Artık insan öyle bir noktaya gelirki bağırabildiğin kadar bağırmak istersin. O icini parcalayan canavari söküp atmak istersin. O göz yaşların dinidrir icindeki yaralari. Bide yanindaki en degerli arkadasin vardir seni kucaklayip saran. O anki insanin hissettiklerini cumlelerle ifade edemez insan. Hani derler ya iyi dost kötü günde belli olur diye, çok doğru bir söz. Etrafında binlerce kişi vardir senin gördüğün kadariyla. Ama gözünden düşen damlaları görünce sadece birkaç kişi vardır yanında. O an anlarsın insanların içindeki saflığı, o an görürsün içindeki dostluğu, o an görürsün gozlerindeki merakı, korkuyu,endişeyi. Şimdi anliyorum dosttan başka hiçbir şeyin önemli olmadığını. Simdi görüyorum. Şu hayatta ne yaşarsak yaşayalım,ne zorluklar çekersek çekelim mutlaka yanindaki arkadaşların değerini bilmelisin. Çok değer verirsin, kardeşim gibi dersin. Sen ne kadar üzgün olursan ol veya ne yaşarsan yaşa yanındadırlar herzaman. Sana şebeklik yaparlar, sırf biraz gül diye. Konuşurlar, sırf sende biraz kelime sarf et diye. En değerli varlık haline gelir artık senin için arkadaşlık. Hiç birşeyle değişmeyeceğin pırlanta kadar özel. Çok narin, saf. İşte böyle bir şeydir arkadaşlık. Sen, ne kadar parçalara ayrılmış olsanda sende kalan parçalarla arkadaşın yanında olur, sende ona destek verirsin ve o eksik parçaları birbirlerine tuttunarak tamamlarlar. Hayattaki servetlerin bile yanından geçemeyeceği kadar değerli. Yüzüne düşen gülümsemenin en kıymetlisi.