bir çizginin yanından ilerleyen solgun diğer çizgi.

104 14 2
                                    

sonbahar çetin geçiyor bu yıl. birbirine yaslanmış iki çocuğun saçları birbirine karışıyor, giydikleri kıyafetler cılız vücutlarını açığa çıkaracak şekilde uçuşuyor.

konuşmuyorlar, kelimeleri kalmamış gibi konuşmuyorlar. duyulan tek ses nefes sesleri ve rüzgarın esintisi. üşüyorlar ama ilk üşüyüşleri değil. acı çekiyorlar ama ilk acı çekişleri değil. daha küçükler, çok küçük. kim bilir daha ne kadar üşüyerek üzüleceklerdi. ama çok fazla, o yaştaki çocuklara bu acı çok fazla.

kumral saçlı kafasını kaldırıyor büyüğüne bakabilmek için. beklediği görüntüyle karşılaşıyor, gözü sadece ayda. zaten yeni ay olduğunda gelemezlerdi buraya, büyüğünün istediği yıldızlar veya rüzgar değildi. ayı istiyordu o, ay gibi olmak.

ne vardı ki bu ayda, kumral olan çözemiyordu bunu. büyüğünün bütün düşüncelerini tek seferde çözebilen o için çok anlamsız bir istekti ay. kitaplarda, filmlerde herkes yıldızlara bakmaz mıydı? neden aya bakardı ki o?

"yolumuz nereye gidiyor beomgyu?"  sesi rüzgara karışmamıştı, çok net bir şekilde anlaşılmıştı büyüğün. bakışları bir süre kumralın yüzünde gezdi, gözleri boncuk boncuk bakıyordu. gülümsedi, bakışları tekrardan ayı buldu. "keşke aya gidiyor olsaydı."

"neden?" ona yaslanan çocuğa rağmen omuz silkti büyük olan. "hep orada, güvenilir duruyor."  yarım ağız gülümsedi. "e ben de buradayım abi, neden aya yaslanıyorsun ki?"

büyük olan bakışlarını ona çevirdi yeniden. zaten çevresinde onu ilgilendiren bir aydı, bir de beomgyu'ydu. kelimeler boğazında sıra sıra dizildi ama gülümsedi yeniden cevap vermektense. diyemedi, sen çok küçüksün yorulursun diye. "baba gibi hissettiriyor."

beomgyu anlar bir şekilde kafasını salladı. abisinin yaptığını yapmaya çalıştı, o da aya yaslanmak istedi. oysa ayı tam dibindeydi de fark edemedi. "yeonjun."

"hm?"

"yolumuz kesişiyor mudur?" sesli ortama rağmen duyuluyordu kısık sesi. yeonjun gülümsedi, "birlikte olduğumuza göre kesişmiş demektir."

"hayır, hayır.. sadece.. sonsuza kadar kesişmesi mümkün mü? hep birlikte olsak mesela, bir evimiz olsa içinde huzur olan. belki balıklarımız olur koca bir akvaryumda, abi! olsun mu?" parlayan gözleri yeonjun'u buldu. yeonjun o an siktir etti ayı. bu kumralın gözleri varken ay neydi ki?

hiç düşmeyen gülümsemesi biraz buruklaştı ama yüzündeydi halen. rügzardan sürekli bozulacağını da bilse kumral saçlarından geçirdi ellerini. "olur ayıcık, neden olmasın?" beomgyu uzun zamandır ondan duymadığı hitapla gülümsemişti istemsizce. "sonsuzluk için söz veremem ama sonuna kadar yolundan senin adımlarını izleyeceğim." ona yalan söyleyemezdi, güveni o öğretmişti beomgyu'ya.

beomgyu anlamazca gülümsedi. abisi hep böyle konuşurdu zaten, biraz anlamsız ve büyük lafları ile. "keşke hep bu anda kalsak." 

bu dileği ilk ve son dileyişi değildi bu beomgyu'nun. abisi onu bırakıp gittikten sonra da tekrarlayacaktı kendi kendine, keşke hep o anda kalsaydık da biraz daha büyüyemeseydik.

çamura bulanmış zihnim ve sen, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin