düzyazı ve smut gibi bi sey var rahatsiz olacaklar okumasinlar
150 oy ve yorum 💓💓💓"Jennie, aç şu kapıyı artık."
"Bekle bir dakika ya." Ruju dudaklarıma iyice yedirirken kapının ardındaki Taehyung'a seslendim.
"On beş dakika oldu. Bak, annem gelecek birazdan ve keki hala tepsiye yerleştirmedin." Yaptığım kekin yandığına dair bir yalan söylediğimi hatırladığımda aceleyle ruju bıraktım ve kapıya doğru yöneldim.
Kapının karşısına dekore ettiğim boy aynasından son kez kendimi süzdüm. Siyah, tüylü crop hırkamı, içimdeki bustiyer ve hırkamın dar mini eteği ile kombinlemiştim. Ayakabı olaraksa siyah, topukları altın tercih edip, saçlarımı arkadan toplamıştım. Saatlerce hazırlanmama rağmen beş dakikaya hazırlanmış gibi duruyordum. Bu da tam istediğim gibi bir görünüştü.
"Açsana artık. Gideceğim bak şim- oha."
Beni her gördüğünde oluşan ifadesi yüzüne oturmuş, üstümdekileri süzmeye başlamıştı. Gözlerimi devirdim ve homurdandım. "Açtım ya işte. Ne sabırsızsın."
"On yedi dakikadır beni kapıda bekletiyorsun."
Omuz silkip, mutfağa doğru ilerledim. "Dakika mı tutuyorsun?"
"Evet." Anında verdiği cevap ile dudaklarım kıvrıldı. "Salaksın."
Rafların üstünde duran tepsilerden birini tezgaha koydum ve Taehyung'a başımla işaret verdim. "Keki tepsiye koysana."
"Tabii, onu da ben yapayım." Söylene söylene dediğimi yaparken kalçamı tezgaha yaslayıp, ona bakmaya başladım.
"Ayrıca hoş geldin öpücüğü falan vermedin bana. Kötü bir ev sahibisin. Anneme de böyle yapma sakın."
"Oğluna fazlasını veriyorum. İdare etsin, ne yapabilirim?"
Yaptığım imayla dudaklarını kıvırdı ve dilini üzerinde gezdirmeye başladı. Bu harekete karşı zaafım vardı.
Ve bunu beni kışkırtmak için yaptığından emindim.
Tırnaklarımı tezgaha sürterek ona yaklaştım. Arkasına geçip, başımı sırtına yaslarken tezgahtaki parmaklarımı ellerinin üzerinden omzuna doğru sürtüyordum.
"Fazla edepsiz birisisiniz, Kim Jennie."
Bir elimi beline sarıp, diğer elimi belinden aşağıya indirdim. "Beni eğitmeye ne dersiniz, Taehyung-sshi."
"Pek tatlı birisi değilimdir. Bunu kaldırabilir misiniz?"
Beline sardığım elimi gömleğinden içeri soktum ve tırnaklarımı teninde gezdirdim. Sırtı bir yay gibi gerildiğinde elimi kumaş pantolonunun içine soktum.
"Tatlı birisine dönüşmemeniz için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz."
Keki tepsiye yerleştirdiğinde ellerini ellerim üzerine yerleştirdi ve bir anda yerlerimizi değiştirdi. O ve tezgahın arasında sıkışıp kaldığımda bedenimi ona doğru ittim ve birleşmemizi sağladım.
"Aslında hiç kek yapmadın, değil mi?" Derin bir nefesin ardından sorduğu soruyla dudaklarımı yapay şaşkınlıkla araladım. "Yakalandım mı?"
"Yakalandın." Başını yana doğru eğip, bana yoğun bakışlarını yollarken omuzlarımı silktim.
"Yanımda olmanı istedim. Ne yapabilirdim?"
