Jeon jungkook taehyung'dan sadece birkaç aylık onunla sevgiliymiş gibi davranmasını istedi.
!!SMUT!!
Argo
Şiddet
(Seme yada uke belli değil bende. Keyfim ve kahyam o ara ne isterse onu yapıyorum valla dokcoelpsppw)
ne yalan söyleyim o akılsızı kıskanıyordum. Kendime ne kadar hayır taehyung öyle şeyler aranızda olmayacak desemde kendimi onun hakkında saçma sapan şeyler düşünürken buluyordum.
Şimdi ise derste dalmış bu sabah beni nasıl köşeye sıkıştırdığını düşünüyordum. Evet doğruydu ondan kaçıyordum. Bana tokat attığı günden beri. Empati kurdum o an sonuçta elinde değildi öfke sorunları vardı.
Ama işte nedense o günden sonra istemsizce Jungkook'tan korkmaya başladım. Biliyordum öyle bir şeyi bir daha yapmıyacağını (tabii ilaçlarını almaz ise yapardı yine) işte o beni korkutuyordu eğer ilaç almaz ise? Ya da aniden patlar ise?
Düşüncelerim kesildi çalan zil ile. Birazdan geliceğini bildiğim için kalkmadım ve masamın üzerini düzenlemeye başladım.
"Taee~ napıyorsun orda tek başınaa hadi gel öğle yemeğine inelimm" Jungkook kafasını kapıdan çıkarmış bana bakıyordu sinsice.
"Tamamda nedir o suratın?" Kitapımı çantama koyarken söylemiştim bunu. O da sınıfa girip yanıma kadar geldi.
"Hiçç sadece senin telefi etmen gereken bir şey varr" masama yaslandı. "Ne telefi edicekmişim?" Karşısına geçtim.
"Benle iki göndür konuşmuyordun yaa Lisa ayrıldığımızı sandı bizim amacımız Lisa'nın sevgili olduğumuzu sanması değil mii?"
Gözümü devirdim "eeee jungkook ne yapmalıyım telafi etmek için?"
"Lisa'nın bizim beraber olduğumuzu inanması için... Beni Lisa'nın önünde öpmel- AH DUR NE YAPIYORSUN BEE!"
Jungkook cimlesini bitiremeden sırtına atlamış saçlarını çekmeye başlamıştım. "NE DEDİN SEN HAA?!" "BAK BİR ÜSTÜMDEN ÇIKSANN" "ÇIKMAM AMA SAÇLARINI KÖKTEN ÇIKARTABİLİRİM ŞU AN JUNGKOOK!"
Bir beş dakka böyle birbirimizin üstüne atladıktan sonra sonunda Jungkook kendini kurtardı.
"Bak Taehyung biliyorum bu biraz fazla ama! Sen benimle sevgili gibi davranmadığın günler bile ben sana her gün paranı veriyordum! Bu da onun karşılığında yapman gereken bir şey?"
"Ama Jungkook! Başka bir şey yokmuda bunu yapıyoruz!"
Evet onu öpmeyi çok istiyordum. Ama Lisa'nın önünde değil! Daha bir topluma zor giriyordum nasıl herkezin içinde bu deliyi öpebilirdim ki!?"
"Eğer öpüşmek istemiyorsan onun önünde sevişede biliriz?" Bunu sırıtarak ve kıkırdıyarak söylemişti.
Kafasına kalem kutumu fırlattım "ahlaksız!" Kafasını tutmuş hala gülüyordu "şaka bee ama öpüşücez ve buna Lisa'nın önünde karşı gelirsen senin beni istemediğini anlıyacak. Ve bu katlandığın bütün şeylerin bir çöpe gitmesini istemezsin değil mi taehyungg?"
Pes ettim ve gözlerimi devirdim. "Peki!" Jungkook'u geçip yemekhaneye ilerlemeye başladım oda arkamdan koşup elimi tuttu artık buna yavaş yavaş alışmıştım.
~~~
Jungkook'un arabasından indik ve yine aynı bara geldik. Jungkook beyin babasının barı. Geldiğimiz nedende şuydu. Lisa neyedeysek bizi takip ediyordu zaten ve Jungkook'jn söylediğine görede burası onun babasının barı olduğundan Lisa her gün buraya geliyormuş. Ve burda Jungkook beyin o kadar istediği öpüşmeyi gerçekleştirecekmişiz.
Buraya gelmeyi istememiştim. Ama işte Jungkook beni sürüklemişti buraya.
Üzerimdeki gömleği düzelttim bar'a jungkook'un koluna girerek ilerlerken. "Off jungkook bari giyiceğime karışmasaydın." "Ne var giydiğinde çok güzel gözüküyorsun"
Taehyung'un giydiği giysi:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İçeri girdik kenarlardaki bir masaya yan yana oturduk. Burası cidden güzel bir mekandı koltuklar geniş ve deriydi önümüze büyük bir masa vardı ve dans pistinde rengarenk ışıklar dönüyordu.
"Bak her gün buraya gelir ve hep aynı masaya oturur. Yani benim hep oturduğum masanın yanına." Jungkook gözüyle işaret etti Lisa'yı. Gizlice o masaya doğru baktım yanında bir kaç arkadaşıyla oturmuş bir şeyler içiyordu.
Ve o bizden bile önce bize gözlerini dikmeye başlamıştı. Umursamadan kafamı çekip Jungkook'a doğru baktım. "Eee bay jungkook ne yapmayı düşünüyorsun?" Bir kaşımı havaya kaldırdım sorarcasına.
"O bize bakar iken şunu yapmayı düşünüyorum" sırıtıp bana yaklaştı ve belimden kavramasıyla kucağına beni oturtması bir oldu. Yüzüm ona dönüktü dudaklarımızın birbirine değmesine ramak kalmıştı. Yüzüm kıpkırmızı oldu kendimi çekicektim ki Lisa'nın bizi izlediğini hatırladım.
Ben böyle işin içine- o an jungkook'un dedikleri aklımda yanlıandı "öpüşücez ve buna Lisa'nın önünde karşı gelirsen senin beni istemediğini anlıyacak. Ve bu katlandığın bütün şeylerin bir çöpe gitmesini istemezsin değil mi taehyungg?"
Bunları düşünürken Jungkook dudaklarını agresifçe benim dudaklarıma bastırdı. O anın çokuyla donup kaldım. Beynim durmuştu eror veriyordum resmen.
Jungkook belimi sıktı "karşılık var dercesine" Doğru ya akılsız Taehyung Lisa'yı inandırmaya çalışıyordun.
Ve ona karşılık verdim. Alt dudağımı dudaklarının arasına almış emiyordu bende aynısını üst dudağına yapıyordum.
Artık hiç bir şeyi sorgulamak istemiyordum. Eli gömleğimin altına girdi ve belimi okşamaya başladı. İrkilsemde yerimden kıpırdamadım.
Bu kez dilini ortaya koydu ee tabii ki de karşılık verdim. Bilmiyorum kaç dakika öpüştük ama sonunda Jungkook dudaklarımdan ayrıldı ve anlını anlıma yasladı. İkimizde derin nefesler alıp veriyorduk. Yavaşça farkettirmeden yan masadaki Lisa'ya baktım. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı ee tabii şaşırırdı ben bile şaşırmıştım.
