Başıboş kekolar
Chris hyung;
Yerleşemeyen var mı?
Sungie;
Evet hyung:( salıncak balkona sığmadı😭salıncaksız yapamam..
Chris hyung;
Bahçeye koyalım?
Sungie;
Bak bu iyi fikir.
Chris hyung;
Başka yerleşemeyen var mı?
...
Chris hyung;
Güzel
Chris hyung;
Hadi evinizdeki ilk yemeğiniz benden olsun. Hazırlanın akşam yemeği için ramen ekmek-aman yani güzel bir restoranta götüreceğim sizi<3
Siz;
Chan hyungum da olmasa aç kalırdık..
Jeonginnie;
Siz gidin ben gelmeyeceğim.
Chris hyung;
Hazırlanıyorsun 15 dakikaya çıkıyoruz.(nokta)
Bebeğim❣️;
Yuh 15 dakikada nasıl hazırlanalım??
Chris hyung;
Orası beni alakadar etmez ballı şeftalilerim~gidin hazırlanın.
Lixie;
Ben hazırım bile😎✌️
Binnie hyung;
Ne ara?
Lixie;
O ara
Siz;
Bunlar saçmalamaya başladılar. Hadi herkes dağılsın.
Herkes offline
~
Telefonu yatağının üstüne atarak dolabına yöneldi. Gözü güzel bir şeyler arıyordu ki geçen sene doğum gününde Seungmin'in hediyesi olan gömleği görmüştü. Altına yırtık siyah mom jeans giyerek mükemmel bir kombin yaptı. Ayaklarına da siyah converselerini geçirdi. Telefonunu ve maskesini alarak diğerlerini beklemeye başladı. Biraz sonra kapısı tıklatıldı. Hızlıca ayaklanarak kapıyı açtı. Önünde sarı sweat ve yırtık siyah dar pantolonuyla Seungmin duruyordu.
"Hadi Jinnie gidelim. Diğerleri bizi bekliyor"
Gülümseyerek anahtarı aldı. Kapıyı kapattı ve kilitledi. Seungmin'e döndü;
"Hadi gidelim"
İkisi de yanyana yürüyerek aşağı indiler. Hava çoktan fazlasıyla kararmıştı. Diğerlerinin yanına gelerek el sallayıp selam verdiler.
"Yakınlarda bildiğim güzel bir restaurant var. Oraya gidelim."
Diğerleri Chan'ı onaylarken yürümeye başladılar. Chan diğerlerinden biraz uzakta giden Jeongin'i görmesiyle yanına gitmişti.
"Neden bizden uzakta yürüyorsun bakalım?"
"Owh-hiç sadece biraz yalnız yürümek istedim"
Chan biraz sessiz kaldıktan sonra Jeongin'in elini kendi eline sararak diğerlerinin yanına götürdü. Jeongin ikisinin eline bakarken yanakları pembeleşmeye başlamıştı. Akşam olduğu için tanrıya şükrederek önüne döndü.
