hj x lm!!

3.7K 191 1.3K
                                    

Bu ficte cinsel içerik ve küfür bulunmaktadır! Rahatsız olacakların okumamasını tavsiye ederim!!

"Insane, inside the danger gets me high.
Can't help myself, got secrets I can't tell.
I love the smell of gasoline.
I light the match to taste the heat."

"I've always liked to play with fire."

_________

Bir şeyler zırvalayan öğretmeni daha fazla dinlemek istemiyordum artık. Tek istediğim öğlen arasının olmasıydı. Gözlerimi bıkkınca etrafta gezdirirken en arka sırada oturan arkadaşım gözüme çarpmıştı.
Lee Minho.

Arkadaş ortamında birbirimizle şaka amaçlı flörtleşsek bile bazen onu gerçekten istiyordum.
Gözlerimi alt tarafına kaydırdığımda kendini hafifçe okşadığını görmüştüm. Lanet olsun, ne!
Kafasını sırasına yaslamış başını asla kaldırmıyordu.
Bunu o hale getiren şey ne olabilirdi?
Daha önce yapmadığı şey değildi fakat şu an gözüme öyle çekici geliyordu ki gözümü ondan alamıyordum.

"Bay Hwang! Bu soru sizindir."
Minho'nun kafasını kaldırmasıyla gözgöze gelmiştik. Bana sırıtıp, gözüyle öğretmeni işaret etmişti.
Yutkunup önüme döndüğümde tahtada yazan soruya bakmıştım.
Yapamayacağım bir şey değildi fakat bu durumda yerimden kalkabileceğimi sanmıyordum.

Sahi, ne ara bu dereceye gelmiştim.
Alnımdan soğuk terler akarken ne yapacağımı kestiremiyordum.
Minho'nun o görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu.
Yanımda oturan Changbin elini dizime atıp konuşmuştu.
"Hadisene! Bu senin en iyi olduğun konu?"

Sözleri dikkatimi çekmiyordu fakat onun elini bacağımdan çekmesi gerekiyordu.
Sakince elini ittirdim ve yüzüne baktım.
O da bana bakınca gözlerini kapatıp dudağını dişledi
"Sikeyim seni Hyunjin, sırası mı amına koyayım?"
Kafamı indirdiğimde elini kaldırmıştı.

Öğretmen ona söz hakkı verdiğinde konuşmaya başladı.
"Hyunjin kendini kötü hissediyormuş lavaboya gidebilir miyiz?"
Alaycı bir şekilde gülme sesi duyduğumda arkama döndüm. Lee Minho gözlerini kaçırmadan direkt olarak bana bakıyordu. Tanrım! Bu nasıl bir sınav?
Bu soruyu çözecektim ve o gülmesini kesecekti.

Ayağa kalkmadan önce elimin tersiyle alnımdaki teri silip, okul formamı pantolonumun içinden dışarı çıkarttım. Changbin'in omzundan tutup oturttum ve tahtaya çıktım. 2 dakika içinde soruyu yazıp çözdüğümde iş bitmişti. Bacaklarım titriyordu ama kimsenin anladığını düşünmüyordum.

"Evet, doğru. Oturun Bay Hwang."
Ellerim cebimde yerime geçerken gözlerim Minho'nun üzerindeydi. Hâlâ sırıtıyordu fakat az öncekinden farklıydı. Önüme dönüp yerime geçtim.
Changbin anlamsız bir şekilde bana bakıyordu.
"Minho değil mi?"
Gözlerimi kırpıştırdığımda bundan emin bir şekilde gülmüştü.
"Zaten belliydi böyle bir şey olacağı."
Gülüp defterini ve kalemlerini topladı.
Hemen ardından zil çalmıştı.

"Siktir git hallet işini hadi."
Changbin sırıtarak uzaklaşmıştı. Gözlerimle onu takip ettiğimde Felix'in yanına gittiğini görmüştüm.
Bunları umursayacak vaktim olmadığından tuvalete geçmiş ve canımı acıtmaya başlayan şişlikten kurtulmayı planlamıştım.

__________

"Ah! Siktir, hadi artık!"
Kafamı duvara yaslayıp kendimi daha hızlı çekmeye başlamıştım fakat ne yaparsam yapayım yeterli olmuyordu. Siyah saçlarım alnımı tamamen kaplamıştı ve beni rahatsız ediyordu. Sol elimle onları hızlıca ve sinirle geri ittirmiştim.

play with fire, hyunho. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin