...
1 hafta geçmişti yiboyla her gün şirkete gelip gitmiştik bazen kendi evinde bazen de bende kalıyordu magazin gündeminden de düşmüştük. Bugün de şirkete gelmiştik kendi odamdaydim kapi çalındı "buyurun" dedim içeri orta boylu bir kadın girdi "merhaba efendim y****e kanalından "geçmiş hakkında" programının sunucusuyum belki duymuşsunuzdur ünlü kişilerin hayatları ve kendileri hakkında merak edilen sorulari soruyoruz.Kardeşiniz Bay wang şu anda en çok ismi aratılanlar listesinde birinci sırada eğer kabul ederse onunla da bir röportaj ve program kaydı yapmak istiyoruz gülümsedim "yibo kendi kararlarını verebilir programa katılıp katilmamayıda kendisi seçebilir" dedim kibar bir ses tonuyla karşımdaki kadın da gülümsedi tam bir şey Söyliyecekti ki yibo içeri girdi "abi" kadını görünce duraksadı "ahh gel yibo" diyerek odaya çağırdım onu sonrada kadının gelme nedenini ,kim olduğunu açikladim kabul edeceğini düşünmüyordum.
"Peki" dedi cansız bir sesle beni yine şaşirtmisti,kadın "kabul ettiğiniz için teşekkür ederim efendim müsaitseniz yarın sabah stüdyo da sizi bekliyor olucaz" kadının yüzüne bile bakmadan "mn" diyip çıktı kadinda o çıktıktan 5 dk sonra ayrıldı. Yiboya bakmak için odasına gittim önünde ki dosyaları inceliyordu dalgın görünüyordu "yibo" dedim bakmadı muhtemelen dalmıştı beni duymuyordu omzuna dokundum bu sefer beni farketmişti "Abi" dedi oldukça sakin ve kısık bir ses tonuyla, başını dosyalardan kaldırıp yorgun gözleriyle bana baktı,
gülümsedim "röportaj vermeyi kabul etmene şaşırdım" konuşurken odasındaki koltuğa oturmuştum "evet bir nedeni yok" dedi konuşmayı uzatmak istemediği belli oluyordu uzatmadım "peki bol şans" diyip odadan çıktım şirkette biraz gezinip odama geri döndüm incelemem gereken bir çok dosya vardı onları incelemeye koyuldum bir süre sonra da işim bitmişti saat 19.30 olmuştu yibonun odasına gittim fakat boştu garaja gidip güvenliğe onu sordum 1 saat önce çıktığını söyledi aradım ama telefonu açmadı arabaya binip eve gittim eve gelmemişti acaba kendi evindemiydi neyse dedim biraz yalnız kalsa iyi olur diye düşünüp onu aramayı bıraktım zaten çok yorulmuştum yemek bile yemeden kendimi yatağa attım..
"Hatırlıyor musun şirkette çok üşüdüğum için bana ceketini vermiştin ve seni ilk defa o gün öpmüştüm" mezarın başında ağlayan adamın göz yaşları getirdiği taze çiçekleri ıslatiyordu "b-ben çok üşüyorum z-zhan" sözleri sanki mezarda yatan adamdan bir şeyler umar gibiydi, "o kadar çok özledim ki seni cenazeme geleceğini bilsem ölesim var.." göz yaşlarına hıçkırıkları eşlik ediyordu çaresizce toprağı kucaklıyor getirdiği çiçekleri özenle baş ucuna bırakıyordu mezarın, bir yandan da mezar taşında yazılı olan ismi okşuyordu "seni seviyorum zhan-ge" zorda olsa gülümsemeye çalıştı sanki karşısında biri varmış gibiydi hareketleri...
"Bugün de şirkete gittim, çalıştım hatta yarın için bir röportaj vermeyi bile kabul ettim" gün içinde yaptıklarını anlatıyordu toprağını okşadığı mezara. "Özür dilerim zhan böyle olsun istemedim" sözleriyle hıçkırıkları gecenin sessizliğinde yankılanıyor sonu gözükmeyen karanlıkta kayboluyorlardı, göz yaşlarını silip ayağa kalktı bedeni gibi sesi de titriyordu genç adamın "mutlumusun zhan-ge" son sözlerini de söyleyip o da gecenin sessizliğinde ve karanlığında kayboldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgun Yıllarım (Yizhan)
أدب الهواةYıllar önce yapılmış bu mezara dolu gözleriyle bakıyordu, tüm içtenliği ile ,tüm masum istekleriyle sarıldı sevdiğinin mezarına; "Geri dön zhan-ge" Ama unuttuğu bir şey vardı gidenler asla geri dönmezdi...