A & I ~ 1

133 13 6
                                    

" Bu taraftan hanımefendi koltuğunuz E16 " dedi hostes . Bense hala ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Bunlar gerçekten olmuşmuydu. Nasıl geldim ben bu hale ? Gerçekten nasıl geldim ?

~ 1hafta önce ~

Her antremandan sonra olduğu gibi yine haşatım çıkmıştı. O Steven'ın da alacağı olsun canımı okudu. Ben mi onu çalıştırıyorum o mu beni çalıştırıyor belli degil. Neyse bir an önce eve girip duş alıp yatmak istiyorum.

Tam anahtarı çıkardım eve giricem derken yan komşu David 'in bana seslendiğini duydum

' yan komşu deme ona ona taş o meteor o tamam mı ? '

iç ses çocuğa sulanmayı bıraktıysan David 'e dönmek istiyorum

' tamam tamam sustum '

saol yaa !

David ' e döndüm . Üzerinde tişört olması gerekmiyormuydu onun ?? Neyse gözlere odaklan kaslara değil ...

Gözlerine odaklanmaya çalışarak ve en şirin gülümsememi takınarak " efendim " dedim . David 'de elindeki zarfı sallayarak ;

" Bu sana ait ama postacı benim kutuma bırakmış" dedi ve göz kırptı. Allah'ım bu çocuk beni öldürecek birgün .

Teşekkür edip mektubu aldım. İran'dan geldiğini görünce eve girmeyi beklemeden hemen David'in yanında zarfı açtım. Büyük ihtimalle annemlerdendi . Annem bayılır böyle nostaljik şeylere ...

Her zamanki gibi beni çok özlediğini söyleyip ne zaman geleceğimi sormuştur diye düşünürken mektupta yazanları okuyunca ne yapacağımı şaşırdım . Doğru anlamış olmak için bir daha okudum, sonra bir daha, bir daha, bir daha ...

David yüzümdeki değişimi fark etmiş olacak ki yanıma yaklaşıp ne olduğunu sormaya başladı. Daha fazla dayanamadım ve yere yığıldım. Allah'tan düşmeden David beni tutmuştu.

Mektupta yazanlar beni yıkmıştı. Hep babamın kızı olmuş hiç ağlamamıştım. Ama şimdi hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Yapamazdım , babam güçlü olmamı isterdi hep, yapmadım. Tuttum kendimi. Ağlamadım.

Hemen İran'a gitmeliyim düşüncesiyle ayağa kalktım. David olanlara şaşırmış hala ne olduğunu soruyordu. Mektubu eline tutuşturup cüzdanımı almak için eve koştum. Gerekli malzemeleri alıp havaalanına gitmek için dışarı çıktığımda David hala dışarıdaydı. Yüzü kireç kesilmiş bir şekilde mektubu bana uzattı. Içinde ailemin ölüm haberi olan mektubu alıp cebime sıkıştırdım. Garajda yıllardır bekleyen ve birbkez bile kullanmadığım arabaya binmek için kendimi zorladım.Araf öldüğünden beri araba kullanmamıştım ama şuan düşünmem gereken şey bu değil. Son hızla havaalanına vardım . İlk ucak 1 saat sonraydı. Gemen bilet alıp pasaport kontrolü için sıraya girdim.

13 saatlik bir uçuşun ardından İran'a indim. En son geçen yaz tatilde gelmiştim. Burayı hep çok sevmişimdir. Hatta Amerika'ya hiç gitmek istememiştim ama babam bir sebepten dolayı gitmemde ısrarcı olmuştu. Sebebini bana hiç anlatmamış olsada ben her zaman nedenini biliyordum. Babam zengin bir adamdı ve oldukça fazla düşmanı vardı bunu bize belli etmesede...

Bunları düşünürken babamın şoförü önümde durdu. Hemen arabaya bindim ve önce polis merkezine gitmek istediğimi söyledim. Aynadan bana bir bakış atsa da itiraz etmedi.

Yaklaşık 5 dakika sonra polis merkezine gelmiştik. Hızla arabadan indim ve seri adımlarla daha önce hiç girmediğim binaya girdim. Danışmadan nereye gitmem gerektiğini öğrenip asansöre ilerledim. Kata geldiğimde bir adam beni karşıladı. Demek resepsiyondaki adam adımı bu yüzden sormuştu. Neyse adam ifade vermem gerektiğini söyledi ama ne dediği pek umrumda değildi. Söylediklerini yarıda keserek :

Asghar & IsrâhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin