyor önümde durduğunda. O sırada alev alev yanmakta olan yanaklarımı hissediyorum, sıklaşan nefeslerimi. Küçük sırrımın ortaya çıkma düşüncesi dahi beni bu hale getiriyor.
"Sahnede olmaktan zevk alıyorsun."
Söylediği cümleyle bakışlarımı ona çeviriyorum, üzerimde gezinen bakışları kısa bir anlığına kasıklarıma indiğinde sertleştiğimi fark ederek duraksıyor. Dudakları dalga geçer gibi bir gülüş takınırken tehlikeli parıltıların gizlendiği gözlerini gözlerimle buluşturuyor hemen ardından.
"Hem de herkesten farklı bir zevk."
Nefesim kesilirken anlamış olduğu gerçeği donup kalmama sebep oluyor fakat o cümlelerine devam ediyor.
''Yanlış mıyım Hyunnie?''
Tatlı bir şekilde dudaklarından dökülen adımı telaffuz ederken yüzüme yaklaşarak fısıldıyor. Bu sırrı benim dışımda bilen tek insan oluşundan dolayı ve bunu nasıl karşılıyor olduğunu kestiremediğimden panikliyorum ve adımlarım bir iki adım geriye gidiyor.
Paniklediğimi fark ettiğinde ise hafif bir alayı barındıran ifadesi kayboluyor ve hala tuttuğum, sıkıca tutmaktan buruşturduğum elimin üzerinden bileğimi kavrıyor nazik bir hareketle.
''Endişelenme, bunu sana karşı kullanmak veya tehdit altında hissettirmek değildi niyetim.''
Yere doğru düşen bakışlarımla düşünmeden bir elimi kaldırıp göğsüne yaslıyorum, kazağına tutunuyor parmaklarım. Bunu yaptığımı fark ettiğinde hafifçe biraz daha yakınıma sokuluyor. İlgili bakışlarını yüzümde hissedişim ve bileğimi okşayan sıcak parmakları, yakınımdan gelen erkeksi parfümünün kokusuyla birleştiğinde bulunduğumuz sahne üzerinde bana hiç yardımcı olmuyor.
Soluklarım bu sefer zihnimde beliren farklı görüntüler yüzünden hızlanırken çekingence bakışlarımı gözlerine çıkarıyorum. Sahnede olmak bana zevk veriyor, cinsel zevk ve şimdi her açıdan bir hoşluğa sahip bu adamın dibime girmiş olması kafamı karıştırıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Autagonistophilia | Hyunchan
Fanfiction"Sahnede olmaktan zevk alıyorsun." Dudakları dalga geçer gibi bir gülüş takınırken tehlikeli parıltıların gizlendiği gözlerini gözlerimle buluşturuyor hemen ardından. "Hem de herkesten farklı bir zevk." 18/07/21