BAŞLANGIÇ

32 6 15
                                    


       Cem gecenin geç saatinde eve gelmişti, eski zamandan kalma huyundan hiç bir zaman vazgeçemiyordu. Kapıyı açarken yavaş ve ses çıkartmamaya çalışıyordu, içeri girdiğinde ışığı yakmadan kimseyi rahatsız etmeden odasına gitmeye çalışıyordu. odasına yavaş ve hızlı adımlarla girdi, ışı açtığında boş bir oda olduğu fark etti. Kapının karşısında duvara kocama harflerle yazan yazıyı gördüğü gibi anlamıştı, elinde ki çantasını yere bıraktığı gibi ağlamaya başladı...

      Sabah olduğunu telefonun siren sessinden anlıyordu Cem, siren sesinin sonsuzluğa bağırdığı gibi telefonu titreyerek çalmaya başladı. Cem yerinden fırladığı gibi telefonu kapattı, başını yastığa geri koydu, 'Her gün aynı korku ile uyanmak çok saçma' dedi kendi, kendine. Yatağından çıkmak istemiyordu, yatağının yanında duran komodinden aldığı telefonuna bakmaya başladı. 

      4 bildirim gelmişti, 3 tanesi bankadan 1 tanesi ise  Patronun Nazlı'dan gelmişti, yüzünde buruk ifade ile mesaja baktı.

      "Merhaba Cem Bey, size bu mesajı atıyorum çünkü dün teslim etmeniz gereken, kitabı daha teslim etmemişsiniz, sorabilir miyim neden halen kitabın son halini bana göndermediniz?"

      Cem mesajı okuduktan sonra, kafasına dank etmişti, editörlüğünü yaptığı kitabı 10 sayfa kala bırakmıştı daha zaman var diye ama şimdi zamanı kalmamıştı. Hızlıca yataktan fırlarcasına çıktı, masa üstü bilgisayarını açtı. Çıktı aldığı ve notlar aldığı defterini nereye koyduğunu unutmuştu, masadan kalktı, boş defterlerini nereye koyduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Odasının hemen yanına duran boş odada olabileceğini düşünüyordu, hızlıca o odaya bakmaya gitti. Etrafta sadece boyunun yarısı kadar duran bir dolap vardı, boş defterleri, editörlüğünü yaptığı kitapları ve boş defterleri buraya koyuyordu. 

      Dolabın her yerine baktı ama bir türlü o defteri bulamıyordu, dünü hatırlamaya çalışıyordu acaba yanımda yayın evine mi götürdüm diye düşünmeye başladı. 'Düşün, düşün Cem nereye koymuş olabilirsin bu defteri düşün' Cem düşünürken yerde ayağına odaya girerken ayağına çarpan çanta dikkatini çekmişti, 'acaba bunun içinde olabilir mi?' hemen yere eğilip çantayı yerden aldı. İçini açıp baktığında gerçekten, defter onun içindeydi, hızlıca odasına gitti. 

      Bilgisayar yavaşta olsa açılmıştı, defterde kitabın adı yazıyordu bilgisayara kitabın adını yazdığında, bir sorun ile karşılaştı. Cem arka arkaya bilgisayarın sol alt köşesinde duran başlat düğmesine bastı, komut kısmında kitabın ismini yazdı 'SAKLI DENİZ' ama bilgisayar hiç bir sonuç bulamadı. Cem ne yapacağını bilmiyordu, 'nerede bu kitap' diye yine düşünmeye başladı. 

      'Güne uğursuzlukla başladım, benden daha uğursuz kimse başlayamazdı bu güne' diye kendine kızıyordu. 'Acaba şirket bilgisayarında mı bırakmıştım dosyayı' diye düşünmeye başladı, bir yerde hata yaptığının farkındaydı. Çantasının içerisinde bir siyah deftere benzer bir şey olduğunu fark etti. Çıkardığında Aysun'dan ödünç aldığı, tablet olduğunu fark etti, dün gece içtiği içkiler aklını derinden etkilemişti.

      Hızlıca tableti çantasından çıkardığı gibi masanın üstüne koydu, tablet için Aysun'dan ödünç aldığı kablosuz klavyeyi bağladıktan sonra, eksik kalan 10 sayfayı düzenlemeye başladı. Defterde not aldığı yerleri kontrol etmeden taslağı yazara gönderip onay alamazdı.  

      Yaklaşık 1 saate yakın bir sürede, 10 sayfayı ve taslağı düzenledi, yazara  e-posta attıktan sonra, birde yazara mesaj çekti.

      "Merhaba Aslı ben Cem Lokmacı, sana daha öncede mesaj atmıştım 'SAKLI DENİZ' kitabının editörüyüm, düzenlemem bitti sana e-posta attım hesabını kontrol eder misin? en kısa sürede bana aklına takılan yerleri söylemeni ve onay verdiğini söylemen gerek. 

     BU KİTABIN EDİTÖRLÜK YAPILDIĞINA VE YAYINLANMASINA, KENDİ HÜR İRADEM İLE ONAYLIYORUM. Yazman yeterli, okuduktan ve onayladıktan sonra bana haber verebilir misin? İyi günler dilerim.

     Cem rahatlamıştı, derin bir nefes aldı, hızlıca patronu Nazlı'ya mesaj çekti.

     "Nazlı Hanım Günaydın, Aslı Hanıma e-posta attım ondan haber gelmesini bekliyorum, en kısa sürede onun dönüş yapmasıyla size kitabın son halini göndereceğim. Kusura bakmayın biraz geç bitti."

     Cem hızlıca mutfağa yöneldi, su ısıtıcısına bastı, banyoya doğru yöneldi, duşa girmeden önce, telefonundan son gelen e postalara baktı ama Aslı'dan halen bir haber yoktu. Duştan çıktıktan sonra mutfağa yöneldi, su kaynamıştı, suyu bardağa boşaltıktan sonra mutfak kapısının yanında duran erzak dolabının çekmecesini çekti, sallama çayını aldı ve kapattı. Sallama çayı bardağa koyduktan sonra bir kaç defa oynattı çay ile sıcak su bir biriyle karışsın diye. içine 2 şeker atıp karıştırdı. bir yudum aldıktan sonra, telefonu bir anda çalmaya başladı.

     Cem telefonuna bakmak için odasına yöneldi, telefona baktığında... 


(DEVAMI GELECEK, TABİ SİZİN OKUMALARINIZLA, NE KADAR ÇOK KİŞİ OKURSA O KADAR ÇOK YAZABİLİRİM)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin