Salondan gelen birkaç takırtı ve kapı kapanma sesiyle irkilerek gözlerini açtı Levi. Zaten uyku problemi çeken birisi olduğu için sinirle onu uyandıran şeyin ne olduğunu anlamaya çalışırken etrafına bakındı.
Bir takırtı ve homurdanma sesi daha geldiğinde yarı uyanık bir biçimde doğrulup gözlerini ovuşturarak duvardaki saate baktı. Bu saatte kim bu diye düşünürken nefesini verip üstündeki yorganı kenara atıp yatağından çıktı.
Zifiri karanlık odada zar zor kapıyı bulurken arkasında uyuyan Armin'in nefes alış veriş sesleri odayı dolduruyordu. Sonunda kapı kolunu açtığında salonun ışığı yüzüne vurdu. Yüzünü buruşturup gözlerini kısarak ışığa alışmaya çalışırken masanın önünde dengesini zar zor kuran Y/N'i farketti.
Kız masaya tutunmuş bir şeyler mırıldanıyordu. Elini diğer taraftaki kapı koluna atacağı sırada şaşkınlıkla onu izleyen Levi'ın sesiyle durdu.
"Y/N?"
Bir an sesin sahibinin kim olduğunu algılayamayarak öylece genç adamın suratına baktı. Gözlerini kısmış öylece dururken tanıdık suratın kime ait olduğunu anladığı anda bir küfür savurup masadaki elini çekti.
"Gitmedin değil mi? Seni lanet..." Sözünü bitiremeden dengesi tekrar bozulunca bir elini sandalyeye atıp ayakta durmaya çalıştı.
"İçtin mi sen?" Endişeyle kızın hareketlerini izledi. Kendine zarar vermeye çalışır gibi bir hali vardı.
"Sanane lan dalyarak?" Öfkeyle ona doğru ilerlemeye başladı. Dengesini zar zor kursa bile umurunda değildi. Levi ona ifadesizce bakarken elini kaldırıp işaret parmağını gözünün önünde tehditkarca salladı. "Seni.."
"Kendinde değilsin. Git uyu." Kız histerik bir kahkaha attığında Levi bir kez daha onu süzdü. Saçları dağılmış, üstündeki gömleğin yakası açılmış, boynundan aşağı siyah bir bandana sarkıyordu. Kendine itiraf edemeyecek olsa bile aslında onun şu an ne kadar etkileyici olduğunu düşünüyordu.
"Gideceksin buradan. İstemiyorum seni." Sonunda Levi'a tamamen yaklaşıp tam önünde durdu ve parmağıyla omuzunu ittirdi. "Anladın mı?"
"Hangi odada uyuyorsun? Seni oraya götüreyim." Elini yardım etmek için uzattığı anda kız korkuyla geri çekildi.
"Dokunma! Sakın dokunma!" Levi ani tepkisine daha da şaşırırken Y/N nefes nefese konuşmaya devam etti. "Sen yine aklımı bozacaksın."
"Ne? Ne saçmalıyorsun sen?"
"Aklımı bulandırıyorsun benim. Sen etraftayken doğru..." Odalardan birinin kapısının açılmasıyla sustu. Erwin kafasını çıkarıp onlara bakarken Y/N ona döndü.
"Bu saatte ne bu gürültü?" Sinirle baktığı sırada kızın hâlini görünce daha da öfkelenerek odadan çıkıp yanlarına ilerledi. "Yine mi oraya gittin sen?"
"Ne önemi var?" Levi'ın varlığını unutmuş gibi Erwin'e doğru ilerlemeye başladı. Yanından geçip odasına girecekti ki Erwin sertçe kolunu tuttu.
"Söz vermiştin." Kız kurtulmak için kolunu hafifçe çektiğinde daha da sıktı. "Verdiğin sözleri ne zaman tutacaksın?"
Y/N daha fazla dayanamayıp öfkeyle kolunu çekip ondan kurtuldu ve çocuğu omuzundan itti. Öfkeli bakışları tamamen ona odaklandığında Levi onları yalnız bırakmayı düşünüyordu.
"Eh! Yeter be!" Erwin öylece ona bakarken sinirle odasının kapısını açıp içeri girdi ve ardından kapıyı kapattı.
Salonda kalan ikilinin bakışları birbirlerini bulurken Erwin öfkeli yüzünü gizlemek adına gülümsedi ve odasına doğru ilerledi.