yirmi iki

9.1K 739 112
                                    

ARKADAŞLAR BİRAZ YORUM YAPIN YA BÖLÜM PAYLAŞASIM GELMİYOR RESMEN

Taehyung

Şu anda sırtını ağaca yaslamış bir şekilde oturan, kırdığı dizlerini hafifçe kendine çekmiş Jeongguk'un bacaklarına yaslandığımı idrak etmek zordu. Üzerine neredeyse yatmıştım ve onun beni destekleyen kolu, üzerimden ayırıp da önümüzdeki manzaraya bir saniyeliğine bile çevirmediği bakışları bir süre sonra beni çıldırma raddesine getirmişti.

Günümüz güzel başlamıştı. Beni evimden almaya gelmiş, giydiğim kolsuz bluza ve yeni boyattığım saçlarıma bakarken şaşkınlıktan sarkan alt dudağı ve açılan ağzıyla beni güldürmüştü. Sonra beni motoruna bindirmeden kollarını etrafıma dolamış, bal rengi saçlarımı okşamıştı bir süre. Saçlarıma sürekli dokunması gözümden kaçmıyordu, onları seviyor olmalıydı.

Sakin bir motor sürüşünden sonra ise oturabileceğimiz bir kafeye gelmiştik. Jungkook americanosunu içerken ben de çilek suyu sipariş etmiştim ve arada bununla ilgili bana takılıyordu, güzel zaman geçirmiştik. Bolca konuşmuştuk, tabii kafeden kovulana kadar.

Evet, kovulmuştuk.

İkimiz de erkek olduğumuz için yakınlığımızdan rahatsız olanlar olup bizim gitmemizi istemişti. 'Homoseksüel'lerle aynı ortamda bulunmak istemediklerini söylemişlerdi. Garson yanımıza gelip bunu söylediğinde çok şaşırmıştık, onlar da mahcup görünüyordu ama iki müşteri yerine diğer çoğunluğu kaybetmemek daha önemliydi, onları da anlayabiliyorduk.

Jeongguk çok sinirlenmişti, çıktığımızda bile bunun hakkında söylenip duruyordu. Yine de motorla öylece giderken şu an bulunduğumuz yeri keşfettiğimizde ikimiz de rahatlamıştık.

Bir süredir böyle oturuyor ve birbirimizi izliyorduk. Bir buçuk ay önceki halimize bakılırsa şu anda bu durumda olmamız garipti. Çok garipti hem de, ondan hoşlanacağımı asla düşünemezdim. Şimdi ise resmen, Jimin'in tabiriyle, aşk kuşları olmuştuk.

Önüme gelen saçlarımın bir kısmını kulağımın arkasına atan Jeongguk'a dudaklarımı yalayarak baktım. Siyah saçları iyice uzamıştı ve kaşındaki piercingi zar zor görünüyordu. Beyaz bir tişört ve onun üzerine de ince, toz pembe bir gömlek giymişti. Pantolonu kalın baldırlarını sıkıca sarıyordu ve ben şu an o baldırlara yaslanıyordum.

"Taehyung-ah." dedi yumuşak sesiyle. Tanrım, ses tonu bile öyle hoştu ki neden hâlâ sevgili olmadığımızı düşünüyordum.

"Efendim." dedim bir elimi kaldırıp onu taklit ederek saçlarını kulağının arkasına sıkıştırırken.

"Bizim bu yeni halimiz çok daha güzel, değil mi?" Tatlı bir şekilde sorduğu soruyla hafifçe güldüm, dilimi dişlerimin arasından hafifçe çıkarmıştım.

"Sanırım, evet." diye cevapladım onu. Saçlarımdaki elimi indirip omzuna koydum. Kendimi biraz daha ona yaklaştırırken sırtımı koluyla daha fazla sarıp bana yardım etti.

"Jeongguk-ah." dedim yine onu taklit ederek. Omzundaki elimi boynuna sardım ve diğer elini belime koyuşunu izledim. Şimdi tamamen kolları arasındaydım ve harika hissediyordum.

