Sabah uyandığımda Akını telefonumu açmaya çalışırken gördüm hala uğraşıyordu benim uyandığımı görüp bana şifremi sordu bende telefonumu elinden hızla çekip aldım ben senin telefonunu açmaya çalışsam bana demedigini birakmazssın gelmişsin burda benim telefonumu karistiriyorsun çık dışarı üstümü değiştiricem dedikten sonra Akın çıktı bende derin bir oh çekip dolabıma yöneldim giyecek kıyafet aramaya başlarken Azer den mesaj gelmişti bugün aynı yerde seni bekleyeceğim yazıyordu bende bugün dersim olmadığını söyledim oda olsun sen gel sana bir şey diyeceğim yazmıştı bende fırsatım olursa gelebileceğimi söylediğimde oda tamam dedi ve telefondaki mesajları silip ustumu giyinip aşağıya indim herkes masaya oturmaya başlamıştı oturup kahvaltı yaparken kapı çaldı gelen celesun du amcamın masaya davet etmesiyle yanımdaki boş sandalyeye oturdu bende içimden sabır çekip celasuna onüne bak gözünü oymiyim çatalla dedikten sonra önüne dönüp kahvalti yapmaya başladı arada bana bakıp göz kirpiyordu bende bir kaç lokma birşey daha alıp masadan kalktım ve bahçeye çıktım aslında şimdi Azer ile buluşmanın tam sirasiydi kimse beni fark etmezdi Azere mesaj atıp bahçedeki tellere yöneldim atlayıp hızla uzaklaştım oradan
Azerin beni bekledigi yere gittim gittiğimde daha gelmemişti kısa bir süre sonra gelince hemen arabaya bindim ani bir kararla bugün ona aşık olduğumu söyleyecektim ama buna bir türlü cesaret edemedim bana ne oldu diye sorunca yüzüne bakıp birşey yok dedim sonra aslında var dedim ne diye sorunca biraz yüzüne bakıp dudağında yapıştım ayrıldığımız da çok utanmıştım oda benim çenemi tutup çevirince galiba ben ne olduğunu anladım dedi ve bende seni seviyorum diyince bu kez o benim dudağıma yapisti ayrıldığımız da biz şimdi sevgili mi olduk diye salakça bir soru sordum oda evet aslında bende bunun için buraya gelmiştim ama birileri benden önce davrandı diyince gülmüştüm dudağına küçük bir öpücük bıraktıktan sonra arabadan inip gidene kadar beklemiştim geri donerken telefonuma Saadet abladan mesaj gelmişti as evinde olacaklarını yazmıştı bende tamam yazıp as evine doğru yürümeye başladım bir yandan arabada olanları düşünüp bir yandan gülüyordum Akını görmemle yüzümü duzeltim bana nereye kaybaoldun diye sorunca sana hesap verecek değilim dediğimde sen bir işler ceviriyorsun ama ben bulucam dedi bende onu umursamayip as evine gidip elimi yikadiktan sonra oradakilere yardım etmeye başladım yemekleri masaya koyduktan sonra Saadet abla ekmeğin yetmeyeceğini söyledi bende gidip alabileceğimi soyledim babannem çabuk ol dediğinde tamam diyip as evinden çıktım kahvenin önünde Azerin arabasına çok benzer bir araba gördüm benzettim her halde diyip yürürken kahveye baktığımda amcamlar ile Azerin oturup bir şeyler konustugunu gördüm bana aileni tanımıyorum demişti ama şuan amcamlara bir seyler konuşuyordu bunları düşünürken çoktan fırına varmıştım beş tane ekmek alıp parayı uzattım üstünü aldıktan sonra ordan çıktım ve tekrar as evine doğru yürürken Azere mesaj attım akşam onu herzamanki yerde bekleyeceğini soyledim gelecek cevabı beklemeden telefonumu kapatıp cebime koydum ve ekmekleri babanneme verdikten sonra tekrar elimi yıkayıp yemek dağıtmaya başladım gelen insanlar yemeğini yiyip kalkarken bizde yavaştan ortalığı toplamaya başlamıştık en son herkes kalktığında masalari ve yerleri silip çıktıktan sonra babannem kapıyı kitledi bende duygulara gideceğimi beni çağırdığını söyledim babannemde çok geç kalma diyince tamam diyip yanlarından ayrılıp Azer ile buluştuğumuz yere gittim gittiğimde çoktan gelmişti arabaya binip sarildiktan sonra biraz konuşup ona çukurda ne işi olduğunu sordum oda iş için diyince daha fazla ustelemdim ve kafamı omuzuna koyup onu dinlerken cama tıklama sesiyle kalktim baktığımda Akin di bu kişi bize inmemiz için işaret yapıyordu bana arabada kal dedikten sonra Azer inmişti bağırarak konuşuyorlardı en sonunda d dayanamayıp bende indim Akın kolumdan tutup beni cekistirmeye başlayınca kolumu ondan kurtarıp ikisininde sakinlestirmeye çalışınca Akın bana sen bu adamın kim olduğunu biliyormusun dedikten sonra bende evet biliyorum benim sevdiğim adam Azer kurtulus dedim oda banaAkın :daha soylememis kim olduğunu anlaşılan
Karaca:Akın sacmalama istersen
Akın :bu adam yani senin sevdiğin adam kocovalıların yani bizim düşmanımız
Azer:karaca bir dinle
Karaca: Akının dedikleri doğru yani neyini dinliyim senin ya sen beni mi kullanicaktin düşman kızı diye ne yapcaktın bana söylesene bir daha karşıma cikma !Dedim ve Akının beni kolumdan tutup cekistirmeye başlayınca Azer den yumruk yemiş ve yere yigilmisti Azere sen ne yapıyorsun ya diye bağırınca çok konuştun sen diyip beni omzuna atıp arabaya bindirmisti kendinde bindikten sonra kapıları kitleyip arabayı sürmeye başlamıştı ben ne kadar durdur şunu desemde beni takmadan arabayi sürmeye devam etti YA SEN MANYAKMİSİN BE ADAM !dediğimde ta kendisi demisti ve biraz susup ağlamaya baslamistim bana peçete uzatmıştı bende alıp burnumu sildikten kısa bir süre sonra küçük bir evin önüne geldiğimizde arabadan inip benim kapımı açmıştı bende gelmeyeceğimi söylediğimde beni tekrar omuzuna atmıştı
Adamın içinden Tatar Ramazan çıktı ya
Dediğimde çıkaranlar saolsun demisti kapının önüne geldiginde dolabın içinden anahtar çıkarıp kapıyı açmıştı ne kadar kaçmak için cabalsamda bırakmamıştı en sonunda kapıyı kitelyip anahtarı cebine atmıştı ben telefonumu elime aldigimda benim ağzımdan mesaj atıp telefonu kendi cebind koymustu ruh hastası misin diye sorduğumda ruh hastası değilim ama senin hastanım dedikten sonra salona gidip camdan etrafa bakmaya başladım ne yaptığımı anlayan Azer buralarda kimse yaşamaz ve etrafta ev yok onun için boşuna debelenme diyince sinirle koltuğa oturmustum
Sen harbi manyaksin dedikten sonra lavaboya gitti bende anahtarı aramaya başladım ama bulamadım lavabodan çıkınca bana karnın aciktimi diye sorunca bende hayır istemem dedim ve mutfağa girdi ve camdan bakmaya devam ediyordum burnuma mis gibi sucuk kokusu geldiğinde dayanamayıp mutfağa gittim tavaya baktığımda az sucuk olduğunu gördüm ve dolaptan sucuğu çıkarıp kesmeye başladım oda bana bakıyordu umursamayip kestigim sucukları tavaya attım pişmesini beklerken salona gidip televizyonun kumandasıni aramaya başladım bana kapıdan bakıp televizyonun bozuk olduğunu söyledi ve gitti bende sinirle koltuğa oturdum ve Azer hazırladıklarını masaya koyup beni davet etti bende oturdum ve yemeğe başladım bittiğinde beni burda ne kadar tutacaksın dedim oda bana sen ne zaman beni dinleyip anlarsan dedi bende yani hep burdayım dedim kitap falan varmı diye sorunca bana var dedi bende oh çok şükür oyalanacak birşey buldum dediğimde nerde olduğunu sordum oda bana bir odayı gösterdikten sonra girip kitapları incelemeye başladım bir tane kitap gözüme takıldı alıp baktıktan sonra bu kitabın aynısının bende olduğunu söyledim kiatbin adı Gündüz ölüsüydu bu yazarin ölülerle alıp veremediği ne diye sorunca bende kahkaha attım onu biraktiktan sonra gözüm başka bir kitaba takılmıştı Mart Menekşeleri Sarah jio çok sevdiğim bir yazardı ve kitabı alıp salona gittikten sonra kitabı okumaya başladım ve okurken uyuya kaldımİlk defa çok uzun bir bölüm yazdım
Bölümü begendinizmi
Bu söz benden size o zaman
Kendinize çok iyi bakın bir dahaki bölümde görüşmek üzere
🌼🌼🌼🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli hisler
Fanfictionailesinden gizli üniversite okuyan karaca ve İstanbul'un en büyük uyuşturucu baronu Azer kurtuluş