08

1.1K 179 178
                                    

"keisuke, arkadaşların geldi!" annemin sesini işittiğimde odamdan çıkıp salona geçtim.

"hoş geldiniz lan."

"niye gelmedin okula?"

"canım istemedi." ellerimi ceplerime sokup başımla işaret verdim. "hadi odama geçelim."

draken, elindeki poşeti mutfağa götürdü. kazutora da çantasını gösterip bana öpücük attı.

"porno tadında mangalar getirdiysen sikerim seni."

odama geçtikten sonra mitsuya bir hata yapıp chifuyu konusunu açtı. bu konunun moralimi fazlasıyla bozduğunu fark edince hemen susmuştu. bir de bozulan moralimi düzeltmek için uğraştı sonrasında.

kazutora'nın getirdiği fantastik mangaları okurken diğerleri de getirdikleri oyunları televizyonuma bağlamaya çalışıyorlardı.

zil çaldı. annemin arkadaşlarından biri olduğunu düşünüp umursamasam da kapım annem tarafından açıldığında ona baktım.

"oğlum bir çocuk geldi. kapıya gelebilir mi diye soruyor."

kaşlarımı çatıp bizimkilere baktım. "e kadro tamam..?" yatağımdan ayrılıp odadan çıktığımda diğerleri de arkamdan geldi. "mal mısınız oğlum? siz nereye?"
beni umursamadılar.

aralık kapıyı kendime çektiğimde gördüğüm yüz büyük şoka soktu beni. chifuyu ciddi bir surat ifadesi ile bana bakıyordu.

"chifuyu-" cümlemi henüz bitirememişken sert bir tokat yedim. yanağım yana dönmüş, dişlerim de yanağımı kesmişti. gözlerimi yumup yüzümü buruşturdum.

"ya sen kimsin? kim olduğunu sanıyorsun?" diye bağırdı.

"hop. orada dur." ileri çıkan kazutora'yı durdurdum.

"sorun değil." dedim. ardından diğerlerine baktım. "içeri geçin siz."

"abi-"

"mikey lütfen."

dişlerini sıktığını belirginleşen damarlarından anlayabiliyordum. başını salladı ve chifuyu'ya korkutucu bir bakış attı.

onlar gittiğinde dışarı çıkıp kapıyı kapattım ve annemin terliklerini ayağıma geçirdim. "burada bağırma. aşağıya inelim."

"niyeymiş o?"

"annem seni terlikle döver çünkü, burada bağırmaya devam edersen."

ben önde o arkamda merdivenleri indik. aşağıya indikten sonra ona baktım. az önceki kadar sinirli görünmüyordu. tokatı attıktan sonra rahatlamıştı galiba.

"dinliyorum." diye mırıldandım.

dudaklarını ıslattı. bir süre düşündü galiba ne söyleyeceğini. "neden yapıyorsun bunu bana?"

"bilmem." dedim. çok iyi biliyordum aslında. söylediği gibi hasta orospu çocuğunun tekiydim. ona aşıktım ama bunu ona gösterme şeklim çok salakçaydı.

ikinci sınıfa geçtiğimde birinci sınıfları dolanmıştım, beni eğlendirecek birini bulabilirim ümidi ile. chifuyu'yu görmüştüm sonra. öyle çok enerjik ve konuşkan değildi. ama çok güzeldi. eğer en başta benimle takılmayı kabul etseydi muhtemelen ondan çabucak sıkılırdım ama... egomu tatmin etme derdine düşüp onu elde edene kadar durmayacağıma yemin etmiştim. sonra ise işler daha da sarpa sarmıştı. başta yalnızca chifuyu'nun beni eğlendirmesini istiyordum ama şimdi beni sevsin istiyorum. aptalın tekiyim...

"hey, sen beni dinliyor musun?" gözlerimi yerden kaldırıp ona baktım. ofladı. "iki saat konuştum."

"özür diledim chifuyu. bundan sonra hiçbir şeyine karışmam. git artık hadi."

"geçen sefer de özür diledin ama gördük olanları..."

"ne yaptım? etrafında dolanmıyorum işte."

"sevgilimi tehdit etmişsin." dedi sinirli sinirli. "hanegi benden ayrıldığında senin ona bir şey yaptığını tahmin edip yanına gittim. çocuğun yüzünü tanınmayacak hale getirmişsin!"

o konuşmaya devam ederken gözlerimi başka tarafa çevirdim. ne arkadaş seçme konusunda iyiydi ne de sevgili seçme konusunda.

"baji." ismimi duyduğumda ona baktım tekrar. "yine dinlemiyorsun." dedi bıkkınlıkla.

"hak etmişti chifuyu. umurumda değil o ibnenin yüzünün ne hale geldiği falan."

sinirli sinirli soludu. "bir daha ne benim hayatıma karış ne de hanegi'ye. eğer ona bir kez daha dokunursan tamamen düşersin gözümden."

istemsizce güldüm. sinirlenmiştim. dilimi dişlerimin üzerinde gezdirdim ve chifuyu dışındaki her yere baktım. "pes amına koyayım. bu kadar kör olamazsın cidden." yüzümdeki alaycı ifade ile ona baktım. kaşlarını çatmış, neden güldüğümü sorgularcasına yüzüme bakıyordu. "tamam. sen nasıl istersen. ama şunu bil, o orospu çocuğu seni değil bedenini arzuluyor. sonrasında pişman olacaksın, demedim deme."

tam apartman kapısına ilerlediğim esnada yüksek sesle konuştu.

"sen farklısın sanki!" dedi. zile uzanan elim donup kaldı. şokla ona baktım. "sen de öylesin! sapığın tekisin!"

"ya sikeceğim şimdi!" onun gibi bağırdığımda ilk defa sesimi ona karşı yükseltmemin şokunu yaşayıp geriledi. "ciddi bile olmadığım bir meseleyi buraya kadar çektiğine inanamıyorum! ben sadece seninle konuşmak istedim! sadece bu bahane ile sohbet edebileceğimizi düşündüm!"

arkamdaki kapı açıldığında sinirli sinirli solurken apartmandan çıkanlara baktım. bizimkiler elbette başından beri oradaydılar ve konuşmalarımızı dinliyorlardı.

"siz de siktirin gidin." yanlarından geçip kapıyı sertçe kapattım ve merdivenleri hızlı hızlı çıktım.

eve girdiğimde annem ne olduğunu sorsa da benden cevap alamadı. kendimi odama kapatıp kapımı kilitledim. ellerimi saçlarıma daldırıp olduğum yere çöktüm. titrek nefesler alarak rahatlamaya çalışsam da hiçbir halta yaramadı ve saniyeler sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. niye bağırdım ki sanki, niye bağırdım ki ona...

yazim yanlisi falan varsa uzgunum

nude # bajifuyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin