Bölüm 8

128 3 0
                                    

Çağatay şaşırarak sordu"kırmızı saçlı katana kullanan kapşonlu kız senmiydin? "Rabia hiç beklemeden"Evet o benim"dedi.Çağatay gülmeye başladı."Demek o sendin zaten tip tanıdık geliyordu niye bu oyunu oynadığını söylemedin?"
dedi.Rabia da çağatayı görünce sırıttı"Ne biliyim ya senin bu oyunu oynadığını zarfı görünce anladım.Ama güzel bir maçtı kabul etmek lazım şimdi"Çağatay göğsünü kabartarak"Yaptık işte bişeyler"dedi ve bu muhabbete sofrada devam ettiler.Çağatay Rossel ile olan kavgasında geliştiğini düşünüyordu oyunun sadece balta fırlatmak yada kesmek olmadığını görmüştü.Onun daha kullanışlı hafif bir silaha ihtiyacı vardı.Gece boyunca bunu düşündü.Nasıl bir silah olmalıydı? katana olabilirdi yanında bir tabanca ile ama sorun şu ki tabanca kullanamıyordu.Crossbow(Yaylı bir silah)olabilirdi ama çok yavaş.Sniper olamaz.Ok ve balta olsa? biraz düşündü aslında mantıklıydı Ok ve balta ona uygundu zaten herzaman bir okçu olmak istemişti.Kıyafete gelince son maç olduğu için bir değişiklik olmasını istiyordu.Koşması için Hafif aynı zamanda koruyabilmesi gerekiyordu tüm gece bunlara çalıştı.Sabah Rabia gözlerini ovuştararak"Günaydın"dedi.Masadaki kağıtları ve Çağatayın gözlerini görünce"Sen hiç uyumadınmı? " dedi ama cevap alamadı bi dürttü şöyle kafası masaya düştü uyuya kaldığını anlayınca onu dürtterek uyandırıp kendi yatağına götürdü.Sonra aşağı inip Kahvaltıyı hazırlamaya başladı.Buzdolabının üstünde bir not gördü notta" Beni öğleye doğru uyandır" yazıyordu.Yumurta kırıp kendi kahvaltısını yaptı.Çağatay'ın odasına çıktı ne üzerinde çalıştığını merak etti.Kağıtları topladı kağıtta Silahın deseni vardı Başka bir kağıtta kullanabileceği silahların bir listesi, Ok ve balta.Ok uzun menzilde iyiydi ama bunun için ustalaşmak lazım balta zaten kendi silahı Savaşa 8 saat vardı 8 saat içinde ustalaşmak çok zor.Rabia bir kaç saat sonra  13.27 gibi Çağatay'ı uyandırdı."Uyan çalışman gerek"dedi.Çağatay yarı kör yarı topal bir şekilde kalktı hemen gitti elini yüzünü yıkadı aşşağı indi kahvaltısını yaptı.Rabia"Çalışmalarını gördüm Ok için ustalaşmak çok zor biliyorsun değil mi?" diye sordu. Çağatay ağzındakini yutup"Eğer geçmişte kullanmasaydım öyle olabilirdi  alışmam gerek yine"dedi kahvaltısını bitirdi ve kalktı.Controllerı aldı kafasına taktı "Oyun başlasın". Yine anaşehirlerden biri olan MacroPoliste doğdum.4 ülke vardı Jin-gan,Lanmark,Kohey,MacroCity ben MacroCity de oynuyorum şuan her ülkenin silah kültürü,Zırhı ve savaş tekniği farklıdır.Macropolis çok kalabalıktı Silah dükkanına gitmek için bir taksiye bindim.50Ip(Oyun parası) verdim taksiye.Silah dükkanın içine girdim oranın sahibi Kırmızı saçlı maskeli bir Japona benziyordu."Elinizdeki en iyi oku istiyorum" dedim maçtan çok para gelmişti.Dükkan sahibi şaşırdı elini havaya kaldırdı önünde Sipsiyah Kanatlı çekme yayı olmayan bir yay verdi "Elimizde bulunan en iyi ok bu Fiyatı 220.000Ip
gerçekten çok pahalıydı buna değerdi kazanırsam bunun 5 katını alacaktım."istediğiniz bir renk varmı" ona çizimlerimin bir örneğini verdim.Rengi bunun gibi kırmızı siyah olsun. Hemen rengi istediğim renk oldu.Parasını ödedim kendi istediğim bir zırh varmı diye baktım.Orada bakarken arkamda biri beni itti baltamı çıkardım döndüm Rabia çıktı.Dönüp"Böyle gelmekten vazgeçmelisin."dedim.Rabia gülüp"Neye bakıyorsun?'dedi. "Hafif bir zırh böyle kolları açık yüzüm gözükmiycek bacakları zırhlı omuzlarında denir metalden yapılmış bir zırh arıyorum."Rabia biraz durdu yani şumu dedi arkamdakini gösterdi tam istediğim şeydi onun fiyatı 10.000Ip ydi aldım ve eğitim alanına gittim.Oku çıkardım Rabia görünce"Bune be ohaa!"dedi. Oku çıkarmama gerek yoktu elimi oraya götürüp geri çekince ok orda çıkıyordu çok iyi bir özellikti. Turnuva saatine kadar çalıştı artık hazırdı savaşa.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

War in The Heaven OnlineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin