15

40 3 6
                                    

Kaos.

Her taraf kaos.

"Ya ananı avradını-"

Yüzümü buruşturdum.

Altı abim artı Jongdae'nin sevgilisiyle geldiğimiz barda hep birlikte barın en büyük masasında oturuyorduk.

Kızlarla birkaç şarkı çaldıktan sonra Hyo abimlerin geldiğini görmüş ve bize onlara katılabileceğimizi söylemişti. Kendisi de kulaklıklarını takıp, insanları coşturmaya devam etmişti.

Kaosa nasıl mı geldik?

Gahyeon ve Wonho bardan içeri giriş yapmış, tezgaha doğru ilerlemişti. Birkaç bardak bir şeyler içtikten sonra Wonho, Gahyeon'un onu durdurmaya çalışmasını umursamadan sarsak adımlarla yanımıza gelmişti.

Evet.
Altı abimle birlikte oturduğum masaya.

Ben Hoongjoong ve Hyunjung'un arasında oturuyordum. Hyunjung, Wonho'nun gelip başımızda dikildiği zaman eğilip kulağıma şey demişti. "Kaos çıkacak şimdi izle."

Eh, haklıydı.

Wonho bana birkaç cümle söylerken ben ona asla bakmıyor, kafamı dahi kaldırmıyordum. Bizimkiler de sakince dinliyorlardı ama sinirlendiklerini nefes alışverişlerinden anlıyordum.

Sonunda ona bakmadığım için sinirlenen Wonho masaya yumruğunu vurduğunda olan olmuştu.

Mingyu masanın üzerine çıkıp, Wonho'nun üzerine atlamıştı.

Namjoon ve Doyoung birbirlerine bakmış, sonra derin bir nefes alıp Mingyu'yu Wonho'dan ayırmaya çalışmıştı.

Sonra nasıl olduğunu anlamadığımız şekilde kavga diğer müşterilerin de katılmasıyla büyümüştü. Şuan da karakoldaydık. Parmaklıkların arasında kavga devam ediyordu.

Wonho ve Mingyu laflarıyla birbirini döverken ben kafamı parmaklıklara yaslamıştım. Eğer bu iki salak kavgaya biraz daha devam ederse kafamı demirlere vura vura parçalayacaktım.

"Kardeşimden uzak duracaksın lan!"

"Sana ne lan!"

Ofladım.

"Kesin sesinizi!"diye bağırdığımda ikisi de susmuş, yerlerine sinmişti.

Bir süre sessizlik oluşurken gözlerimi kapatıp, sessizliğin keyfini çıkartmak istedim. Ama bu da olmamıştı.

Kapı açılmıştı.
Kimin geldiğine bakmak için gözlerimi açtığımda bir memurla kuzenimiz Yuta'yı gördüğümde neredeyse neşeyle ellerimi çırpacaktım.

Memur elindeki anahtarla önce bizim durduğumuz yerin kilidini açtı. Sonra karşımızdaki erkeklerinkini.

"Salak."demişti Yuta göz göze geldiğimiz ilk an.

"Mingyu'ya söyle. Benim suçum yok."

İkimiz de birbirimize göz devirirken sürü halindeki ailem de gelmiş, beraber karakoldan çıkmıştık.

Chance ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin