Garip biriydi

57 13 10
                                    


1 Aralık



Güneş batmadan önceki akşam sattleriydi. Seokjin sırtındakı çantası ve elinde küçük sayılabilecek valiziyle tekneden inerken rıhtımdaki insanları inceliyordu. Burası bir adaydı. Rıhtımda kendi hâlindeki balıkçılar ağlarını topluyordu birkaç tane de kendi indiğine benzer sefer yapan teknelerden vardı o kadar.

İşinden bir ay izin almaya karar verdiği de tatilinin izlediği filmden sonra aklından asla çıkmayan adada olmasını istemişti. Doğum gününü de yılbaşını da burada yanlız geçirmek istemişti. Geri döndüğünde gelecek yıl için yepyeni bi sayfa açacaktı.

Öte yandan burada kimseyi tanımıyordu. Sadece arkadaşı Namjoon'un onun için bir rehber ayarladığını biliyordu. Etrafınına bakınmaya devam ederken gözleri bal rengi gözlerle buluştu. Kendindeki gibi onun da sol gözünde çift, sağ gözünde tek göz kapağı vardı. Bir insanın gözü nasıl bu kadar güzel olabilir diye düşünürken karşısındaki göz temasını kesmiş yere bakmaya başlamıştı.

Sonunda öylece dikilmenin aptalca olduğuna karar verip bakıştığı çocuğa doğru ilerledi. Hâlâ yüzüne bakmıyordu.
"Selam"
Genç adam başını kaldırıp gülümsemişti.
"Kim Seokjin öyle değil mi?"
Seokjin bi an afallamıştı, sonra bu çocuğun Namjoon'un ayarladığı rehber olabileceği geldi aklına. Başka ihtimal var mıydı ki.
"Ah, evet benim ve sanırım sen de rehberimsin"

Kafasını sallamış ve elini uzatmıştı. "Taehyung, Kim Taehyung. Tur rehberinizim." Seokjin elini sıkarken ne kadar güzel parmakları olduğunu düşündü. Kendi parmaklarını hiç sevmezdi, biçimsizdiler çünkü..

"Tur rehberi derken?" Anlayamamıştı bu arada.
"Yani buradaki tarihi mekanları, doğal güzellikleri kısacası kültürel mirasları görmeniz için ayarlanan turu yöneteceğim. Umarım iyi anlaşırız." Tekrar gülümsemişti, çok güzel gülümsüyordu ama Seokjin şu an buna takılamazdı.
"Hey sanırım arkadaşım sana söylemedi. Burada bir ay kalmayı düşünüyorum. Yani nerde kalacağım ne yiyeceğim bilmiyorum normal rehberlik yapamaz mısın?" Gözlerini merakla dikmişti karşısındakine 'hayatımın rehberi ol' dercesine..

"Arkadaşınız bundan bahsetmemişti, aslında fazladan ücret öderseniz yapabilirim" yine gülümsemişti. Kalın sayılabilecek sesine karşın gülümsemesi sıcacıktı. İyi anlaşacaklarını hissediyordu, kafasını salladı. Ayrıca Namjoona bunu söylemişti, ilk fırsatta onu arayıp hesap sormayı düşünüyordu. 

"Pekâlâ ödeyeceğim. Şimdi bana nerede kalacağımı gösterir misin Taehyung?" Ona ilk defa ismiyle seslenince Taehyung gülümsemişti. "Beni takip edin" Önden yürümeye başlayınca derin bi nefes alıp arkasından yürümeye başladı.

Taehyung için için suçluluk duyuyordu. Neredeyse bir hafta önceden Namjoonla konuşmuş ve her şeyi ayarlamışlardı. Seokjin'in hassas bir dönemden geçtiğinden bahsetmişti, Seokjin'in ne kadar kalacağını ve ona göz kulak olması gerektiğini zaten biliyordu ve gereken ücreti de almıştı. Onu kandırmak istemezdi, keşke buna mecbur olmasaydım diye düşündü o an..

Seokjin önündeki genci takip ederken geçtikleri yerlere hayran hayran bakıyordu. Aslında çok bir şey yoktu bu ada toplasan 3 mahalle büyüklüğündeydi, kasaba demek zordu, köyden biraz büyük olan bi beldeydi işte. Pek turist uğrağı gibi de durmuyordu. En azından Seokjin binaların içinde gökdelenlerin arasında büyümemiş olsaydı bu kadar ilginç gelmezdi.

Birkaç inek görmüştü otlaktan ahırına döndüğü belli olan, çuval taşıyarak evlerine giden insanlar vardı biraz da. Çoğu güler yüzlüydü ve Taehyung'a selam veriyorlardı. Seokjin de onun ardından kafa selamı verip gülümsüyordu.

Island' /TaejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin