Oyuna girdim Başkent Şehri Macropolise gitmem gerekiyordu bir scroll attım ve gideceğim şehri seçtim.Şehire girdim çok kalabalıktı içeri giremezdim(canlı olarak) arka kapı gibi bişi vardır diye arka tarafa gittim bir kapı buldum ama kilitliydi baltamla kapıdan bir delik açıp kapıyı açtım içeri girdim merdivenlerden yukarı çıktım.Evet lobiye gelmiştim daha maça yarım saat vardı orada biraz oyalandım bugünkü rakibeme baktım kızılsaçlı bir kızdı silahı bir katana ve tabanca vardı.Doğduğu yer ile ilgili bilgisi oyuncu istemedikçe gösterilmiyordu buyüzden öyle bilgileri alamadım saate baktım 5 dk kalmış "neeeeeeeeeeeee?" lan koş koş diye bağırdım kendime hemen üstümü değiştirdim silahlarımı kuşandım savaş yerine geçtim kız güldü biraz "çok mu komik" diyemedim içimden dedim. Bu sefer ki harita bir şehrin içindeydi bomboş bir şehir.Adamı ararken bir baktım yavaş yavaş yürüyerek bana geliyor ne yapıyor bu amacı ne pes mi ediyor kontrol etmek için bir bıçak fırlattım katanasıyla kesti oha yoh artık madem işler böyle bende karşısına çıktım çıkınca durdu elbisesinden bir parça kesti
-havaya atıcam yere düşünce düello başlıcak
-Bana uygun
Havaya attı elimi baltama götürdüm düşüyor hala düşecek düştü sayılır ve düştü silahını çıkardı ve ateşledi baltamı yan çevirdim çünkü çok kalındı göğsüme ateş edeceğini biliyordum isabetsizdi baltamı yere indirir indirmez önüme çıktı çok hızlıydı hemen geri çekilip vuruşunu savurdum geri geldi hızlı hareketlerle saldırdı her saldırısında küçük bir çizik alıyordum derken bir tekme attı geri düştüm ikinci baltamı çıkardım ve karşı atağa geçip ikisiyle birden vurdum kılıcıyla korumaya çalıştı iki baltamla öyle vurdum ki katana yere düştü silahını çıkardı ateş edecekken baltalı elimle eline vurdum ve bir kafa attım baltalarımı yere attım karnına yumruk attım sonra kafasını alıp yere vurdum döndü bana çelme taktı katanasına koştu baltamı aldım hemen seri bir hareketle yanıma koştu tam kafasına vurcak şekilde vurdum kendini yere attı ve silahını aldı arkamdan vurdu yere düşerken dönüp bıçağı fırlattım isabet etmedi sonra yanıma gelirken ayağa kalktım ilk baltamı fırlattım kaçarken diğer baltayla vurdum ilkinden kaçıp ikincisinden kaçamamıştı az bir canı kalmıştı.
-Oyundan çıkış yapıcak mısın yoksa ben halledeyim mi?
-Güzel bir maçtı
Dedi ve karnına katanayı sapladı ama gülüyordu niye gülüyordu derken kendimi lobide buldum kalabalık bağırıyordu Dreyvın! Dreyvın! Galiba birilerin dikkatini çekmiştim menü>oyun seçenekleri >çıkış eve döndüm yemek hazır! gel hadi diyince Rabia(kuzenim) aşşağı indim Oha Ohaaaa bunlar ne lan yıllardır böyle yemek yemiyordum Kız Banaaaa sofra hazırlamış
-Rabia hani şu senin kalma şeyi var ya sonsuza kadar oldu *3*
-Öylemiiii?
-Eveettt *3*
-Yiaaa şimdi utandım bakk haaa ni disim acabaaa *3*
-He de he *3*
-Öylemi deseeem *3*
-haaaa En sevdiğim yemek Etttt
Böyle günler geçirmeyeli çok uzun olmuştu aile gibi, ve açıkçası insanın arkadaşı olması çok güzel birşey kendinizi güvende hissediyorsunuz arkadaşlık duygusunu tatmayalı uzun zaman olmuştu bende artık yanlız yaşamıyordum Yeni arkadaşlar edinecektim.Yarın yorucu bir gün olucak yatıyım en iyisi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War in The Heaven Online
FantasíaLise çağında olan çağatay bir oyun dehası War in The Heaven online isimli oyunda çok yetenekli bir oyuncu ilindeki turnuvaya katılıyor burdaki gerçek ve oyundaki savaşlarını anlatan bir hikayedir