Aşk101-Hayali Senaryo

Bölüm 1

Aşk 101 2. Sezonu pek beklediğim gibi olmadı açıkçası, yani ne bileyim daha değişik ve heyecanlı şeyler bekliyordum. Bu yüzden kendi hayal ettiğim şekilde yazmaya karar verdim ve bunu sizinle de paylaşacağım. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Okulun yeni yılının ilk gününden başlayalım, fragmanı baz alarak yazacağım.

Okulun önünde öğrenciler sıraya girmişlerdir. Işık okula geldiğinde ekipten herhangi birini görebilmek için etrafına bakınmaya başlar ama kimseyi göremez, etrafın kalabalık olması Işık'ın onları görmesini zorlaştırıyordur. Işık'ın yanına bir arkadaşı gelir.

X: Günaydın, nasılsın?

Işık: Günaydın, iyiyim, sen?

X: Ben de iyiyim. Seninkileri gördün mü? Necdet hizaya getirmiş onları.

Işık: Görmedim, ne olmuş ki?

X arka çapraza dönüp Kerem'in Necdet'in arabasını yıkadığını gösterir Işık'a.

X: Bak, bu sene çok eğleneceğiz.

Işık hemen Kerem'in yanına gelir.

Işık: Kerem? Ne yapıyorsun burada? Sıraya gelsene.

Kerem başı ile onaylar ama işine devam eder.

Işık: Kerem? Neden yüzüme bakmıyorsun?

Kerem: Işık, sıraya git.

Işık: Ama...

O sırada Necdet konuşma yapmak için mikrofonu ayarlar. Işık mecburen sıraya geçer. Kerem hemen işini bitirip sıraya gelir. Yakasını düzeltir. Eda gelir o sırada sıranın arka tarafında ki Kerem'in yanına.

Eda Kerem'e bakar.

Eda: Dönsene bi'

Kerem: Niye?

Eda: Yakan olmamış, Necdet görmesin.

Kerem Eda'ya döner ve Eda da Kerem'in yakasını düzeltir. İstiklal marşı ve andımız okunur. Daha sonra Necdet konuşmaya başlar ve sınıflara dağılırlar.

Hoca hemen geldiği için Işık ekipten herhangi biri ile konuşma fırsatı bulamaz.

-Zil çalar, teneffüs olur-

Eda hemen çıkar sınıftan. Osman ve Sinan da onun arkasından çıkarlar hızla. Kerem de onların peşinden çıkar.

Eda hemen çay ocağına gidip Necdet'e bir kahve yapar. Kahveyi fincana koyduktan sonra tükürmeyi de ihmal etmez. Necdet'in odasına giderken koridorda Işık onu durdurur.

Işık: Eda? Ne oluyor böyle? Size ne oldu böyle?

Eda: Işık, gitmem lazım.

Eda Necdet'in odasına gelir. O sırada Osman Necdet'in kitaplarını düzenliyordur. Necdet'te koltuğunda yayıla yayıla oturuyordur.

Necdet: Heh, ben de nerede kaldı diyordum. Getir, koy şöyle.

Eda kahveyi bırakır.

Eda: Yapacağım başka bir şey var mı?

Necdet: Daha düzgün söyle.

Necdet sırıtır. Osman Eda'nın sinirlendiğinin farkındadır.

Eda: İstediğiniz başka bir şey var mı?

Necdet: Heh şöyle. Yok, çıkabilirsin. Ha bu arada, öğle arası da çay içeceğim. Haberin olsun.

Eda başı ile onaylar ve çıkar.

Ekip Necdet'in dediklerini yapıyordur ve Işık'a asla yaklaşmıyorlardır. Işık'la konuşmuyorlardır bile.

Aradan birkaç gün geçer. Kemal bir terslik olduğunu anlamıştır ve teneffüste Sinan'ı bahçeye, konuşmaya çağırmıştır.

Kemal: Anlat.

Sinan: Neyi?

Kemal: Ne bu haliniz?

Sinan üzerine bakar.

Sinan: Ne var, düzgün öğrenciyim işte.

Kemal: Evet, fazla düzgün. Kravatını bile ütülemişsin ya da ütülettirmişsin. Ne oluyor?

Sinan: Şimdi anlaşıldı derdin. Neden hala okuldasınız mı diyorsun?

Kemal: Kısmen, ne değişti yazın? Necdet niye karar değiştirdi?

Sinan: Anlaşma yaptık.

Kemal: Ne anlaşması?

Sinan cebinden matarasını çıkartır ve birkaç yudum alır.

Sinan: Çok soru soruyorsun.

Sinan gider.

Kemal: Yine ne oluyor be!

Kemal de gider.

-akşam-