BUNDAN 5 Yıl ÖNCE...
O yaz liseye yeni geçtim ve okula kayıt için evimize yakın olan okula annemle beraber yürüyerek gittik.Müdür İsmail beyin odasına girdiğimizde içerde esmer uzun boylu yakışıklı bi çocuk gördüm.Annem beklememi müdürü çağırıp geleceğini söyledi ve odadan çıktı.Ürkek bir ses tonuyla;
-Merhaba ben Selin
dedim ve o an hiç hissetmediğim bir duygu hissettim kalbim sökülecek gibi oludu.Çocuk;
-Merhaba bende Bora.
dedi ve içeri müdür ve annem içeri girdi.Boraya gerekli evrakları sordu.Evrakları tamdı ama velisi yoktu.Bu durum müdüründe dikkatinden kaçmadı ve velisini sordu.Bora biraz hüzünlü bi sesle ailesinin olmadığını dedesiyle yaşadığını ve dedesininde okula gelemeyecek kadar yaşlı olduğunu söyledi.O an yaşadığı üzüntünün yarısını anlayabilirdim çünkü benimde babam yoktu.Annem kefil oldu ve okula kayıt ettirdi Bora'yı annem ikimizin aynı sınıfta olmasını istedi müdürde A sınıfına koydu bizi.Okuldan çıkarken annem Boraya evlerini sordu.Bora tarif ettiğinde bizim evin iki sokak arkasında olduğunu anladım.Annem bir ihtiyaçlarının olup olmadığını sordu.Bora teşekkür edip olmadığını söyledi ve eve gitmesi gerektiğini söyleyip gitti.O günden sonra bir hafta geçti ve ben Borayı hiç görmedim.Okulun açılmasına az bi vakit kalmıştı ve arkadaşım Mineyle tatilin son günlerini geçirmek için mahallemizdeki kafeye gittik. Oturup iki limonata söyledik ve getiren Boraydı.O an kalbim fırlayacak gibi oldu nefesim kesildi ve boğazım düyümlendi.Onca gün görmek için beklediğim kişi bi anda olmadık yerde karşıma çıktı.Borada beni tanıdı ve halimi hatrımı başka bişeye ihtiyacımızın olup olmadığını sordu.Ben kekelemeye başladım ve sözcükleri yuttum sanki sesim çıkmıyordu. Derken Boranın patronu sert bi tavırda "işine bak kızlarla konuşmayı bırak"dedi ve gitmesi gerektiğini söyleyip gitti.Ben hala onu görmenin şaşkınlığıyla konuşamazken mine; "kim bu çocuk ne kadar yakışıklı"dedi.
Ben "Tanıdık"dedim ve hesabı ödeyip gittik.O günden sonra her kafenin önünden geçişimde kalbim hızlanıp boğazım düyümleniyodu.Galiba aşık oluyordum hemde ilk aşkım.
Hislerimin heves olduğunu sanıyordum ta ki okul açılıp sınıfta yan yana oturana kadar.Dünyanın en güzel şeyiydi benim için sevdiğim insanla aynı sırada okul bitene kadar oturmak.
Yanyana oturmak her an beraber olmak beni mutlu etsede derslerim etkileniyordu.İster istemez başka yere geçtim derslerimi düzeltmek ve Borayı sıkmamak için.Ön sıralara geçtim ve ben geçer geçmez Ceyda Boranın yanına geçti. Ceyda sarışın kısa saçlı gözlüklü bi kızdı ve Borada gözü vardı bu açıkça anlaşılıyordu. O an sevdiğimi söylemezsem Ceydanın Borayı elimden alacağını düşündüm ve okul çıkışı Borayla sahilde oturduk o bana hayatını anlattı ben ona hayatımı anlattım birçok ortak noktamız vardı sanki o benim ben onun için yartılmış gibiydik.Konuşurken laf Ceydaya geldi ve Boraya Ceyda hakkındaki düşüncelerini sordum.O da aklındaki hayalindeki kızı analttı. O anlattıkça içimde söyleme hissi dahada artıyodu çünkü beni tarif ediyodu sanki.Saat epey geç olmuştu ve daha ben hiçbiley söyleyememiştim.Bora kalkalım dedi eve bıraktı beni ve gitti.Sokağın sonuda köşeyi dönene kadar onu izledim acaba oda beni seviyormuydu dedim.O gece anneme anlattım onu çünkü annemden başka kimsem yoktu şu dünyada.Annem arkadaş gibi bana nasihat veriyodu bende dinliyodum onu.Haftasonu ziyarete gidelim dedi annem ben mutluluktan uçuyodum.Dedesiyle tanışmak evlerini görmek dahada yakın olmak ne kadar mutluydum anlatmam.
