Sabah ders başlamadan önce Seungmin sinirli bir şekilde okulun kapısının tam yanındaki bankda ayaklarını hızla ve sertçe yere vurarak oturuyordu.
Bahçe kapısından girdiği anda çantasını bankın yanına fırlatmış ve oturup kalkmamıştı.
Felix ve Jisung ise Seungmin'i ilk kez bu denli sinirli gördükleri için korkmuş, bir şey söylememişlerdi fakat birini beklediğini anlamışlardı.
Bahçe kapısından içeri Hyunjin, Changbin ve Chan girdiğinde Seungmin çantasını almaya zahmet bile etmeyerek ayağa kalktı ve Hyunjin'in önüne dikildi.
Onun peşinden Felix ve Jisung'da sorgular bakışlarıyla ikisini izlemek için yanına gitmişlerdi.
Seungmin ölse bile Hyunjin'in yanına gitmezdi. Bu yüzden şuan öğrenciler olayların garipliğinin farkındaydı ve odak noktası ikilideydi.
Seungmin'in gözleri sebepsizce dolarken aralarındaki sessiz bakışma kesilmişti ve Hyunjin konuşmaya yeltenmişti.
"Seungmin ben-"
Cümlesini tamamlayamadan yüzüne inen sert tokatla herkes şok olmuştu.
Seungmin, gözünden firar eden yaşları silerken titrek sesiyle konuştu.
"Sadece benimle oyun oynuyorsun. Ne düşünüyordun? Saçma oyunlarına kanıp hemen kollarına atlayacağımı mı? Enayi mi sanıyorsun beni?"
"Seungmin gerçekten-"
"Kapa çeneni! Bana bu denli kazık attıktan sonra nasıl beni sevdiğini söylersin?"
Olaylardan haberi olmayan diğerleri şok bir biçimde ikiliye bakarken Seungmin akan gözyaşlarına lanet okuyup yüzünü tekrar sildi.
"Tanrı aşkına Seungmin dalga mı geçiyorsun? Bahse girerim yaşadığımız olayı hatırlamıyorsun bile!"
Seungmin afalladı.
"Hayır, tabiiki hatırlıyorum. Şey..."
Hyunjin kollarını birbirine sardı.
"Baksana hatırlamıyorsun bile! Bana olan gereksiz nefretin ve kinin o kadar birikmiş ki neler olduğunu hatırlamıyorsun bile! Hatırlıyorsan bile ne kadar saçma bir şey olduğunu hatırladığın için susuyorsun!"
"Kapa çeneni! Neler olduğunu bilmiyorsun!"
"Sana sevgilimin olmadığını söylemiştim!"
"Ama seni barda o kızla gördüm!"
"Sevgilim değildi! Tanrı aşkına 3 yıl önceki konu bu! Hem bir kızla dans ettim diye bu neden kazık olsun?"
Seungmin tekrar afalladı ve bir adım geriye gitti.
"Haklısın. Bana ne ki? Değer vermediğin kıytırık bir arkadaşındım sonuçta. Her türlü üniversite sınavından sonra birbirimizi hatırlamayacaktık bile. Özür dilerim."
Seungmin arkasını dönüp bir adım daha attığında Hyunjin, Seungmin'in bileğinden tutup bankın yanındaki çantasını aldı ve bahçeden dışarı çıktı.
Seungmin ise hiçbirşey demeden onu takip ediyordu.
Okulun arkasına geldiklerinde Hyunjin, Seungmin'in bileğini bıraktı ve ona döndü.
Seungmin, sadece yere bakıyordu.
"Seungmin bana bak."
Kafasını sağa-sola salladı Seungmin.
"Seungmin bana bak dedim."
Kafasını yavaşça kaldırdı ve 3 yıldır hasret kaldığı gözlere baktı.
"Senden nefret ediyorum Hwang Hyunjin. Senden nefret ediyorum çünkü beni kendine kör kütük aşık ettin seni sik kafalı."
Hyunjin gülümsedi ve elindeki çantaları yere bırakıp önündeki bedeni belinden tutup kendine çekti.
"Seni seviyorum Kim Seungmin."
Yumuşak ve huzur dolu çıkan sesi Seungmin'i mest etmişti.
Gözleri kapanırken birbirine aç olan dudakları birleşti.
~~~
080921~405
YOU ARE READING
Sorry, I Love You [] HyunMin, Skz, Bxb
Fanfikcea_non: Senden hoşlandığım için özür, özür dilerim Eğer senden hoşlanmak yanlış bir şeyse... Hwang Hyun Jin(top) + Kim Seung Min(bottom)