II. Bölüm

12 1 0
                                    

O gün hiç olmadığım kadar mutluydum.Hiç uyanmak istemediğim bi rüyada gibiydim.Biz bulutların üstünde uçuyor gibiydik derdimiz tasamız yoktu mutluyduk. Hergün okula beraber gider her an beraberdik hiç ayrı kalmazdık.
Herşey güzel giderken birgün Bora sabah beni almaya gelmedi.İlk başta uyuya kaldığını düşünsemde o her gün aynı saatte uyurdu başka bişey olmalıydı. Bu soruları düşünürken okula doğru yola koyuldum aklımdan çıkmıyordu hiç.Sınıfa onu görmenin umuduyla girmeme rağmen sınıfta yoktu. Onu düşünerek geçen bikaç dersin ardından dersteyken kapı çaldı ve içeri giren annemdi. Öğretmenden izin alıp beni dersten aldı ne olduğunu bilemedim en başta sonra anladım ki konu Boraydı.Anneme meraklı gözlerle bakarken camii den gelen selayı duydum ölen Boranın dedesiydi. Anneme şaşkın şaşkın bakarken annem Boranın dedesinin öldüğünü söyledi. O an ne yapacağımı bilemedim ağlayasım geldi ama dik durmalıyım zira Bora daha da kötü olurdu çünkü hatayatta ki tek tutunacak dalı bendim.Hızlı adımlarla Boraların evine doğru yol aldım bu zor günde yanında olmak için.Evlerininin önüne geldim kimse yoktu annem camiide olabileceğini söyledi.Camiye doğru koşa koşa gittim ve Borayı musalla taşının başında dedesinin tabutuna sarılıp ağlarken gördüm.Çok iç parçalayıcı bir durumdu koşarak yanına gittim ve göz yaşlarını sildim. Cenaze namazından sonra mezarlık yolunda hep ağladı durmadan.Gömülürkende ilk Bora attı göz yaşlarıyla suladığı toprağı.Gömüldükten sonra Borayı annem bizim eve götürdü yemek hazırladı ama bora hep ağlıyordu.Annem komşuya helva yapmaya gittiğinde Borayla sarıldık.Dakikalarca omzumda ağladıktan sonra kulağıma ağlayarak;
-Beni hiç bırakmazssın dimi, dedi
Benimde o an gözlerimden yaşlar akmaya başladı.Bende ağlayarak;
-Bırakmam için hiçbi neden yok.Dünya yok olursa  yok olurum ve bırakırım bu sevdayı zira dünyam sensin
Odanın ortasında sarılıp ağlaştık sonra bıraktım sarılmayı ama o hala sımsıkı sarıyordu.Bende yeniden sarıldım sımsıkı ve kulağıma bu sefer;
-Sarılmak doğmaksa sarılmamak ölmektir, dedi ve o an daha çok sevdim onu kimseyi sevmediğim kadar.
Sonra annem geldi içeri helvanın hazır olduğunu söyledi.Bende Boranın biraz yüzünün gülmesi için;
-Az önce sarılmamak ölmek dedin.Öldük mü yani şimdi biz,dedim
Bora gülerek gel yeniden doğalım diyip sarıldı yine.Bende sımsıkı sarıldım kokusunu içime çekerek. Sonra Bora taziye ziyaretlerini karşılamak için kendi evlerine gitti.Bizde annemle akşam gittik Boranın evine elimizde bi tencere yemekle.Bora evde yanlız başına oturuyordu annem yanına oturdu ve klasik "ölenle ölünmez " lafını söyledi.Bora anneme dönerek;
-Evet ölenle ölünmez ama hayatta tutunacağım dalım kırılmışken buna yaşıyorum da denmez,dedi
Annemin gözlerinden yaşlar süzüldü ve ardından;
- Bizde senin aileniz artık istediğin zaman gelebilirsin kapımız sana herzaman açık,dedi
Bikaç hüzünlü dakikadan sonra annem evi temizlemeye girişti.Sabahtan beri eve giren çıkanın haddi hesabı yoktu.İşte bu yüzden ki ev baya kirlenmişti.Annemle beraber evi hemen temizledik ve eve gitmek için Evden çıktık.Bora çoktan uyumuştu bile yaşadıkları kolay değildi ve bu onu hayli yormuştu.Eve vardığımızda annemle bi çay içip sonra da yatıp uyuduk.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 03, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk KâbusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin