Çağatayın yanına ise girecektim ama öyle kapısına gidip beni ise al desem anlardı efsun dan böyle ogrenmistim kulkani anlatınca ise nasıl gideceğimi buldum o şirkete karaca kocovali olarak değil karaca özüm olarak girecektim Çağatay ve diğer erdenetler bunu böyle bilecekti karaca kocovali yi internette gizlemiştim bulamayacaktı Arık ın gerçek katilini bulup babamı ordan cikartacaktım mekanda kamera kayıtlarına baktığımızda o saate dair bir kayıt yoktu muhtemelen Çağatay almıştı
Üstüme şık birşeyler giyip kullanın takıldığı gazinoya gittim boş bir masaya oturunca çok ta ağır olmayan bir içki söyledim içerken kulkana baktığımda pistin ortasında oynuyordu ikinciyi içerken yanıma gelip oturdu
Merhaba fıstık kulkan ben kulkan erdenet
Şuan onu boğma isteği gelse de içim den elimi uzatıp karaca özüm ben dedim
Hayırdır neye içiyorsun böyle diye sorduğunda iş bulamayışıma dedim
Ve ulan şu buyuk istanbulda okadar iş var birtane bana uygun iş yok dediğimde biraz bana bakmıştı ne oldu ne bakıyorsun diye sorduğumda sana tam şuan bir iş buldum demişti ne isiymis o abimin asistanı çıktı bugün işten gel sen başka dediğinde zafer ile güldüm ve teşekkür ettim ben sana konum atarım zaten abimede söylerim dedi o zaman ben kalkıyım yarın erken kalkacağım dediğimde telefon numaramı istemişti verdiğimde telefonuma attığı konum geldi teşekkür diyip ordan ayrildim ve hemen duyguyu arayıp haber verdim eve kilerden girip odama çıktım üstümü değiştirdikten sonra telefonu elime alıp biraz konumu inceledimErdenet şirketinin kapısının önüne geldigim de beni kapıda kulkan karisilamisti bana şirketi gezdiriken bir yandan herkes ile tanıştırıyor du en son Çağatay erdenetin odasına girdiğimizde masanın karşısında gördüğüm kişi ile şok olmuştum Çağatay in yanına gidip kendimi tanıttım
Karaca özüm ben
Dedikten sonra elimi uzattım o elimi sıkmak yerimi parmaklarım dan tutup elimin üstüne çok hafif bir öpücük kondurdu elimi bıraktıktan sonra
Bak buda ortağımız Azer kurtuluş dediğinde memnun oldum diyerek onu geciştirdim kulkan bana odamı gösterince teşekkür edip koltuğuna oturdum kulkan da yanıma oturunca biraz sohbet ettik gidince çantamdan ıslak mendil çıkarıp çağatayın öptüğü yeri kizartircasina sildim ve mendili çöpe attım odanın telefonu çalınca buyrun diye açtım Çağatay di
Odama bir Türk kahvesi sade senin elinden diyince tamam hemen diyip mutfağa doğru yol aldım
Mutfağa gittigim de kahveyi bulamadığım için ordaki bir çalışana sordum gösterince cezve ve fincanı da verdi
Kahveyi yapmıştım odasına götürüyordum kapıyı tıklayıp içeri girdiğim de Azer hala ordaydı kahveyi masya koyarken elinizde yüzük yok evli değilsiniz galiba demişti bende yok evli değilim ve evelnmeyide düşünmüyorum demiştim malum erkek kere güven olmuyor dediğimde haklisiniz dedi müsade isteyip odadan çıktığımda kendi odama geri döndüm kısa süre sonra Azer de geldiğinde kapıyı bile çalmadan odaya girmişti
Ne yapıyorsun sen burda git yoksa bagiririm
Sen ne yapmaya çalışıyorsun ne işin var senin burda o adama kahve yapmak ne demek karaca
Ya senin ilgilenmem gereken bir eski sevgilin yok mu git onunla ilgilen ayrildik biz hesap soramassın sen bana dedikten sonra tam çıkacakken arkamı dönüp
Senin için geldiğimi dusunuyorsan yanılıyorsun iş için geldim ben buraya senin burda olduğunu da bilmiyordum gelince öğrendim ben
O zaman soyadını niye gizliyorsun niye soyadın özüm senin diye sorunca odadan çıkmıştım ve balkona çıkıp derin bir nefes aldım kulkan yanıma geldiğin de bana sigara uzattı hayır diyerek onu reddettim kenid sigarasını ağzına götürüp çakmağı yakamayınca bir küfür çıktı ağzından daha sonra bana kusura bakma diyince neye sinirlendin bukadar dedim
Abim su içeri giren bir adam var selim kocovali onun kızını arastiyordu benden istedi bulmamı bulamadım tabi sanki kız yer yarıldı yerin dibine girdi internette bakıyoruz yok nerde bu kız
Bilmem dediğimde telefonu çalmıştı o gidince bende tekrar zafer ile gülmüştüm odaya tekrar gittiğimde tam oturacakken yine telefon çalmıştı Çağatay beni odasına çağırıyordu hemen gittiğimde hazırlan selim kocovalının evine gidiyoruz dedi bende anlık gözüm dışarı kayınca akını gördüm bir teknenin içinde ve elinde bir tüfek ile biraz daha baktıktan sonra her yeri taramaya başladı cagatayi yana ittiginde bende canın kenarinda cokmüstum Çağatay emekleyerek gitmeye calisiyordu beni de çağırınca gittim ve beraber saklandigimizda karşımızda ki Azer bize bakıyordu çünkü adam bana sarılmıştı tamam korkma diyordu geçti
Akın gittiğinde herkes aşağıda birbirine iyimisin diye soruyordu
Ben artık gidiyim diyince ben bırakırım demişti tamam diyince çaktırmadan Azere baktım yumruk yaptığı elini sıkıyordu yürüdüğümüz de arabaya binip yola koyulmuştuk
Nerde oturuyorsun diye sorunca iki mahalle altta demiştim tamam diyip önüne dönmüş tü
O mahalleye geldiğimizde beni musit bir yerde indirmişti Gidene kadar arkasından baktığımıştım gidince telefonu elime alıp akını aradım
Hemen bulunduğum yeri tarif edip gelmesini söyledim
Kısa süre sonra gelince arabaya binip
Sen gerçekten yaptın dimi bunu
Neyi karaca
Sen çok iyi biliyorsun bugün o taradığın yalının içinde bende vardım
Senin ne işin vardı orda
Orda girdim ise babamın suçsuzluğunu ıspatlamak için delil bulmaya çalışıyorum ben keyfi girmedim yani diyince iki elini yüzüne koyup
OF DELİRECEM OF !
diye bağırıp elini direksiyona vurmuştu
Babamı ogrendiklerinde olabilecekleri dusunebiliyormusun dedi
Karaca kocovali olarak değil karaca özüm olarak girdim ayrıca kendimi gizledim internette diyince
Bak bak birde neler yapmış dedi ben gerçekten inanamıyorum sana dedi ve yola koyuldu
Ben arabada giderken uyuya kalmıştım
Bölümü begendinizmi
En beğendiğiniz yeri lütfen yorumlarda belirtiniz
Bu arada
Boyle birşey yaptım yerin dibindeyim şuan
Birdahaki bölümde görüşmek üzere kendinize çok iyi bakın 🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli hisler
Fanfictionailesinden gizli üniversite okuyan karaca ve İstanbul'un en büyük uyuşturucu baronu Azer kurtuluş