celladını yaşatmak

103 9 9
                                    




Bazen hayatta öyle karşılaşmalar olur ki, hem de hiç tanımadığımız insanlarla, bir tek sözcük bile konuşmadan, birdenbire tek bir bakışla ilgilenmeye başlayıveririz."

Edward'ınki de böyle bir şey olsa gerek,kimseye göstermediği iltiması ailesinin canına kast etmeye cüret etmiş bir suçluya mı gösterecekti şimdi? Derin nefesler aldı karşısında soran gözlerle ona bakan Ninayı gördü.Bir açıklama yapması gerekecekti,evet bir prens sarayın herhangi bi hizmetçisine açıklama yapacaktı. Neden mi? Bu kızı hem sıradışı görünüşünden -ki bu topraklarda ona cadı denir-hem de işlediği suçtan ötürü infaz etmek istememesinden elbet. Kafasında cümlelerini toparladıktan sonra konuştu.
"İçeride gördüğün her şeyi unut." dişlerinin arasından sertçe kurmuştu bu cümleyi
Ninanın bu kararını sorgulamak için başladığı cümlesini Edward kesti
"Ne dediysem...harfiyen yapacaksın zamanı geldiğinde de mükafatını alacaksın,bildiğim bir şey var elbet şimdi al onu temizlenmeye götür üzerine bir şeyler ver sonra da odama getir."
Bildiği şey neydi peki,hiç...
"Emredersiniz Lordum" saygı selamını verdi ve izbe hapishanenin taş merdivenlerinden yukarı çıkmaya başladı Nina
Edward ise herkesin gittiğinden emin olduktan sonra muhafızlara emir verip bu kez yalnız girdi o küçük karanlık zindana.
Kapının açılmasıyla beraber yere çöküp bacaklarını da karnına çekip içli içli ağlayan kızın üstüne vurdu dışarıdaki ışık.
Edward'ın göğsünden bir parça söküldü, karnında kelebekler uçuştu, içi alev aldı, bacakları uyuştu. Hissizleşti. Belden aşağısında bir sıcaklık, teninde bir ıslaklık. Yanına doğru ilerledi,ellerini kızın saçına götürdü oyalandı biraz yumuşaklığını hissetti dalgalarının.
Vavien korkmuş,kaskatı olmuştu,kafasını kaldıramıyordu.
"Hadi kalk" bu kararlı ve tok ses küçük odada yankılandı. Vavien duyduğunu anlamayacak olmalı ki kolunun altından gizlice adamın yüzüne bakmaya çalıştı,o sırada gözgöze geldiler
"Kalk Vavien,hadi gidiyoruz."
Bu sefer emrine karşı gelemezdi Lordun,başı öne eğik vaziyette kalktı ayağa Vavien.
Edward çenesinden tuttu ve gözgöze gelmelerini sağladı yeniden.
Saçlarına baktı kızın,az önceki parlaklığını yitirmişti sanki,kıyafetleri de tozlanmıştı temizlenmeye ihtiyacı vardı.
Kızın elinde tuttuğu siyah örtülere uzandı eli Edward'ın örtmek için,Vavien ne yapmak istediğini anlamıştı önce başına geçirdi örtüsünü sonra da yüzünü kapattı peçesiyle.
Sesi titreyerek sordu "Nereye gidiyoruz?" sesindeki tınıdan kızın ne kadar korktuğunu anlayan Edward onu sakinleştirmek istedi Edward arkasını dönüp muhafızlara kapıyı açmaları için emir verirken cevapladı
"Buradan daha güvenli bir yere."
Edward önde Vavien arkada ilerlediler koridor boyunca bir el hareketiyle yanlarına sadık Alexin gelmesi bir oldu
"Alex...kimseye görünmeden Nina sizi bekliyor olacak."
"Emredersiniz."
Konuşmalardan hiçbir şey anlamasa da prensin onu öldürmeyeceğine inanmıştı kız öldürmemesi için hiçbir sebep yoktu aslında ama adamın gözlerinde gördüğü ışıltıdan sonra inanmak istemedi en azından buna.

Alex kızı hızla çekip arkasında sürüklerken Edward da arkadan onlara baktı,sonra odasına gitti.

Alex ve Vavien büyük tahta bir kapının önünde durdular,kapı açıldı içeriden Nina çıktı içeri girmesini işaret etti kıza,kız Alexe baktı korkuyla bu kadın ile başbaşa kalmak istemiyordu bir odada sonuçta az önce üzerini arayıp bir hançer bulmuştu kendisinde.

Alex güven veren bir ses tonuyla

"Ben burada bekliyor olacağım." deyince sadece içeri girmek düştü kıza.

