1

6 1 0
                                    

Yeni bir şehir, yeni insanlar, yeni bir hayat ve yeni arkadaşlıklar. Sanırım en zoru son söylediğim olacaktı, İstanbul’a yeni taşınmıştık ve şehrin güzelliği zerre kadar umrumda değildi. Ben buraya tüm düzenimi bırakıp gelmiştim belki hiç arkadaşım yoktu ama umrumda değil olmasını istesem olurdu zaten.

Gözlerimi kapatıp tekrar açtıktan sonra çok yorulduğumun farkına vardım, yarın okulun ilk günüydü ve okul formasından nefret etmiştim. Aşağı kata inip annem ve babama baktım her zaman olduğu gibi tartışırlarken dolaptan bir bardak su aldım ve içtim, sadece bir biblo için tartıştıklarını yeni fark ediyordum.

"Hayır Beste onun yeri orada olmamalı buraya koy dediysem buraya koy." annem derin bir nefes aldı "benim evim benim kuralların Hakan neden anlamıyorsun bunu" "ciddi misin sen! Bu evde sadece sen yaşamıyorsun şunu anla artık" sabır dilenircesine ikisine baktıktan sonra üst kata çıkıp pijamalarımı giydim bu saçmalık ne zaman bitecek Allah'ım.
___

Sabah alarmımın lanet sesiyle uyandığımda yorganıma özlem dolu bakışlar atıyordum "seni şimdi bırakıyorum ama akşam tekrar görüşücez bebeğim.." hüzünlü bakışlarımı yorgandan çektikten sonra kalkıp odamda ki minik banyoda işlerimi hallettim dolabımı açıp okulun lanet eteğini giydim dizlerimin bir karış üstüne geliyordu ve bu rahatsız ediciydi dizlerimin biraz altında biten beyaz çorabı giydikten sonra filmlerde ki liselilere benzediğimi görünce kendi
kendime güldüm üstüme gömleğimi giydim ve gömleğimi eteğin içine tıkıştırdım kahverengi uzun hırkamı giydikten sonra makyaj masası denilen yere oturdum çünkü ben hiç makyaj yapmazdım annemin zoruyla yapıyordum arada ve bugün ilk defa kendi isteğimle o masaya oturmuştum gereğinden fazla uzun kirpiklerime kardeş siz hayırdır bakışımı atınca maskara sürdüm günah benden gitti öcü görecekler beklediğimden çok daha iyi sürdüğümde zaten uzun kirpiklerim yüzünden bir sabır çektim sanırım ben hiç normal olamayacaktım.. Yeşil gözlerime ve kumral saçlarıma burnumun üstünde ve etrafında ki güzel çillerime baktım normal bir kıza göre çok güzeldim ama güzelliğimle hiç övünmedim bazen çirkin hissederdim ve aynaya bakınca kendime değer vermem gerektiğini hatırlardım saçlarımı her zaman açık bırakırdım aynaya bakıp burnumdan firar eden piercingi değiştirip daha güzelini taktım kiraz rengi dudaklarıma parlatıcı sürdüm ve saçma salak kitaplarla dolu olan çantamı omzuma taktım telefonum ve kulaklığımı alınca aşağı indim annem bana öcü görmüş gibi bakıyordu ona 'ne oldu yine be' isimli bakışımı atınca "kız sen çok güzel olmuşsun Bismillahirrahmanirrahim" deyince 'zaten güzelim' der gibi baktım oturup mısır gevreği yedim bugün hiç iştahım yoktu.