"Efendim, bebeğim." dedi ve neredeyse söyleyeceklerimi unutmamı sağladı. Yutkunup bir süre bekledim, bebeğim derkenki ses tonunu atlatmaya çalıştım.

"Artık sevgilim olsan ya." Sabahtan beri düşündüğüm şeyi sonunda söylememle gözleri kocaman açıldı. Şaşkınlığı her halinden belli olurken, "Taehyung, hayır ya!" diye bağırdı. Kaşlarımı çatarken o bir eliyle yüzünü sıvazladı, sıkıntılı hali yüzünden kendimi geri çekmeye çalıştım. Sevgili olalım dedim diye neden böyle yapıyordu?

"O anlamda hayır demedim, yani- Ben-" Bir türlü düzgün konuşamamasıyla elimi üzerinden çekip saçlarımı geriye doğru ittim. Kendimi de hafifçe geriye çekmiştim.

Ama o uzaklaşmama izin vermeyip üzerimdeki ellerini sıkılaştırdı ve beni kendine doğru çekti. Ondan başka bir yere bakmaya başladım, yüz ifadesi çok komikti.

"Tamam, sürpriz yapacaktım ama söyleyeceğim." Çenemden nazikçe tutarak bakışlarımı ona tekrar çevirmemi sağladı.

"Sürpriz yapacaktım, sana güzel bir şekilde teklif etmeyi planlıyordum. Sen birden söyleyince, planlarım suya düştü."

Şaşırma sırası bendeydi şimdi. Bir süre bekleyip, söylediklerini idrak etmeye çalıştım.

"Jeongguk..." Elimi yanağına çıkarırken ismini fısıldadım. Parmaklarım bulunduğu yeri yavaşça okşadı. "Böyle bir şey yapacağını düşünemedim. Ama madem heveslendin, ben bilmiyormuş gibi yaparım merak etme."

Gülerek başını iki yana salladı, yanağındaki elimin üstüne elini koyup sıkıca kavradıktan sonra dudaklarına götürdü. Avuç içimde dudaklarını minik minik bastırıp geri çekildiğinde konuştu. "Neyseki iyi bir oyuncusun."

Ben de güldüm. Elimi geri çektiğimde o da boşta kalan elini tekrar sırtıma koydu. Ona biraz daha yaklaşıp, hafifçe eğilerek yüzüne yakından bakmaya çalıştığımda afalladığını görebiliyordum. Elimi saçlarına çıkarıp, diğerini de omzuna koydum.

"Öpüşecek miyiz?" diye kendi kendine sorduğunda kahkahayı basmıştım.

"Taehyung.." diye sızlandı bir süre. Yakınlığımızı bozmayıp çenemi omzuna yasladım. Çıplak kollarımı boynuna sardığımda kolumda belli belirsiz birkaç öpücük hissettim ve o beni sıkıca sardı.

Hissettiklerimi tamamen tarif edemezdim. Sanki... Sanki onun için sabırsızlanmak gibiydi. Bir an önce her şeyi yaşamak istiyordum onunla. Belki iyi değildi bu ama onu hayatımın merkezine koymak istiyordum. Görmediğimiz her yeri görmek, yapmadığımız her şeyi yapmak istiyordum onunla.

"Seni seviyorum." dedim birden. Söylemem gerekiyordu, geç bile kalmıştım.

"Ben de seni, Taehyung." dedi. "Seni çok seviyorum."

-

-

-

arkadaslar bütün beynimi yksye sakladığım için sürpriz falan bulamadım o yüzden bölüm burada bitti kusura bakmayın

arkadaslar bütün beynimi yksye sakladığım için sürpriz falan bulamadım o yüzden bölüm burada bitti kusura bakmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tae'nin bal rengi saçları💍

tae'nin bal rengi saçları💍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu bölüm bunu giydiii


okuduğunuz icin teşekkürler sizi seviyorum♡


love to hate me ❘ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin