Kül~ Shigadabi

~Dördüncü Bölüm~

Shigaraki'nin ağzından anlatım:

Şu Hawks denen herif son günlerde çok sık gelmeye başladı. Sürekli Dabi'nin yanında biraz daha yakın olduklarını görsem çıktıklarını falan düşüneceğim. Ama benim Dabi'm yapmaz- Bir dakika benim Dabi'm mi? O henüz benim falan değil ve o herif ortalıkta dolanırken pek de olacak gibi değil. Neden aptalca düşüncelere daldım yine, en iyisi odasına gidip kendim görmek.
Dabi'nin odasının önüne gittim kapıyı çalmadan direk açacaktım ne de olsa bu bir baskın niteliğindeydi. Kapıyı açtım ve gördüğüm manzara pek de hoş değildi.

Farkettirmeden kapıyı kapattım.Tam anlamı ile "Yıkılmıştım" Hızla odama çıkarken Toga'yı gördüm göz yaşlarımı farketmesin diye yüzümü saklayarak odama gittim. Gözyaşları içersinde yatağıma uzandım ve uyumaya çalıştım ama nafile... Uyuyamıyorum aslında gerçekten çok uykum var. Gördüğüm manzarayı hatırlayınca yine gözyaşlarına boğuldum. Eğer o lanet herif o gün gelmeseydi ona duygularımı itiraf edecektim belki de kabul edip benim olacaktı. Uyuyamadığım için sabahlamaya karar verdim ve kitaplığın yanındaki şarap şişesini aldım 2-3 kadeh içtikden sonra aklım o ikisinden uzaklaşmıştı onun yerine aklımda ki soru odamda okumadığım halde koca bir kitaplık ve yüzlerce kitap olmasıydı. Sabah olduğunda ise düşüncelerden geriye kalan tek şey 2 boş şarap şişesi ve Dabi'yi düşünerek sarıldığım yastığımdı.
Yorgun gözlerle diğerlerinin yanına gittim gerçi gözlerim hep yorgun gözüküyor.

(Ben galiba odaların alt kat üst kat kısımlarını karıştırdım-)

Gittim gitmesine de kimse yoktu, bende her sabah rutin haline gelmiş olan Dabi'nin odasını kontrol etmeye gittim. Kapıyı açıp içeri girdim Dabi uyuyordu ve Hawks gitmişti. İçeri girdim ve Dabi'nin yatağının yanına çöküp onu izlemeye başladım.
Bu herif onca şeyden sonra gidip sinir bozucu bir "kAhRaMaN" ile mi birlikte olmuştu. Aklıma birden onca şey diyince aslında aramızda hiçbirşey olmadığını farkettim olan birşey varsa da hep yarım kalmıştı.
Bunu düşünürken Dabi'nin bana baktığını gördüm.
+Shi
-Ne var lan it
Neden bu kadar sert cevap vermiştim böyle demek istememiştim
+Neden burdasın?
-Sana bakmaya geldim
+Peki
-Gecen güzel geçti mi bari?
+Ha? Ne? Ne demeye çalışıyorsun?
-Bilmemezlikten gelme gördüm
+Neyi gördün Shi?
-Hawks iti ile olanları
+Hataydı benim suçum yok
-Nasıl yok onun belini nasıl kavradığını gördüm
+Shi?Neden ağlıyorsun??
O söyleyene kadar farketmemiştim gözlerimden süzülen yaşları.
-Ağlamıyorum
+Yalan söyleme
Bana yaklaşıp göz yaşlarımı sildi.
+Sen beni mi kıskandın?
-Hayır lan neyini kıskanıcam senin it.
+Orasını ben bilemem.
Ona sarılmak istiyordum,öpmek sıcaklığını hissetmek istiyordum bir yandan da içimden bir şeytan diyordu ki:
"Sarılır gibi yap çürüt gebersin it"
Nihayetinde boş boş ona bakmaya devam ettim işte. Omzumdan kaldırarak beni yanına çekip sarıldı, düşüncelerimi falan mı okudu?
+Özür dilerim.
-Kabul etmiyorum
+Neden lan?
-Nedeni mi var it
+Sen son zamanlarda fazla it demeye başladın he
-Buna mı takıldın?
+Evet
-Gerizekalı
+Aa Shi Bey çok ayıp neler diyorsunuz siz?
-Dalga geçmesene ya
Bir süre bu şekilde konuşmaya devam ettik

Geç saatlerde°

Dabi'nin ağzından anlatım:
Öpsem affeder miydi? Denemeden bilemem
Dudaklarına hafif bir öpücük kondurdum.
-Neden?
Dayanamayıp dudağına yapıştım. Bir süre karşılık vermedi ama yine geri çekilmemişti.