Mermer duvarlar ve zeminden yapılma bir odaydı burası,birkaç tane çeşme ortada da su havuzuna benzer bir şey vardı Vavien ilk defa böyle bir yer gördüğünden anlamaz bakışlarla inceliyordu olduğu yeri ki kulağına ulaşan şiddetli su sesi ile kendine geldi.

"Çıkar üstünü." Ninanın kararlı cümlesi Vavien'ı germişti,soyunmak istemiyordu.

cevap gelmeyince kadın bir kez daha tekrarladı "Çıkarsana hadi,prens seni bekliyor acele etmemiz gerek temizleneceksin üstüne yeni elbiseler giyeceksin kıymetini bil."

Nina kızın haline biraz acımış olacak ki bu sefer ses tonu daha şevkatliydi.

Vavien örtülerinden kurtulmuş sadece iç çamaşırlarıyla duruyordu şimdi Nina kızı baştan aşağı süzerken acıma duygusu şimdi de bakışlarına yansımıştı. Vivianın kolları çizik içindeydi dizleri de yaralıydı.

Nina elinde tuttuğu sabunlu bezi kızın vücuduna sürerken acıtmamaya gayret ediyordu şimdi merakına yenik düşüp sordu sonra

"Nasıl oldu bunların hepsi?"

"Ormanda askerlerden kaçarken.."

***
Vavien Nina'nın verdiği krem rengi,uzun ipek elbiseyi giyip aynaya bakıyordu şimdi.Birazdan prensin odasına gidecekti,ne yapacaktı onunla ne konuşacaktı hiçbir fikri yoktu.
Başına bir tül geçirdi ve koridordan odaya doğru ilerlemeye başladılar.

Muhafızlar kapıyı çaldı Nina önde Vavien arkada girdiler,prensin gözleri hemen buldu kızı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Muhafızlar kapıyı çaldı Nina önde Vavien arkada girdiler,prensin gözleri hemen buldu kızı.
Az önceki korkusunun biraz olsun hafiflediğini gördü,gülümsedi.
Vavien de ona gülümsemişti.
Edward'ın kalbine ılık bir şeyler aktı

"Her şey halledildi dimi?" Ninaya yöneltmişti sorusunu"

"Evet,her şey istediğiniz  gibi efendim."

"Harika,sen yine de yakınlarda ol bir şey için çağırırsam hemen gelmeni istiyorum."

Nina kafasıyla onayladı,prensin emriyle de dışarı çıktı.

Şimdi odada duyulan tek şey Vivian'ın -heyecandan olsa gerek- nefes sesleriydi

Edward adımlarını yaklaştırdı kızın güzel gözlerine tekrar bakmak istedi,bakışlarını kendine çevirmek için narince yanağından tuttu.

Başı havaya kalktı kalkmasına kızın ama gözleri hala birbiriyle buluşmamıştı.
Edward sordu

"Neden bakmıyorsun bana?" fısıltı gibi çıkmıştı cümle dudaklarından

"Beni öldüreceksiniz."

"Şşt hayır hayır,çıkar onu aklından." ölüm lafını duyunca gerilmişti genç adam

"Neden? Doğrusu bu ama."

"Doğrular ve yanlışlar bu kapının arkasında bak,geride kaldı burada benimle güvende olduğunu bil yeter."

"Peki neden,benim ne ayrıcalığım var niye beni koruyup kolluyorsunuz?"

"Çünkü sana bakınca seni ilk gördüğümde hatta... hiç hissetmediğim bir duygunun içine,tam ortasına düştüm."

Vivivan şaşırdı nasıl yani ilk görüşte aşk mı hem de hapishanedeki o solgun ürkek haline? Herkes görünüşünden dolayı onu öldürmek isterken o bir de üstüne sevmiş miydi kendisini?
Utandı yanakları kızardı,gözlerini de kaçırdı onun bu haline güldü Edward. Yavaşça elini kızın dalgalı saçlarına yakınlaştırdı ve sevdi.
Vivian da utangaçlığı bırakıp kendini karşısında ona hayran hayran bakan,hayatında gördüğü en yakışıklı adama teslim etmeye karar verdi. Onun tarafından sevilmek iyi hissettirmişti kıza, en azından şu son beş dakikadır.
Daha önce annesinden başka kimsede görmediği hissetmediği şefkatli bakışları görmüştü Edward'ın gözlerinde.
Acaba onu annesinin yerine koysa,hafifler miydi acısı?
Ama adamın ona duyduğu hisleri kendisi  de adama besliyor muydu?
Orası muamma idi en azından şu an...Vivanın kalbi yeterince taşlaşmıştı ya da o öyle zannediyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kanlı AyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin