Bu sefer benim sıramdı Jongin. Her şeyi sen yapamazdın ya. İki gün önceden haber vermiştim sana. Seni şehrin en yüksek yerine götürecektim. Ben yüksekten korkardım Jongin, ama sen beni korurdun değil mi?
Şehrin en yüksek yerine çıktık beraber. Manzarası bir harikaydı. Ama sen manzarayı değil de beni izlemiştin. Nedenini sorduğumda ise 'Benim manzaram sadece sen olabilirsin.' demiştin.
Klişeydi ama güzeldi. Bugün ikinci kez cesaret göstermiştim Jongin. İlki itirafına olan karşılığımdı, hatırlıyor musun?
Çantamdan çift yüzüklerini çıkarıp sana evlenme teklifi ettim. İlk ben edecektim diye mızmızlanmıştın küçük bir çocuk gibi. Gülmüştüm sadece. Gözüme her zamankinden daha hoş görünmüştün.
Aldın eline yüzüklerden birini. Taktın kendi parmağına. Diğerini de benim parmağıma. Tuttun elimi batmakta olan güneşe doğru. 'Seni seviyorum' diye haykırdın önümüzdeki manzaraya.
Ben de seni seviyorum Jongin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JONGIN ✓
Non-FictionSen, melekleri kıskandıracak güzellikteydin Jongin. [© 2021 • kyudohwanjeu] 11.10.21