Jaemin, içeriye girip botlarını çıkarıp kenara koyduğunda ceketini de çıkarıp asmış yavaş yavaş Jeno ile kaldıkları odaya ilerlemişti. Üzerine rahat bir şeyler seçip giyiniyorken Jeno'yu uyandırmamaya özen göstermiş sonra da yanına geçmek için yorganın altına girmişti.
Jaemin, Jeno'yu gün içinde süzemediğinden şimdi bir gece yarısı ay ışığının yüzüne vurduğu kadarıyla izlemek istiyordu. Gerçekten çıkıyor olabilirler miydi?
Eğer gerçekten böyle bir şey varsa Jaemin hepsini görmek duymak istiyordu. Çünkü son bir senedir ne Jaem hayatına birini almıştı nede biri onu sevmişti. Sevilmek istiyordu, sevmek istiyordu. Hafızasından silinen bu duyguyu tatmak istiyordu işte.
'Kokusunu nasıl acaba?' aklına yerleşen bu soru onu iyice meraklandırınca Jaem ne de olsa uyuyor diye düşünüp burnunu Jeno'nun boynuna doğru iliştirmiş alabildiği kadar kokusunu içine çekmişti. Bu kokuyu tanıyordu, bu koku rüyalarında bile peşini bırakmayan çocuğun kokusuydu.
Rüyasında biri vardı. Asla yüzünü ve sesini duyup görmüyordu. Rüyasındaki kişi ona arkasından sımsıkı sarılıyordu ve Jaem'in dudaklarında ister istemez bir gülümseme oluşuyordu. O kişi Jeno muydu yoksa?"
Beline yerleşen kolla sımsıkı sarılmasıyla Jaemin dudakları Jeno'nun çenesine öpücük misali sürtmüştü. Jaemin, ne yapacağını düşünüp telaşlanırken Jeno Jaemin'i kolları arasına almış biraz bedenini aşağıya kaydırarak Jaemin'in göğsüne yaslamıştı başını.
O gece bir şekilde Jaem uyumuş, sabahta uyanıp öylece Jeno'nun uyanmasını beklemişti. O uyandığında ise gözlerini yummuştu.
Jeno ne yapsa beğenirdiniz? Evet, evet Jeno küçük bir öpücük verip mırıldana mırıldana kalkmış Jaem'i şok içinde bırakmıştı. Anlaşılan bugün kahvaltı hazırlama sırası Jeno'da olduğundan erken kalkmıştı Jeno. Çünkü Jaem dün onu asla uyandıramamıştı. Şey öpücükle bile.
Jaem biraz kestirirken Jeno da ona ve kendisine kahvaltı hazırlamıştı. Jeno Jaemin'in sevdiği pankekleri hazırlıyordu. Dediğine göre Jaem hiç bir zaman Jeno gibi yapmadığından her gün istiyordu pankeklerinden.
İç çeke çeke odaya ilerleyip giyinen Jaemin'i görür görmez kaçmak yerine içeriye girmiş sırtındaki yara izleri izlemişti acı dolu bir yüz ifadesiyle. Sonra da dayanamayıp bir anda dağ omzundan başlayıp sırtının ortasına doğru uzanan kesik izine dudaklarını bastırıp sevgilisine sarılmıştı.
Jeno'ya göre onlar hâlâ sevgililerdi. Jaem'e göreyse aralarında bir şey yoktu.
Jaemin elindeki tişörtü düzeltirken sağ omzunda hissettiği ve belinde hissettiği kollarla ciddi anlamda kaskatı kesilmişti. Vücuduna bir sızı yüklenmişti ve sanki sadece karnında dolanıp garip bir heyecan bırakıyordu kendisine.
Sağ omzunun üzerindeki ıslakla Jaem, Jeno'nun ağladığını fark etmiş sıkı kollar arasında dönerek yüz yüze gelmişti Jeno'yla.
Jaemin bırakın ağlamasını Jeno sadece ona baktığında bile sevildiğini hissediyordu ama yabancı olduğu duyguya alışık değildi ve ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
"Ağlama, artık acımıyor geçti hepsi."
Jaemin sarılması gerektiğini hissedip Jeno'ya sarıldığında uzun süre öyle kaldılar. Sonra da aşağı indiler ve Jeno Jaemin'in aşkla pankek yiyişini izledi. Jaemin hatıraları hatırlamadığı için pankeki yediğini de hatırlamıyordu. Bu yüzden Jeno da onu bozmadı.
"Jeno yarın da bunu yapar-"
Jaemin daha sonradan susmuştu çünkü yarın kahvaltı hazırlama sırası ondaydı. Acaba doymadığını söylese tüm gün yapar mıydı Jeno? Aklından bu geçmişti, Jaem'in.
"İstediğin her gün yaparım, hep isterdin zaten."
----
sizce hedefim 20k iken bir anda sadece galatasaray hukuk oluşumudur? Çok istiyorum orayı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unutulan, nomin
Short Storyjaemin; anlamıyorum yanlış yazdınız sanırım? jeno; hayır, sana mesaj atıyorum ...