Zaman gerçekten çok hızlı geçebiliyor. Hatta o kadar hızlı geçiyorki zaman. ''Dünler bu günlere bu günler geçmişe karışıp gidiyor.''
Zaman.. zaman sanki hüzünlü bir sözcük gibi bana kalırsa. Yani zaman denildiğinde aklıma beni,bizi bırakan terk eden insanlar geliyor. Ama bu durumun kötü yanı istemeden de olsa bizimde zamanımız tükendiğinde bizimde başkalarını bırakıp terk etmek zorunda kalacak olmamız. Bu.. bu çok kafa karıştırıcı yani insanlar hayatları boyunca zaman kazanmaktan bahis ediyorlar. Ama aslında zaman kazanamıyorlar. Yani eyer zaman kazanmak kolay olsaydı insanlar neden ölümle tanışmak zorunda kalırdı ki?
İşin aslı ben zamandan korkuyorum. Yani onu düşünmek içimde bir boşluk hissi yaratıyor. Bu his kendimi iyi hissetmemi sağlamıyor. Ama meraklandırıyor.. meraklandırıyor ve kendimi zamana ait bir parça gibi hissediyorum. Neden! , neden! zamanı aklımdan çıkartamıyorum? Sanki zaman benim için önemli şeyleri önüme sunup beni hayata tekrar adıyor. Ama o zaman sevdiklerimi neden benden söküp götürüyor ? zaman benim için bir anlam taşımak istiyor muşçasına can atıyormuş gibi geliyor ve tekrar kafam karışıyor.. Hiç bir şey anlayamıyorum!
Aslında sanırım zamanı anlaya bilseydim olayları farklı hale getirebilirdim. Sevdiklerimizi geri getirip onları sımsıkı tutmamızda bir rol oynayabilirdim beklide. Zamana farklı kavramlar farklı anlamlar katabilirdim belkide. Ama bunu yapamıyorum yapamıyoruz sadece bazen insan gerçekten zamanın kendisi olmayı arzuluyor ve istiyor. Zaman sanki ''bir kum saatine benziyor hayatınızı alt üst ettiğinde sanki yeni yaşamları ve olayları görebiliyorsunuz. Ama eski yaşamınızdaki kişileri alıp yanında götürüyor.''
Evet.. evet zaman gerçekten hüzünlü bir sözcük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece bir kere..
Short StorySadece bir kere seni seviyorum denilmesini istiyor insan. Karşılıksız bir şekilde seni seviyorum denmesini bekliyor.