Derken haftasonu geldi ne giysem telaşı başladı bende. Beyaz çiçek desenli bi elbise giydim mor menekşe rengi papuçlarım ve lavanta parfümüyle artık hazırdım. Annemle kol kola Boraların evine doğru ilerledik.Evi dıştan biçok kez görmüştüm ama ilk defa içten görceğim için çok heyecanlıydım.İçeri yavaş yavaş girerken bahçe kapısında bizi Bora karşıladı ve içeri buyur etti.Şaşırmıştı çatkapı gelmiştik çünkü.İçerisi sandığımdan da dağınıktı savaş alanı gibiydi. Annem temizlik hastası olduğu için hemen el üstü topladı salonu Boranın mahçubiyeti yüzünden anlaşılıyordu.Dedesiyle tanıştırdı bizi.dedesi çok güler yüzlü ak sakallı bi insandı.Annem konuyu Boranın ailesine getirdi. Dedesi hafif gözü yaşlı şekilde oturduğu eski koltuktan bize anlatmaya başladı. Can kulağıyla dinlerken ağlamamak içten değildi.Bora ailesini ailecek piknikten dönerken trafik kazasında kaybetmiş ve sağ kurtulan bitek oymuş.Hüzünlü saatlerden sonra Annem kalkma vakti geldi dedi ve Bora bizi kapıya kadar uğurladı.İçimde daha yakından tanımanın verdiği mutlulukla eve giderken annemin ağzından "bu çocuğu kaçırma" lafını duymak daha bi mutlu etti beni.İyice aşık olmuştum boraya.Aşkın çıkmaz sokağına girmiştim çoktan ve çıkmazdan kutuluşum Boraydı.Okulda beraber çıkışta beraberdik ama bu bana yetmezdi ben bi ömür beraber olmak istiyordum.Aşkım böyle platonik olarak devam etti aylarca ve 14 şubat kapıya dayandı. Evet sevgili değildik belki ama ben hergün daha fazla seviyodum onu.Bana kalırsa oda boş değildi bana karşı. 14 şubat günü okul çıkışı sahile gidelim dedi. Ben ümitlendim belki teklif eder diye o ümitle gittim.Sahilde hafif yağmurlu bir hava ve sakin durgun bi deniz vardı. Sahilde banklara oturduk o bana 14 şubatı anlattı ben gözlerine baktım. İçimde bi kıpırtı oldu içimden sarılmak geldi ama sabırla dinledim. Havadan sudan konuşmaya başladı yavaş yavaş ümidimi kaybettiğim anda konu birden bana geldi, bana;
-Selin sen çok özel bi kızssın hayatta mutlu olmanı istiyorum ve seni benden başkası mutlu edemez.dedi
Ben o an şoka girdim.Aylardır sevdiğim adamda beni seviyormuş meğerse.Hiç düşünmeden bencede beni sen mutlu edersin dedim ve sarıldık o an zaman dursun istedim.Akşama kadar beraber vakit geçirdik hayatımın en mutlu günüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kâbusu
RomanceSevmek,karşılıksız sevmek, çok sevmek. Aşk insanı alır savurur ama savruldukça insan büyür duygular olgunlaşır.Aşkın yaşı,aşkın dini,aşkın yeri,aşkın zamanı olmaz.Ansızın gelir aşk hiç beklemesiğiniz anda öyle bir vurur ki aşk kendinizi uçurumun dib...