~
Jeongguk sinirle soludu. Kendinden, on yedi yaşında ona bu denli hormonları salgılayan beyninden ve ıslak rüyalarından. Nefret etmeyecekti ne yapacaktı ki?Altı senelik arkadaşlığına ihanet etmişti o. Taehyung'dan, arkadaşından hoşlanmıştı... Bir yıldır hoşlanıyordu ondan. Ama anlamıştı iki ay önce. Taehyung'a ihanet ediyor, yalan söylüyordu.
Kendini dizginlemeye, vedalaşmaya hazırladı ama bir haftadır tek yaptığı dört kilo verip, geceleri ağlayarak uyumak, ıslak rüyasından veya kabusundan kalkıp ağlayarak kendine dokunmak veya Taehyung'un fotoğraflarına bakıp ağlayarak geri uyumak. Okulda ondan dört buçuk kaçmak. İşte Jeon Jeongguk buydu. Taehyung'un o cesur Gguk'u değildi. Başkası olsa tak diye söyleyen çoçuk, dut yemiş bülbüle dönmüştü. Jeon Jeongguk korkak tavuktan başka bir şey değildi.
Gittikçe batıyordu. Öylece kimseye sesini duyuramadan... Kimseciklerin haberi olmadan...Bu yoğun duygunun adı aşktı ve karşılıklı olmayan aşkından dolayı boynuna geçirilmiş iple yaşamaya çalışıyordu.
Dudağına bile değil, saçlarına belki Taehyung bir öpücük kondursa Jeongguk'un bu sancılı günleri son bulacak gibiydi. Ne çok isterdi duygularını yok etmeyi veya karşılık bulmayı...Onu sevmeyi, onu çok sevmeyi...
İç çekti. Ödevlerini bitirmişti okuldan gelir gelmez ve şimdi de uykusundan - evet yemek yemediği için hiç enerjisi yoktu- yeni uyanmıştı. Islak rüyasından. Altı yıllık arkadaşının da içinde olduğu ıslak rüyadan.
Ağladı hıçkıra hıçkıra ilk uyanır uyanmaz cenin pozisyonuna gelerek. Ama zorlayan penisiyle kalkıp soğuk duşa girdi. Orda da ağladı. Beyni neden anlamıyordu? Neden anlayıp artık o laner hormonları salgılamayı kesmiyordu? Nefret ediyordu aşk hormonunu salgılamasından!
Olmayacaktı işte. Öyle bir şey olmayacaktı. Artık bu işkenceye son verse ne olurdu sanki?
Ağlaya ağlaya bitirdiği duşu sonrası mutfağa ilerledi. Kendini zorlaya zorlaya bir bardak su içti.
Taehyung'unu çok kırıyordu onun iyiliği için. Ama dayanamıyordu. Gözlerinde gördüğü saliselik kırgın bakışlara beş saat ağlamıştı dün. Ağladığı ihtimali kafayı yemesine sebep oluyordu. Jeongguk onun gözyaşlarına değmezdi ki...
Ne onun gibi tatlı ne onun gibi narin ne onun gibi nazikti.
Jeon Jeongguk kendini kalbinin attığı Kim Taehyung'a layık bulmuyordu, her saniye içten içe kan kusarak sevmesi için dilekler tutarken.
Çok seviyordu... O papatyasını çok seviyordu. İzin verir miydi o narin yapraklarına sıradan kanatlara sahip olan kelebeğin konmasına?
Jeongguk hiç ihtimal vermiyordu.
~
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
betty
FanfictionJeongguk : Çünkü sana aşığım. İşte bu yüzden iyi şeylere inanmıyorum. İşte bu yüzden partine gelmek istemiyorum.