Yine lanet alarmın sesiyle uyandım ve annemin yaptığı ekmek arası karpuz ve asidi bitmiş kolayı görünce "of anne sege ya" dedim. Saçımı süpürge makinesiyle toplayıp, Kızımı meslek lisesine götürdüm. İşe gitmek için metrobüse giderken, yolda dilf gördüm ve 'omg çok yakışıklıymış' diyip çaktırmadan yanına oturdum.
"Selam siz de mi dürümbüs bekliyorsunuz?" Dedim. Adam, gülerek, "Evet." Dedi. Adam çok zengin birine benziyordu bu yüzden elimdeki kulağına zeytin diye fısıldanmış pohça ve le porta yüzünden utandım. Yanaklarım kızardı.
Adını bilmediğim adam, "Dürüm sever misiniz? Kocaman, kalın, uzun, damarlı." Gi-hun sevinerek, "En sevdiğim o olan ama param yok yiyemiyorum." dedi, Adam, "Benimle oyun oynarsanız en sevdiğin dürümü sana veririm, ama karşılığında bana götünü verirsin." Gi-hun gülerek, "O-olur." Dedi gülerek.
Adam, "Bu arada benim adım Gong."
Gi-hun, "Memnun oldum Gong bey,"
Hızlıca arkasını dönerek "Of kim gong yedi ya." Dedi.Gongyoo, iki kart çıkardı cebinden, biri kırmızı, biri mavi, başladı anlatmaya, " Burda, 2 kart var. Biri mavi kırmızı istediğini seç." Gi-hun'da patlattı espiriyi, "Ben mor istiyorum.🤣" Gongyoo, Gi-hun üzülmesin diye gülmeye çalıştı. Gongyoo toplayarak, "Seç hadi." Dedi. Gi-hun, "Ben mavi seçicem." Gongyoo onaylayarak, mavi kartı Gi-hun'a uzattı.
Gongyoo, "Sırayla ikimiz kartları yere atacağız. Eğer ben senin kartını çevirirsem kalçana tokat atacağım, sen benim kartımı çevirirsen sana istediğin dürümü vereceğim.
Gi-hun biraz tedirgindi ama dürüm istiyordu bu yüzden kısık sesle Gongyoo'yu onayladı. Ve oyun başladı.~~~~~~