"Mal olman dışında sıkıntı yok."İzem, evleneceğini anlatan arkadaşına omuz silkmişti. Cidden evlenmek neydi, niyeydi hiçbir zaman anlamamıştı. Mantığına yatmayan çok şey vardı. Arkadaşının duygusal düşünmesi onun suçu değildi. Esin yüzünü düşürmüş, İzem'in elini tutmuştu.
"Biraz destek olamaz mısın?"
İzem yandan, alaylı bir gülüşle elini çekip tek kaşını kaldırdı.
"Onaylamadığım şeye neden destek olayım?"
İzem ve Esin üniversitede tanışmış iki ters karakterdi. Esin evlenmeye karar vermişti, İzemden coşkulu bir tepki beklemiyordu, çünkü İzem işine gelmediği sürece sahte tavırlar sergileyemezdi, bu kendini çıkarsız yormak olurdu. İzem çıkarı olmayan yorgunlukları anlamsız bulurdu.
"Bilmem, mesela arkadaşının mutluluğu için destek olabilirsin."
Esin kötü hissediyordu. İzem'in dostu olmadığını biliyordu ama yine de garip bir şekilde ona kendini yakın hissediyordu. İzem, Esin'in duygusal yanını sevmiyordu. Herkesi kendi gibi sanıyordu, herkesin iyi bir tarafı olduğuna inanıyordu ve herkese ikinci şanslar verebiliyordu. Sonra da oturup üzülüyordu. İzem'i öfkelendiren şey defalarca aynı şeyi yapıp Esin'in ders almamasıydı. Melek gibi saf ve kusursuz insanlar olduğuna inanmıyordu ve Esin onlardan biri olmaya çabaladıkça hayatı kendi için zorlaştırıyordu.
İzem abartılı bir şekilde göz devirdi.
"Düğüne geleceğim işte, daha ne istiyorsun?"
Esin heyecanla arkadaşına baktı. Yanında olacak mıydı?
"Madem evlilik fikri mantıksız geliyor, neden düğüne geliyorsun?"
İzem onun hayallerini yıkacağı ve gerçek dünyaya döndüreceğinin verdiği keyifle güldü.
"Bedava alkol servisi."
.
.İzem çalıştığı gece kulübünde siparişleri hazırlarken takım elbiseli burada oldukça eğreti duran adama baktı.
Cidden mi? Pamela'nın karşısına her yerde otuz yaş üstü adamlar çıkıyordu ve onun payına düşen takım elbiseli burjuva mıydı?
Bunlardan her yerde vardı, özellikle bilindik kahve dükkanlarında. Adam, kafasını kaldırmadan "Rakı." Dediğinde İzem dudaklarını birbirine bastırdı.
"Keşke meyhaneye gitseydin."
Adam onunla göz göze geldiğinde o bilindik gülümsemesini takındı. Ona yakıştığını biliyordu, artık yüzünün markasıydı.
Burjuva gördüğü kehribar gözlerle kaşlarını çattı. Işıktan böyle görünüyor olabilir miydi? Gerçek göz rengi olamazdı değil mi? Siyah saçlar, beyaz bir ten, saçlarının bir kısmında beyaza yakın boya. Kollarında minik yazılı dövmeler olan kız onun dünyasına kesinlikle ait değildi. Onda ilk merak ettiği şey gözlerinin rengiydi. Gerçek olamayacak kadar güzellerdi.
"Ne zaman çıkarsın?"
İzem, adamın duruşundan bile yayılan çekime şaşırmadı. Telefonunun ekranına bakıp "20 dakikaya kaçarım." Dediğinde adam kafasını ağır ağır sallamıştı.
Burjuva sessiz kaldığında İzem elini tezgahın üzerine koydu. Gömleğinin yakasına dokunup gözlerine baktı. O an anlamıştı, göz rengi gerçekti. İzem'in alkolle karışan kadınsı kokusu burnuna dolduğunda zorlukla yutkundu.
"Kaçırmak istersen..."
Bu ses tonuyla kulağına eğilip öleceksin dese o an ölmesi umrunda olmazdı burjuvanın. O sesi bir daha duyamamak... İşte bu canını yakabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYIR, DİĞERİ.
General FictionAna karakter değil, hani diğer kız. Kötü olan. Sarışın mı? Hayır, klişe. Çakma kızıl o zaman. Hayır. Tahminde bulunmayı bırakın. O zeki bir diğer kadın.