Shigaraki'nin ağzından anlatım:
Neden şimdi bu it beni öpüyor ki gidip Hawks'ı öpsün "Yine"
En sonunda vazgeçtim ve karşılık verdim.

(Ne Warn'ı verceğimi unuttum lan)

Bir süre sadece öpüşmeye devam ettik. Daha fazlasını istiyordum. Sonrasını anlatmaya lüzum yok. (PĞÜWĞRĞWPEĞ)

Sabah°
Uzun bir gecenin ardından ay ışığının yerini güneşin parlaklığı almıştı. Ben ise uyanalı yaklaşık 5 dakika olmuştu. Nihayetinde Dabi uyandı
+Günaydın
-Sana da
+Trip atmamaya mı karar verdin yoksa bugün cidden günün mü güzel normal de olsa "SeNcE gÜn AyDıN mI? " derdin.
-Off tamam bir kere düzgün cevap verdim sorgulama
Dabi yataktan kalktı ve üstünü giyindi. Ben yataktan kalkacak gücü kendimde bulamıyorum.
Yanıma tekrar geldi alnıma bir öpücük kondurdu ve yanıma oturdu.
+Kalkabilir misin?
-Lan ben o kadar da Uke tipli değilim birşey olmaz kalkarım
Kalkmaya çalıştım
-Ah
+Noldu kalkamadın mı?
-Lan gerizekalı senin yüzünden böyle
+İstersen biraz dinlen ben aşağı iniyorum kendini iyi hissedince seslen kahvaltı hazırlarım senin için.
Dabi odadan çıkıp kapıyı kapattı. Dün gece olanları hatırlayınca yüzümü yastığa bastırdım aslında odada kimse olmadığı için yapmama gerek yoktu ama utanmıştım işte.
Aradan belli bir süre geçince kalkmaya karar verdim ve odadan çıktım.
+Nasılsın?
-Daha iyi
+Tamam kahvaltı yapalım mı?
-Dışarda kahvaltı yapabilir miyiz?
+Tamam olur.
Dışarı çıktık, bir süre yürüdükten sonra kafe/restoran gibi bir yere geldik masalardan birine oturduk. Garson gelip siparişlerimizi aldı. Beklerken arkamdan bir ses geldi.
"Villainlar sizin burda ne işiniz var hareket ederseniz çakarım smashı."
Bu U.A. den Deku olmalıydı
-Ne var lan amk bizim özel hayatımız yok mu? Kahvaltı için geldik şimdi rahat bırak bizi.
Ha? Ne? ~İzuku
+Ne? Ne?
Sizin özel hayatınızda mı vardı? ~İzuku
-He yoktu biz insan değiliz tabi hatta biliyor musun biz sizin gibi yemek falan da yemiyoruz ihtiyacımız yok
Ciddi mi? ~İzuku
+Olm saf mısın sen? Dalga geçiyor
Yaa sabah sabah. ~İzuku
-Sen gelip bulaştın it karışmasan ölcen dimi?
İyi tamam siz özel hayatınıza devam edin~İzuku
+Deku
He ne? ~İzuku
+Sevgilin n'apıyo?
Kim? Uraraka mı?
+Ne Uraraka'sı lan Katsuki'den bahsediyorum.
H-Hayır biz onunla sevgili falan değiliz daha arkadaş olmayı beceremedim nerde sevgili olmak~İzuku
+Anladım neyse yakışıyorsunuz.
Kes ya~İzuku
-Allah muhabbetinizi arttırsın maşallah maşallah.

...