Adam acı dolu bir inlemeyle gözlerini açtı, gözleri yaşla parlamıştı. Tony düşünceli bir şekilde kaşlarını çattı. Uzaydan dünyaya çarpmak can yakıcı olmalıydı.
"Jarves, dil çözümlemek ve çevirmek zorunda kalabiliriz. Kendini hazırla."
"Peki, efendim."
Tony bir kez daha eğildi. "Merhaba~ Beni anlayabiliyor musunuz? Bayım? Yani bay olduğunuzu düşünüyorum ama hanımefendi de olabilirsiniz tabii. Umarım öyle değilsinizdir çünkü bu çok kaba olur. Bir centilmen olmayı tercih ederim, özellikle tüm insanlığı temsil ederken. Tabii yeryüzünde benden daha iyi bir insan bulamazsınız. Türüm için eşsiz biriyimdir."
"Kes sesini Midgardlı!"
Tony'nin gözleri heyecanla parladı. "Jarvis duydun mu? Dilimizi konuşabiliyor."
"Evet efendim." Tony yapay zekanın ses tonundan gözlerini devirdiğini hayal edebiliyordu. Jarvis'in gözleri yoktu ama... bu başka bir konu.
"Hah!" dedi Tony. "Benimle alay ettiğini anlamadığımı mı sanıyorsun? Seni bu şekilde programlamadım ben. Bana karşı biraz daha saygılı olmalısın."
"Beni kendi kendime öğrenmem için programladınız ve insan özelliklerini taklit edebilmem için geliştirdiniz. Ne yazık ki, en çok iletişim halinde olduğum insan sizsiniz. Sizin özelliklerinizi taklit etme alışkanlığı kazandım."
"Babacığın seninle gurur duyuyor bebeğim ama hazır cevaplılığını babana karşı kullanmadığında seni daha çok seviyorum."
"Teknik olarak beni siz doğurmadınız ama babamdan ziyade annem sayılırsınız."
"Jarvis-"
"Sana sesini kesmeni söylemiştim!"
Tony, bir sinir patlamasıyla yattığı yerden doğrulan uzaylıya eğildi ve gülümsedi. "Hep söylerler... ilk değilsin ve son da olmayacaksın. Kendini neden yoruyorsun ki?"
Tony, adamın etrafında dolaştı ve onu inceledi. İyi görünüyordu. "Jarvis, misafirimizin sağlık durumu nasıl?"
"Vücut ısısı bir insanınkinden daha düşük ama bunun onun ırkının bir özelliği olduğunu düşünüyorum. Çelimsiz görünüşüne rağmen vücudundaki kas oranı oldukça yüksek. Bunun dışında bir insandan herhangi bir farklılık yok. Sağlıklı olduğunu söylemenin mümkün olduğunu düşünüyorum."
"Vay canına... Uzaydan atmosfere girip yere çakılan biri için oldukça iyi."
Uzaylı kaşlarını çatarak ayağa kalktı. "Kiminle konuşuyorsun sen?"
Tony ıslık çaldı. "Boyun uzunmuş. Konuşacak çok şey var ama tek gözlü ve adamları gelmeden önce gitsek iyi olacak."
Zırhının maskesini kapadı. Uzaylıyı belinden tuttu ve havalandı. "Eh... atmosfere giriş koşullarına dayanabildiğine göre biraz yüksekten uçmaktan etkilenmezsin. Aniden önüme çıkan uçaklardan hoşlanmıyorum da."
"Midgardlılar uçabiliyor mu?"
"Belli şartları sağladıktan sonra herkes uçabilir."
Uzaylı bir an için düşüncelere dalmıştı. Aynı anda sordular.
"Midgardlı ne demek?"
"Uzayda seyehat edebilecek bir aracınız var mı?"
"Önce sen cevapla." dedi Tony. "Aklımda dolaşan sorulara cevap alamamaktan nefret ederim."
"Midgardlı sensin. Midgard ise burası. Ölümlü diyar. Şimdi benim sorumu cevapla."
"Uzayda seyahat edebiliyoruz. Ancak bunun senin umduğun gibi olduğunu sanmıyorum. Eve dönmek için soruyorsun, öyle değil mi?"