İzem işte son dakikalarını doldururken karşısına oturan sarışın kadınla gülümsedi. Yıllardır görüşmüyorlardı, Esin ani bir kararla düğünü iptal etmiş, İzemle de görüşmek istememişti. Asil bir şekilde elini uzattı."Merhaba."
Esin duygularını belli etmemek için büyük çaba sarf eden ve çoğunlukla da başaran biriydi ama bu sefer ters tepmişti. Çünkü İzem onu çok iyi tanıyordu.
"Esin ben."
İzem, Esin'in oyununa ayak uydurdu. Elini sıktı. Nereye varmak istediğini merak ediyordu.
"İzem."
Bir süre öylece ona baktı Esin. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu? Kendisi sinirden titrememek için savaş verirken nasıl karşısında sakin kalabiliyordu? Kötüydü o, ruhunda kötülük vardı. Elini çekip gülümsemeye çalıştı.
"Doğu'nun karısıyım."
İzem şaşırmıştı. Esin'in evlenmesine değildi bu şaşkınlık. Esin elbette evlenecekti, bu yaşına kadar yalnız kalamazdı. Sevmesi ve sevilmesi gerektiğine inanırdı. İzem'in ise hiçbir zaman böyle bir düşüncesi olmamıştı.
Herkesin bir çıkarı vardı. Bir adam onu seviyorsa, bedeninden neşesinden zamanından çıkarı vardı. Babası onu seviyorsa eğitiminden mesleğinden parasından çıkarı vardı. İnsanlar birbirlerine muhtaçtı ve sevmek de zorundalardı.
Şaşırdığı şey Doğuyla evlenmesiydi. Biriyle evlenmesi değildi ve bunu ustaca gizledi. Karşısındaki arkadaşı değildi, yıllar önce iletişimleri kesilmişti.
"Öyle mi? Ne hoş."
Esin kocasıyla yatan eski arkadaşına, hatta bir aralar dostu bile olmak istediği arkadaşına öylece bakakaldı. En azından bir özür bekliyordu. Bu kadar mı sevmemişti onu? Bir açıklama yapmayacak kadar mı değer vermemişti? Esin boşluğa düşmesine izin vermeden alayla güldü.
"Sen de metresi oluyorsun sanırım."
İzem omuzlarını bilmem der gibi kaldırıp indirdi.
"Sen öyle adlandırıyorsan."
Esin saftı, iyi olmaya çalışan bir insandı ama hiçbir zaman kendini ezdiren biri olmamıştı. Sevgiye muhtaç yaşamamıştı. O sadece kendi hayatını kolaylaştırmak için, vicdanı günün sonunda rahat olsun diye insanlara iyi davranırdı. Çok kişiyi laflarıyla yerin dibine soktuğuna şahitti İzem. Demek ki İzem de o insanlardan olmuştu gözünde. Boş konuşan, sadece kötülük amacıyla ona yaklaşan biriydi. İzem kafasının içinde bu kararı çoktan vermişti. O insanlardan olduğunu kabul etmişti. Esin bu tepkiye alışıktı ama kendisine karşı değil. O da gözünde sıradan, umursanmayan insanlardan olduğunu düşünüyordu.
"Çok rahatsın."
İzem bunun böyle süreceğini farkındaydı. Üstü kapalı konuşmaları sevmezdi. Ona ya net olunacaktı ya da düz, aksine tahammülü yoktu. Saati dolduğunda tezgahtan çıktı. Esin bu konuşmanın burada bittiğini düşünürken İzem kaşlarıyla dışarıyı gösterdi. Esin tabureden inip onunla dışarı çıktı. Biraz ilerlediklerinde İzem durup ona döndü.
"Bak Esin..."
"Doğu senin kocan, ben hiçbir şeyinim. Sana karşı sorumluluğu olan o, ben değilim."
İzem kendisini haklı çıkarmaya çalışmıyordu zaten haklıydı. Evlilikleri onun yüzünden yıkılacak da değildi. Esin, Doğu'yu seçmekle pişmansa, bunda katkısı yoktu.
"Sevdiğin adamla evlenememiş olman benim suçum değildi. Hatırla, bu kendi tercihindi."
Esin o günü hatırladığın da zorlukla yutkundu. İzem ona görmek istemediği gerçekleri gösterirken hep acımasız olmuştu bu zamana kadar. Esin onun iyiliği için yaptığını biliyordu ama şu an kafası karışmıştı. Canını acıtmak için miydi? Yoksa gerçekleri göstermek için mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYIR, DİĞERİ.
Ficción GeneralAna karakter değil, hani diğer kız. Kötü olan. Sarışın mı? Hayır, klişe. Çakma kızıl o zaman. Hayır. Tahminde bulunmayı bırakın. O zeki bir diğer kadın.