Düşüyorduk! Her kez korku dolu gözlerle bakıyordu.Her taraf karardı. Peki ya düstüğümüzde ne olacaktı? Bunun bir sorusu bir de cevabı vardı . Tabikide düsersek ya iki göz iki çeşme ağlarlar ya da hemen bizi unuturlar. Sonucu belliydi. Tam olarak 60 tane paraşüt vardı.Yetmesede herkezin burdan gitmesi gerekirdi. Yoksa paramparça olucaklardı. Artık atlama zamanı geldi. Herkez nerdeyse atladi ve sıra bana geldi. Önümde de kücük bir cocuk vardı. Onu da yanıma alarak aşağı atladım. Doğrusu paraşütle atlamayi bilmiyodum.Diğerlerine bakarak uyguladım . Aşağı indiğimizde haberciler fotoğraflarımızı cekiyordu. Çocuğun henüz ailesi ortada yoktu . Ama yakışıklı bir genc vardı orda. Kumral,saclarını dikmiş,mavi gözlü ydü. Yanımıza doğru geldi ve güzel bir sesle:
- merhaba .dedi.
Çok tatliydı. Hani derlerya ilk görüşte aşık oldum diye benimkide o hesaptı. Hem gülünce yanaklarında 3-4 tane gamzesi gözüküyordu.Bende.dalmışım bende:
- merhaba adınız nedir ? Dedim.
- ismim Atakan ya sizin dedi.
-ismim Aybüke dedim.ve yanımdan uzaklaştı bu gün buradan gidemeyecektik daha cok görüşeceğim zaman vardı.En azından yardım gelene kadar.