Jaehyun'dan - 1 Ay Sonra
Tam bir ay boyunca dediğim gibi şehir şehir gezmiştik Kore'yi. Sadece ikimiz vardık. O günden sonra yaptığımız planla Doyoung bilerek resimlerimizi medyaya aktarmış, birlikte olduğumuzu herkes öğrenmişti. Destek verenimiz çoktu. Tabii bir o kadar da linçleyen vardı. Umrumda değildi. Oyunculuğumla alakalı hiçbir sorun olmamış, teklifler bile artmıştı. Hepsini bir ay sonrasına ertelemiştim çünkü Yuta'yla ayrı geçirdiğimiz zamanları telafi etmeye çalışmak, özlem gidermek istiyordum. Aynı zamanda Yuta'nın işinde de bir sorun çıkmamıştı.
Son günümüzde bacaklarında yattığım bedene baktım. Gözlerini kapatmış, bir elini saçlarıma bir elini göğsüme yerleştirmişti. Uyumuyordu, yüzünde bir gülümseme vardı. Hiç düşmesini istemediğim, beni transa sokan o gülümsemesi..
"Hyun."
"Hm?"
"Aklıma geldi de, o resimleri kim çekti? Hep dışardan çekilmişlerdi." bu dediğine kıkırdadım.
"Doyoung çekti."
"Ha?" gözleri büyümüş, şaşkınca bana bakmıştı.
"Çekmiş daha doğrusu. En başından beri destekliyormuş bizi. Her buluştuğumuzda yanımıza geliyordu biliyorsun. Birini bile atlamadan resmimizi çekiyormuş. Sana kötü davrandığı için baya üzmüş kendini. Maksatı ikimize de zarar gelmemesiymiş."
"Gerçekten mi? İnanamıyorum. Zaten o gün rahatsızlandığımda anlamıştım. Çok telaşlandı."
"Gerçekten bebeğim. Ama bunları en başından bana söyleseydi her defasında onu azarlamazdım. Senin hakkında konuşunca bile küplere biniyordum." bu sefer de o kıkırdamıştı.
"Bebeğim, eğer devam etmek istiyorsan uzatabilirim." bu bir ayı uzatmaktan bahsediyordum.
"Buradan sonra ayrılacakmışız gibi davranmasana. Sen işine gideceksin ben işime. Sonra aynı eve geleceğiz."
"Haklısın bebeğim."
"Hem Hyuck ve Taeyong hyung daha fazla gitmezsem gelip beni alırlar."
"Oh bittim ben desene.."
"Öyle sevgilim ama şu an bunları düşünmemelisin. Son günümüz böyle mi geçecek?" beni dizlerinden kaldırıp kendi ayağa kalktığında şaşkınca bakakaldım. Tshirtu boxerına sıkışmıştı. Üstünde sadece tshirt mu vardı? Ben şort giydiğini sanıyordum-
"Yuta." gözlerini benimle buluşturmuştu.
"Bu halin ne böyle?"
"Ne halim ne?" gözlerimle üstünü işaret ettiğimde hızlıca sıkışan yerdeki tshirtunu indirdi.
"Yah! Şortların hepsi kirli ne yapayım!" ben de ayaklanmış, gülmeye başlamıştım. Sonra da ona doğru adımlamıştım.
"Hyun-ah." Yuta hiç az değildi ama onu her seferinde nasıl şaşırtacağımı biliyordum. Üstündeki tişörtü bir çırpıda çıkarttım. Şimdi sadece boxerıyla kalmıştı karşımda. Ha birde bileklerine kadar olan beyaz çoraplarıyla.
"Ne yapıyor-" çıplak belinden tutup kendime çekmiş, öpmeye başlamıştım. Elleri boynuma çıkarken onu hafifçe kaldırmış, karavanın içine sokmuştum. Yatağımızın üstüne narince bırakmış, üstüne doğru eğilmiştim. Yatakta saçları geriye doğru gitmiş, alnı açılmıştı. Açık alnına bir öpücük bırakmış, yüzünün her yerini yavaş yavaş öpmeye başlamıştım. Onun elleri üstümdeki ince gömleğe gittiğinde de sırıttım.
"Ne istiyorsun bebeğim?"
"Benim gibi çıplak kalmanı istiyorum Hyun-ah." sesi beni iyice delirtirken ona istediğini verdim. Üstümdeki ince gömlekten bir çırpıda kurtulurken onu öpmeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eyes tell the truth - yujae
Fanfic"bana bakınca içi parlayan gözlerinin yerini kocaman bir boşluk almıştı." Nakamoto Yuta × Jeong Jaehyun minific