Okulun yolunu gelmeden ezberlediğim için rahattım dışarı çıkıp ezberlediğim yolları kulağımda Artic Monkeys isimli grup şarkı söylerken ilerledim okula geldiğimde dersin başlamasına daha vardı bahçeden girdiğimde herkes bana bakıyordu yeni kızım tabi bakarlar salak. Onlara boş boş bakarken bi köşeye çekilip müzik dinlemeye devam ettim yanıma bir çocuk gelince kafamı kaldırdım "evet?"
"selam ben Aktan adın ne?"
"Nil ben tanıştığıma memnun oldum görüşürüz" dediğimde sarışın çocuğun özgüveni kırılmıştı aniden yanıma başka bir kız gelince gözlerini çocuktan ayırmıyordu ta ki bana delici bakışlar atana dek.
"Kızım ilk günden sen hayırdır sevgilimin yanında falan?"
"Af buyur?"
"Sen diyorum hayırdır diyorum!"
"Kendisi yanıma geldi ben birşey yapmadım" deyip omuz silkince kalabalık bizi izliyordu ilk günden olay çıkarmaya hiç niyetim yoktu.
"Cevap vermeseydin kızım ya sabır"

Yalnız ben buna çarparım!

"Sana mı sorucam cevap verip vermemeyi sevdiğin çocuk başka bir kızın yanına geldi diye özgüvenini mi kırdım ah olamaz sana birşey söyleyeyim mi şuan da gereksizce kaşıdığın ellerin ne kadar strese girdiğini kulağının arkasından akan terler benden çekindiğini ve yüzüne bakılırsa domatese döndüğün için sinirlendiğini anlıyorum ama tatlım böyle tatlı telaşlara hiç gerek yok psikolok değilim ama senin tedaviye ihtiyacın olduğu çok açık." oradan hızla uzaklaşırken herkesin saçma salak 'ooo' tarzında tezahüratlarını duyuyordum kimse kusura bakmasın ama kız haketti daha beni tanımıyor ama saçma sapan konuşuyor.

Derse daha 10 dakika olduğu için herkes bahçede takılıyordu bende bir köşede otururken yanıma bir çocuk oturdu çocuğa bakmadan konuşmaya başladım.

"Bugün ikinci bir sevgili vakası istemiyorum üzgünüm doluyuz kötü zamanlama görüşürüz"
"sevgilim yok ve sen biraz geveze misin?"
"bi dakika senin bana geveze demek ne haddi-" ona doğru döndüğümde bal rengi gözleri bana bakıyordu suratımı görmemiş olmalı ki beni inceledi kahverengi uzun saçları ona farklı bir hava katıyordu gözlerine düşen kahverengi tutamları her kızın dokunmak isteyeceği türdendi.. Ama ben her kız değildim, biraz klişe.
"Beğendin herhalde bir sustun"
"Yok be ne beğenicem öyle şey ettim"
"He şey ettin iyi o zaman"
"Aynen, he bu arada kolundaki toka ve ceketinin omuz kısmında ki sarı saçlar ki aynılarından pantolununun üstünde de var sevgilin olduğunu düşündürtüyor"
"Vay be, çok dikkatlisin"
"Biraz"
"Ama yanıldın."
"Bismillah dur hazır değilim dur"
"Neye hazır değilsin noluyor?"
Derin bir nefes alıp ellerimle başımı ovaladım "yok bi yanlışlık var ben yanlış tahmin etmem yok aman bak canım beynim hani bana söz vermiştin yanlış tahmin yok diye ne oluyor ilk günden beni hüsrana uğratıyorsun.."
"Sen beyninle mi konuştun daha demin?"
"Dursana be"
"İyi de manyak mısın kızım"
"Bana kızım deme hizaya gel sıst pist alo sus"
"Hiza nere?"
"Sen bana daha demin manyak mı dedin?"
"İlk ben sordum"
"Cehennemin dibi gitcen mi hizaya"
"Gidiyorum eyvallah"
"Ya bi dur"
"Ne be"
"Sen bana manyak dedin alo?!"
"Yok kızım ne manyağı kim manyak ayıp ediyorsun" sesinde ki alaydan dolayı sinirim bozulmuştu derin bir nefes aldıktan sonra tam birşey diyecektim ki ders zili çaldı. Sustum ve ona döndüm,

"İşkence mübarek".

Sıra arkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin