üç ay önce
onun bütün güzel gülüşlerine sebep olan birisi vardı.
onu herkesden daha çok görme hakkına sahip, onunla en çok konuşma şansını yakalayan birisi...
onu sevmeye başladıktan sonra, o kişinin sevdiği kıza olan yakınlığı changbin'i oldukça rahatsız etmişti ama kendilerini sadece 'arkadaş' olarak tanımladıkları için kuruntu yapıp sinirini bozmak istememişti. lakin bir süre sonra bu durum görmezden gelemeyeceği, kuruntu yapıp üzülmeyeceği bir halden çıkmıştı. çünkü changbin onları görmüştü. o erkeği, sevdiği kızın elini rahatça tutarken ve onu çekinmeden öperken görmüştü. ve o zaman aslında kuruntu yapmadığını, gerçekten de aralarında bir şeyin olduğunu anlamıştı.
o gün changbin, çok sevdiği ve abisi olarak gördüğü bang chan'ın sözleri zihninde yankılanırken o ikisini gördüğü yerden ayrılmıştı. elleri titriyordu ve gözlerine her an kendini dışarı bırakabilecek gözyaşları dolmuştu ama chan'ın sözlerini düşünmeden edemiyordu.
"bir erkek ve kız aralarında çok yakın bir ilişki varsa arkadaş kalamaz."
"chan hyung doğru diyormuş," diye mırıldandı changbin gözyaşları yanaklarından akıp giderken. onlardan iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra kendini bıraktı ve yere çöküp ağlamaya başladı. bütün bedeni sinirden ve üzüntüden titriyordu. kalbi acıyordu... ve eğer ona daha öncesinde aşkımı itiraf etseydim belki de benimle birlikte olurdu diye düşünmeden edemiyordu. ama changbin bunu ne onlar çıkmadan önce yapabilmişti ne de onlar çıktıktan sonra...
sevdiği kız başkasına ait olmadan önce hislerinin karşılık bulmayacağından ve aralarındaki arkadaşlığı da yitireceğinden korkmuştu. sevdiği kız başkasına ait olduktan sonra da hem sevgilisiyle hem de onunla arasının bozulacağından korkmuştu. bu yüzden ona olan sevgisini içine gömmüş ve ona hiçbir zaman bunu belli etmemeye karar vermişti. ama bunu yapmak hiç de kolay olmamıştı. çünkü sevdiği kız ondan gün geçtikçe uzaklaşmaya başlamıştı. ve bir süre sonra gözü sevgilisinden başka birini görmez hale gelmişti...
bu changbin'in zaten kırık olan kalbini o kadar çok yaralamıştı ki... bir keresinde sınıfta sadece ikisinin kaldığı bir zaman olmuştu ama sevdiği kız bir an bile ona dönüp bakmamıştı. ve o zaman changbin onun hayatından silindiğini bariz bir şekilde hissetmişti... tam da o zamanlar onu sevmediğini düşünüp kendini kandırdığı zamanlardan biriydi. ama o gün, sevdiği kızın hayatından silindiğini anladığı gün, evde durup dururken ağlama krizine girdiği zaman anlamıştı ki onu hala seviyordu.
elini uzatsa dokunacak kadar yakınında olan ama aynı zamanda ondan fazlasıyla uzakta olan o kızı hala seviyordu.
changbin için lisenin son senesi sevdiği kıza ulaşamamak yüzünden acı çekerek ve üniversite sınavı yüzünden stresle boğuşarak geçmişti. hayatındaki zorluklar arttıkça şarkılara daha çok sarılmıştı ve aşk ile gelecek kaygısı hakkında bir sürü şarkı yazmıştı. gün geçtikçe daha çok içine kapanmıştı, gün geçtikçe parmaklarındaki yaralar artmıştı ve bununla birlikte taktığı yüzükler de artmıştı... ve gün geçtikçe yüzünü kapüşonlusuna ya da siyah şapkasına daha da saklar olmuştu çünkü hüzünlü bakışlarını etrafındaki insanların görmemesini istiyordu. herkes için görünmez, bir tek onun için görünür olmak istiyordu ama o, herkes için görünür olmaya devam ederken sadece onun için görünmez olarak kalmıştı.
bu lisenin son senesi boyunca böyle devam etmişti. bir süre sonra sevdiği kızın gözü sevgilisinden başka kişileri de görmeye başlamış ve changbin ile eskisi gibi konuşmaya başlamıştı ama bu changbin'in kalbinde açılan derin yaraları kapatmaya yetmemişti...
zaman hızla akıp geçiyordu. okulun kapanmasına az kalmıştı ve akıp giden zamanla birlikte changbin'in içine bir korku yerleşmişti: okul kapandıktan sonra onu bir daha göremeyecek olma korkusu. onun, kendisine karşı olan hislerini öğrenmeden hayatından silinip gitmesinden korkuyordu... ayrıca bunca zamandır onu düşünerek bir sürü şarkı sözü yazmışken sevdiği kızın bundan hiç haberinin olmaması onu üzüyordu. ona şarkı sözlerinden bahsetmek istiyordu ve o şarkı sözlerinin doğmasına sebep olduğu için ona teşekkür etmek istiyordu.
bu yüzden changbin ona söylemeye karar vermişti. birlikte olmaları dair hiçbir umudu olmamasına rağmen ona söylemeye karar vermişti. ve okullar kapanmaya yakın bir gün ona mesaj atmıştı.
benimle okulun arkasındaki parkta buluşabilir misin? sana bir şey söylemem lazım.
üzgünüm, sevgilimle buluşacaktım, yazmıştı sevdiği kız. sonra da telefonda söyleyemez misin? diye başka bir mesaj atmıştı.
changbin önce bunu istememişti. ona her şeyi yüz yüze olarak söylemek istiyordu ama içinden bir ses daha sonrasında ona aşkını itiraf etmek için başka bir şansının olmayacağını söylüyordu. bu yüzden changbin içindeki sese kulak verdi ve titreyen elleriyle sevdiği kızın numarasının üzerine tıkladı. sevdiği kız bir iki çalıştan sonra telefonu açtı ve neşeli bir şekilde "ne oldu changbin?" diye sordu.
changbin sesinin titrememesini umarak "sana bir şey söylemem gerek," dedi. birkaç saniyelik duraksamanın ardından "seni seviyorum," dedi ve bunca zamandır içinde biriktirdiklerini iki kelimeye sığdırıp dile getirdi. bunun üzerine sevdiği kız bir şey diyemedi, o bir şey diyemedi ve birkaç kuru sözden sonra telefon konuşması sona erdi.
ve o gün, changbin hep onunla birlikte oturup konuşmayı düşlediği o bankta tek başına oturarak ağladı.
ona söylemek isteyip de söyleyemedikleri için ağladı.
senelerce içinde büyüyen hislerini sadece basit bir telefon konuşmasıyla dile getirme şansı olduğu için ağladı.
ona aşkını itiraf ettiği günle ilgili güzel hayalleri suya düştüğü için ağladı.
ve onun için yazdığı cümlelerden onun hiçbir zaman haberi olmayacağı için canı çıkana kadar ağladı.
ve ağlamak o gün changbin'i rahatlatmadı, aksine daha da yordu.
çünkü o basit bir şey için ağlamıyordu,
suya düşen hayalleri için ağlıyordu ve onun artık hayatından tamamen silineceğini bildiği için ağlıyordu.
changbin'in korkuları boşa çıkmamıştı.
sevdiği kız gerçekten de o günden sonra hayatında çıkmıştı.
ve changbin ona aşkını itiraf ettiği yere her geldiğinde tekrardan ağlamaya başlamıştı.
çünkü o parka gittiğinde suya düşmüş hayallerini ve anlamsız umutlarını görüyordu...
aslında hiçbir zaman gerçek olmayacak hayalleri ve gereksiz yere ümitlenmeleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sorry, i love you // seo changbin
Fanfiction[short story] ❝sadece arkadaş olarak kalmak için çok güzeldin sadece arkadaş olarak kalsak sonradan pişman olacağımı biliyordum bu yüzden hislerimi dışa vurmaya karar verdim arkadaştan daha fazlası olmamızı istedim seni çok seviyorum ve seni sevdiğ...