Hollywood'da etrafı villalarla çevrili düzenli yollardan geçerdi ortalama bir genç. Bazen o yollardan lüks bir araba geçerdi.
Laurie'nin sesi o gün sokaktan duyuluyordu.
"Kızlar kalkın!"
Çift kişilik yatağa iç çamaşırlarıyla yatmış olan Sam ve Nicki alarmın sesini duymuş ve başlarını yastığa gömmektelerdi. Bir gece önceden oda fena halde dağılmıştı. Yatağın baş ucunun kenarından renkli bşr sütyen sarkmaktaydı.
Pijamalarını giyip mutfağa indiklerinde Laurie köpeği kucaklamış, Emily ise kahvaltısını yapmaktaydı. Laurie kızları görünce hemen toplandı.
"Gece kaçta geldiniz?"
"Geç."
"Hadi günlük duamızı edelim."
Laurie köpeği bırakıp kızların elini tuttu. Emily bardan inip onlara katıldı. Şimdi bir yuvarlak oluşturmuşlardı.
"Tüm yaptıklarımın evrenin ve insanlığın hayrı olması dileğiyle"
Laurie coşkulu sesiyle kızları motive etmeye çalışıyordu.
"Sabah ilk dersimiz için beş dakika içinde salonda buluşuyoruz."
***
Marc ilk ders için dolaptan aldığı kitapları yatağının üstündeki çantasına tıkıştırmaktaydı. Havalı şapkasını bugün giymeyecekti. Son bir kez aynaya baktı. Tişörtünün üstüne bir oduncu gömleği onun da üstüne spor bir ceket giymişti. Beceriksizce gömleğin önünü ilikledi. Ama kilolu olduğu için düğmeleri kastıracaktı. En iyisi açık haliydi.
Annesi arabayla okulun önüne kadar bıraktı. Arabadan çıkarken ona şans diledi. Daha kapıdan bile girmeden kendini havalı sanan kızlar ona ' Bu da ne?' gibisinden bakmaya başladı. Bu okulda hepsi birbirine benzeyen çok zayıf, marka giyinen ve burnu havada gezen kız çoğunluğu vardı. Dersin ortasına daldığında hoca onu hiç umursamadı "Her neyse. Kendine bir yer bul."
Siyah tül elbiseler giymiş ve suratına tonla makyaj yapmış kızlar ona suratını buruşturarak bakıyordu. Ders çıkışı dolabını karıştırırken pahallı kocaman çantası olan kızın biri ona çarptı ve "Önüne baksana sen." diye onu azarladı ve sonra da ekledi "Ezik!"
Ilk gün çok kötü geçiyor gibiydi. Ama dolabı kapattığında bir kızın ona yaklaştığını gördü. Spor giyimli tatlı bir fları olan bu kız adeta parlıyordu. Asyalıydı ve garip bir çekiciliği vardı. Çevresinde arkadaşları vardı ama onları bırakıp yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Marc'a yaklaşmaya başladı.
"Yeni misin?"
"Evet."
"Şimdi hangi dersin var?"
"Spor. Ders tam olarak nerede?"
"Bu koridorun sonunda. Hocanın kaçık olduğunu söylemeliyim. Sicili bozuk öğrencilerin okuluna nasıl düştün?"
"Daha önceki okulumda devamsızlık yaptım. Uyarı yememe rağmen devamsızlığa devam ettim. Sonra atıldım. Bir senedir evdeydim."
"Kötüymüş."
"Sen?"
"Okulda bulunmaması gereken maddelerle yakalandım." dedi omuz silkerek. "Bu arada ben Rebecca."
"Ben de Marc memnun oldum."
Koridor başında ayrıldıklarında Rebecca arkasından seslendi.
"Ders çıkışı sahile gitmek ister misin?"
***
Okul çıkışında Marc kendini Rebecca'nın arkadaşı Sam'in arabasının arkasında buldu. Müziğin sesini sonuna kadar açmışlardı. Bağırarak şarkı söyleyip eğleniyorlardı. Marc da onlara katıldı. Sam ona çok içten davranmıştı.
Sahile indiklerinde Sam kumlara gömüldü. Mini bir elbise giymişti. Sırayla kullandıkları maddenin de etkisiyle iyice uyuşmuştu. O sırada sahilden geçen kısa kot şortlu kızlar belli ki Sam'i tanıyordu.
"Gece partiye geliyor musunuz?"
Böylece Marc kendini partide buldu. Güzel bir ilk gün geçirmişti. Arkadaş edinmişti. Rebecca çok güzel ve sevecendi.
Burada da her şey her zamanki gibiydi. Salonda gençler bongla madde kullanmaktaydı. Insa bir süre sonra sıkılıyordu böyle ortamlardan. Zaten o da kendini Rebecca ile üst kattaki odalardan birine kapatmıştı.
"Partinin bitmesini dört gözle bekliyorum." Dedi Rebecca. Etrafı karıştırıp birkaç magazin bulmuştu Marc. Yatağın kenarına oturmuş onları karıştırırken Rebecca yanına geldi.
"Bakayım. Ne güzel. Chanel'e bayılıyorum. Tanrım o Prada mı?" biraz dergilere göz gezdirdiler. Rebecca'nın ünlülere ve markalara çok ilgisi vardı anlaşılan.
"Ailen çok fazla şehir dışına gider mi?"
"Evet annem bir dershaneler zincirinin başkanı. Seninkiler ne iş yapıyor?"
"Babam film dağıtım şirketinde çalılıyor. O yüzden o da çok şehir dışına çıkıyor."
"Ne güzel sektörün içindesiniz."
Biraz daha çene çalıp partiyi terk edeceklerdi. Rebecca'nın aklında farklı şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özenti
Teen FictionZengin ve ünlülere hayranlık duyan, onlar gibi olmak isteyen bir grup genç, özendikleri hayatı yaşamak için ne kadar ileriye gidebilir?