Melez

72 5 4
                                    

         O ışıktan sonra kendime gelmem zaman aldı. Uyuyup kafamı toplamam gerekiyordu. 

  04.10

         Burasını tanıyordum. Daha önceden de gelmiştim buraya. Ne kadar ilginç! Yoksa bu benim hayal gücüm mü ? Sanırım öyle. Atmosferi hissedebiliyorum. Burası farklı. İnsanlar mutlu ve rahat gözülüyor. Gülüyorlar. Çocuklar park sandığım bir yerde oyun oynuyorlar. Yanlarına gitmek istedim birden. Onu görmemle bu isteği bastırdım, neye uğradığımı şaşırdım. O-o burdaydı. Tam karşımda. Bu da mı tesadüftü! O he zamankinden farklıydı. Gülümsüyordu. Gözlerinin içi gülüyordu. Ona baktığımı daha doğrusu süzdüğümü fark etti. Yanıma gelmeye başladı. Hızlıydı, koşmaya başladı. Tam önümde durdu.

  04.40

         Ne! Uyandım mı ? Lanet olsun! Tam karşımdaydı. Bu adalet mi ? Ondan ne kadar nefret etsemde onun yanında bir o kadar da hoşlanmaya başlıyordum. Heleki bu olaydan sonra. Saat 04.40 'dı. Yarım saat mi ? 10 saniye bile sürmemişti. Onu hissettim. Az bile olsa hissedebildim. Hava tenimi ısıtmıştı. Çocukları duyuyordum ve sanırım hala hissediyordum. Bu 'Gone' gittiğim yerin neresi olduğunu bilmeliyim. Bunları düşünürken bedenime bir yorgunluk geçti. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Kendimi rahat hissetmeye odaklayarak uyumaya çalıştım.

          Bugün de aynı şekilde uyandım. Fakat biraz daha rahattım. Haftasonu sabahının rahatlığını hissediyordum. Erken uyanma zorunluluğu yoktu. Sanırım bugün çok iyiydim. Ana 2 haftalığına George ile tatile gitmişti. Bu beni mutlu ediyordu. Lucas ile Ana'nın arkadaşı Maria 'da kalıyordu. Maria benim için çok farklıydı. Bize değer veriyor elinden gelen sevgiyi gösteriyordu.

        Çok da olmasa evde yalnız kalmak beni ürpertiyordu. Yaşananlardan sonra gerçekten normaldi. Son zamanlarda Andy ile karşılaşmam beni tedirgin ediyordu. Ondan ne kadar uzaklaşmak istesem de tesadüfen hayatıma giriyordu. Oh hayır tesadüf mü ?! Kesin bilerek bunu bana yapıyor. O kolyeden sonra bunlara tesadüf demek saçma olurdu. Onun o karanlık ve şaşırtıcı yapısını çözemiyordum. Eminim ki bir şeyler var. Onda bir şeyler var. Gizemli görünümü, değişken gözleri, farklı bir dünyadan gelmiş gibi konuşması. Gerçekten tuhaf fakat onu çözeceğim en ince ayrıntısına kadar her şeyi öğreneceğim. Onu bu kadar düşünmeme anlam veremesemde.

            Diz üstü bilgisayarımı alarak ''Gone'' araştırmaya başladım. Google güya her şeyi biliyor ya.

            Saatlerdir arıyorum. Milyonlarca siteye girdim ama hiçbirinde Gone' a ait bir bilgi bulamadım. Sadece bir sitede farkı bir gezegen olma ihtimali yazıyor. Genellikle hayal ürünüymüş. Ama hayır hayal ürünü olsa onca şeyi nasıl hissederdim? Bundan adım gibi biliyordum. Hayal ürünü olmadığından eminim. Gerçekten ürperiyordum. Bu histen emindim. Aşağıdan tıkırtılar geliyordu. Sanki dolabın içindekiler yavaş yavaş dökülüyor gibi. Sonra gürültü arttı. Yavaş yavaş aşağı ineye başladığımda ayak seslerim tekrarlanmaya başladı. Durdum. Arkamı dönmemle bir kadın gördüm. Kadın  ciddiyetle beni süzdü

            ''Lucy Evanston''

            ''E-evet benim.''

            ''Benim adım Astrid. Gördüğün rüyalardan haberim var. En son neyi gördüğünü biliyorum. Orayı ben yönetiyorum. Konuşmamız lazım.''

            ''Olur. Lütfen oturun.''

           ''Bir kaç açıklama yapmam lazım. Bu rüyalar sadece bir başlangıç. Sadece sana küçük ipuçları veriyoruz. Sen özelsin ve Yoklara aitsin. Aynı ailen gibi. Annen de senin gibiydi.''

            ''Nasıl olur ? Kim olduğumdan şüphe etmeye başlıyorum.''  

            ''Sen melezsin. Gone dünyasından sadece 2 melez vardır. Sen ve Andy.''

            ''Andy mi ? Andy nerden çıktı ? Ne alaka?''

          ''Andy'nin de ailesi Gone'a ait. Sadece 2 ailenin soyu melez. Sen ve Andy'nin. Seni öz dünyana götürmeye geldim. Tabi sen istersen.

             ''Peki Lucas? Onun benden başka kimsesi yok. Lucas ne olacak?''

           ''Lucas'ın şimdilik bundan haberi olmayavak. Yaşı geldiğinde aynı senin gördüğün rüyaları görücek. Daha çok erken Ya burda kalırsın ya da bizle gelirsin. Yarın tekrar geleceğim ve evet şunu da söyleyeceğim. Lucas için endişelenme o hep korumada.''

            '' Bunu düşüneceğim.

      Derken ortadan kayboldu. Bu da neydi şimdi? Hayatın bana yaptığı şeyler. Gerçek olmadığını düşünüyordum fakat hep bir şeyler olduğunu sezdim. Ve gerçekti. Her şey gerçekti. Andy ile bir bağımız vardı.

       Orda mutlu olacak mıydım? Sadece biraz düşünüp dinlenmem gerek. Beni bekleyen yatağa gittim be yarın ki olacakları düşünerek uykuya daldım.

   Ertesi Gün

      Bugün rüya görmeden uyandığım için mutluyum acı çekmedim. Artık oraya gitmeyi kafama koymuştum. Oraya gidecektim. Ne pahasına olursa olsun. Hayatım değişicekti ve bunun bana iyi geleceğinden emindim. Ezik ve acı çeken o kız olmayacaktım. Güçlü ve savaşçı olmaya kararlıydım. Tıpkı annem gibi.

            Astrid bu düşüncelere dalmışken önümde belirdi:

          ''Geliyor musun ?''

          '' Evet geliyorum.''

                 Umarım beğenirsiniz arkadaşlar ^^ Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.

           

    

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DAYANIKLILIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin