"Efendim, Y/N L/N adındaki bir kadın sizinle görüşmek istediğini söylüyor. Sizin onu tanıdığınızı iddia ediyor."
Yaşlı adam bir an durup kapıdaki gence baktı. Y/N L/N. Nereden hatırlıyordu bu ismi? Kaşlarını çatıp birkaç saniye durduktan sonra önüne döndü.
"Gelsin."
"Emredersiniz Efendim." Kapı tekrar kapanırken elindeki sigarasından bir nefes daha çekti ve pencereye doğru ilerledi. Hava her zamankinden daha soğuktu. Bu yağmurlu havada dışarı çıkmak aptallıktı.
"Lanet olsun..." Seslice nefesini verip sigarasını parmaklarının arasına aldı. Bugünlerde işleri hiç istediği gibi gitmiyordu. Özellikle de meşhur Lima'yı elinden kaçırması her şeyi alt üst etmişti. Yıllarca yaptığı yanlışı düşünüp durmuştu.
Kapının açılma sesiyle düşüncelerinden uzaklaştı. Hâlâ pencereye dönüktü. Aşağıda yürüyen insanlara bakıyordu.
Genç kız keyifle yıllardır uzaktan izlediği yaşlı adamı izledi. Yüzündeki ifadeden gergin olduğunı anlamıştı. Dudakları yukarı kıvrılırken kapıyı kapatıp birkaç adım ilerledi.
"Ne istiyorsun?" Yaşlı adam ona dönmeden söyledi. Y/N gülmesini bastırmak için kendini zorladı ve biraz daha yaklaşıp koltuklardan birine oturdu. Adam kızın rahatlıkla oturmasına şaşırarak ona dönmüştü ki simasını görünce kaşlarını çattı. Bir yerden tanıdıktı...
"Naber?"
"Sana izin vermeden oturmaya hangi hakla cüret ettin?" Adam tehditkar bir şekilde konuşurken Y/N istifini bozmadan geriye yaslandı ve bir bacağını diğerinin üzerine atıp gülümsedi.
"Naber?"
Yaşlı adam iyice sinirlenerek masasına ilerledi ve elini yumruk halinde sıkarak masaya vurdu. Yüksek ses odada yankılanırken kız daha da keyiflendi.
Her an patlayacak bir bomba kadar gergin. Hiç değişmemiş.
"Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun sanırım." Y/N'in gülümsemesi daha da büyüdü.
"Aksine, seni çok iyi tanıyorum... Fritz."
Ona adıyla seslenecek kadar saygısız kızı her an öldürebilirdi. Sinirleri tepesindeydi ve şu an sınırları zorlanıyordu. İlk başta kim olduğunu sormak istese de şu an aklındaki tek şey çekmecesindeki silahı almaktı.
"Ne istediğini söylemek için birkaç saniyen var." Kız bir kahkaha patlatırken adamın gözleri irileşti ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.
"Ahahah! Beni gerçekten hatırlamıyorsun!" Kızın kahkahası birkaç saniye daha sürdükten sonra bitti. Yüzü tamamen ifadesiz bir hal alırken keskin bakışlarını adama çevirdi. "Oysa yetimhanedeyken benimle çok eğlenirdin."
Fritz bir an anlamayarak durdu. Bu...
Y/N L/N? Adını içinden geçirince bir anda aklına doluşan anılarla gözleri kocaman açıldı. Gerçekten de o muydu? Hâlâ yaşıyor mu?"Ne oldu? Dondun kaldın koca adam."
"Sen..." Yüzündeki şaşkınlık ifadesini hemen sildi ve sinsi bir şekilde sırıttı. "Hâlâ yaşıyorsun ha? Eheheh! Buraya ne için geldin? Ölmek için mi?" Kız tekrar gülümsedi.
"Tch. Bugünlerde planımda ölmek yok."
Yıllar sonra gördüğü surat keyiflendirmişti onu. Uzun zaman önce unutmuştu kim olduğunu. Şimdi onu tekrar görmek eski günleri hatırlatmıştı.
"Demek o günleri hâlâ hatırlıyorsun. Zaten unutamayacağın kadar iyi günlerdi." Kızın gülümsemesi anında solarken dişlerini sıktı ve kendini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı.