part 2

1K 73 87
                                    

28 Mart 2021

Seul'ün tıklım tıklım olduğu gecelerden birinde Felix gülüşerek arkadaşlarıyla uygun bir yer arıyordu.

Kalabalık sokakta herkesin birbirine neredeyse yapışık olması rahatsız etse de umursamamaya çalışıyordu.

Arkadaşlarından biri, kolunu tutmuş ve bir bara doğru sürüklemeye başlamıştı.

"Hey! Bar olmaz!" diye isyan etse bile ne kalabalıktan sesi duyuluyor ne de arkadaşı umursuyordu.

Fazla insan olduğu için kimlik kontrolü yapmayan güvenliği es geçtiklerinde doğruca barmenin yanına gitmişler, birer sandalye çekip oturmuşlardı.

"İçki içmediğimi biliyorsun. Niye getirdin beni buraya?" diye mızmızlanan Felix'e karşı "20 yaşına girdin Felix. Senin şu masumluğunu bozalım ama değil mi?" demişti Jisung.

Felix iç çekerken sadece "hafif bir şey olsun ama" demekle yetinmişti.

Jisung ağzından birkaç şey geveleyerek onaylamıştı.

Kolunu masaya koymuş ardından başını eline yaslamıştı.

İçeriyi izlerken yanıp sönen, sürekli renk değiştiren ışıklar başını döndürmeye yeterken içki içince neler olacağını az çok tahmin edebiliyordu.

Bazı kişilerin köşelerde işi pişirdiğini görmek utançtan yüzünü kızarmasını sağlıyordu.

İnsanların fazlaca olduğu bir yerde bunu nasıl yapabildiklerini anlayamıyordu.

Jisung, Felix'in omzunu dürtmüş ve gülümseyerek bardağı Felix'in önüne itmişti.

"İçmesem?" demişti içeceğe garip bakışlar atarken

"Zorla içirmemi istemiyorsan iç Felix. Oyun bozancılık yok" demişti Jisung.

Ardından sevgilisi Minho'ya dönmüştü.

Felix birkaç şey mırıldanmış ve bardağı eline almıştı.

İlk başta koklamıştı bir bebek gibi.

Kokusu çok rahatsız edici değildi ama hoş bir koku da diyemezdi.

'En fazla ne olabilir ki' demiş ve bu işkenceden çabuk kurtulmak adına başına dikmişti.

Tabi tam bitti derken Jisung, önüne sürekli yeni bardaklar koyuyordu.

En sonunda ayaklanıp tuvalete gideceğim bahanesiyle oradan uzaklaşmıştı.

İnsanların bilerek ve bilmeyerek de olsa ona sürtünmeleri sinirini bozarken zorda olsa tuvaletlerin olduğu koridora girebilmişti.

Elini bolca köpürtmüş ardından yıkarken aynadan etrafa bakınmıştı.

Diğer tarafa göre kimse yoktu.

Tek başınaydı.

Kapının açılma sesiyle o tarafa baktı.

Genç bir çocuk onca lavabo arasından Felix'in tam yanındaki kısmı geçmişti.

Felix kaşlarının çatılmasına karşı çıkamazken ayna üzerinden baktı gence.

Büyük bir ilgiyle elini yıkıyordu.

Felix alt dudağını dişlerken gence bakmaya devam ediyordu.

En sonunda yan tarafta bulunan kurutma makinesine ilerlemiş, elini makinenin altına tutarak sıcak havanın gelmesin sağlamıştı.

Gelen hava ile oynamaya başlamıştı.

Devil's Son [Chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin