Zor olmadan 11-A sınıfını bulmayı başarmıştım cam kenarında en arka sıraya giderken herkes bana tip tip bakıyordu hiçbir şey demeden oturdum bir kız boğazını temizledi ona döndüm.
"Yalnız orda biri daha oturuyor"
"Yalnız bu sıra iki kişilik" dediğimde herkes ona kapak bakışını atıyordu bende o sırada derin bir nefes alıp başımı sıraya koydum başladık yine saçmalıklara haydi Bismillah.Yanıma biri oturduğunda ona bakmadan uykuma devam ettim.
Birisi kolumu dürterken bunun yanımda ki kişi olduğunu anlamam zaman almadı bana hocayı gösterirken hoca bana kınayan bakışlarını atıyordu.
"Sen misin yeni öğrenci?"
"Evet hocam bir sorun mu vardı?"
"Sorun sensin."
"Pardon?"
"Dersimde uyuyamazsın."
"Ama uyudum?"
"Sen çözsene şu soruyu!"
Tahtaya baktığımda yaklaşık iki dakika sessiz kaldım zor bir soruydu ama fark etmez hoca bana dalga geçer gibi bakarken cevap verdim.
"Cevap B şıkkı eminim."
Bana baktığında yüzü patlıcan gibi mosmor olmuştu herkes şok olmuşçasına bana bakarken omzumu indirip kaldırdım. Yerime geri oturdum ve konuştum "izin verirseniz uyuyorum."
Hoca cevap vermeden uyku pozisyonuna gelecektim ki yanımda ki kişi ilgimi çekti ben bunu tanıyorum sanki dediğimde yüzüne baktım. Aha! Bahçede ki çocuk bu. Allah'ım herkesin kafasına taş düşer bana niye öküz düşüyor?! O da bana bakınca dudakları kıvrıldı.
"Ne gülüyon bay öküz?"
"Kızım sen psikopat mısın? Beyninle konuşuyorsun bana öküz diyorsun matematiğin çok iyi falan bu terslikte bir iş var bak!"
"He valla naparsın Allah yarattı çekiyoruz celemesini"
"Çok tatlısın ama"
"Sus pis sapık"
"Öküz ve sapık?"
"Aynen"
"Ok"
"Tamam"
"Peki"
"Osmanım nereye gidersin?"
"ê"
"Tamam yeter"
"Bencede"
"Haklısın"
"Aynen"
"Sus"
"Sustur"
"Napim!"
"Öp"
"Pis sapık"
"Sende muah" derken hoca bağırdı.
"Arkada ki ikili dışarı çıkın sonraki iki dersime de girmiyorsunuz."
Sabır dileyen bakışlarımı tavana doğrulturken ona baktım heh ilk günden bide bu çıktı neyse ders kaynadı iyi bare.
Sınıftan çıktığımızda yine herkes bize bakıyordu bunlar da sanırsın ejderham var elimde bir adet öküz var o da belli zaten.
Bahçeye indiğimiz de banklara oturdum yanıma geldi pis sapık ona baktığımda sırıtıyordu.
"Ne sırıtıyon sen?"
"Dudağın da birşey kalmış ha"
"Nerde dayı?"
"İşte tam şurda"
"Dayı" diyerek bana doğru gelen suratına bir tane yapıştırdığımda yanağını tuttu bana baktığında şaşırmış görünüyordu.
"İlk kez bir kızdan tokat yedim"
"Senin kızlar tokat atmayı bilmiyorlardır şimdi hakkıyla atayım dedim."
"Helal be"
"Aslanım be"
"Ee adın ne senin?"
"Yuh!"
"Ne var ya"
"Sen benim adımı bilmiyorsun!"
"Ee ne olmuş"
"Hiç"
"Adın ne lan"
"Lanlı lunlu konuşma lan"
"OK"
"Tamam"
"Ney?"
"Nil"
"Benimkini sorsana"
"Merak etmiyorum niye sorayım?"
"Peki"
"Şişt"
"Ne"
"Adın ne?"
"Hizaya gel"
"Hiza nere?"
"Cehennemin dibi" sabahki konuşmamızı taklit etmesiyle güldüm.
"Tamam tamam naz yapma söyle hadi"
"Meriç"
"Oha"
"Ne"
"Erkek olsaydım adımı Meriç koyardım"
"Sayende adımdan soğudum Allah razı olsun"
"Eyvallah eyvallah"
Zil çaldığında herkes yavaş yavaş bahçeyi dolduruyordu Meriç ve beni görenler bize hayretle bakıyorlardı Meriç'e baktım bana bakıyordu.
"Niye bize kedi görmüş orangutan gibi bakıyorlar?"
"Bu mükemmel soruna cevap vermek istemiyorum"
"Meriç hadi ama"
"Yalvar"
"Ölürüm daha iyi"
"Cehennemin dibinde buluşuruz aşk"
"Ben cennete gidiyorum yol ne tarafta"
"Çıkış yok ya benimsin ya kara toprağın"
"Komik çocuk seni gidi"
"ha-ha"
"Meriç hadi ya açıkla"
"Beni herhangi bir kızla ilgilenirken daha önce görmedikleri için böyle bakıyor bu ormandan kaçmış kafes orangutanları"
"Firar etmeyi bile bilmiyorlar pü anasını"
"He vallah"Yaklaşık 2 dakika sessiz kalıp bahçemdekileri izledim ta ki yanımıza sarışın uzun boylu bir kız gelene kadar.
"Selam" Meriç'e döndüm. Konuşmaya başladı.
"Selam Berra"
"Sen niye bu kızla oturuyorsun çardağa gelsene yanımıza?"
Çardağa baktığımda iki kız iki erkek orada oturuyordu büyük ihtimalle ikisinin arkadaş grubuydu ama Meriç ona sabır dilenircesine bakıyordu.
"Gelmiyorum, ayrıca onun adı Nil."
"Adı umrum da mı? Takıldıklarından biridir ne zaman yanına geldi bu senin?"
"Ben yanına gittim o gelmedi?"
Kız mosmor olurken ona baktım anlaşılan Meriç hiçbir kızla doğrudan ilgilenmiyordu ama benim yanıma gelmişti kızın bana 'bu' diye hitap etmesine sinir olduğum için konuşma gereği duydum.
"Öncelikle kızarmana ve tırnağınla parmak etlerini deşmene gerek yok sevdiğin çocukla ilgilenmiyorum ve adım Nil bu kadar kasma derim"
Kız bana frenleri patlamış araba gibi bakınca bende ona alay edercesine baktım, bu bakışıma kimse dayanamazdı.
Meriç yalandan öksürürken tekrar lafa daldı.
"Berra bence olay çıkmadan git"
"Ya baksana şu aptala bana kafa tutabileceğini düşünüyor.. Kızım sen benim kim olduğumu biliyor musun!"
"Şu saçma sapan klişe lafları söyleme ve ağzını topla kimseden korkmuyorum ayrıca burda seni dövmek de istemem o yüzden ikile ve bana bir daha aptal dersen sabah yani yaklaşık 2 buçuk saat önce yanlışlıkla yaktığın saç tutamlarını ve kızaran derini yerinden etmeye hiç üşenmem, görüşürüz tatlım."
Gözlerimi devirip kantine doğru gittiğimde arkamdan gelen bir adet Meriç gözüme çarptı sinirlenip ona döndüm.
"Ne var Meriç!"
"Sane"
"Bane"
"Ok"
"Git şuradan"
"Cennet ne tarafta"
Ona doğru sinsi bir bakış attığımda ne olduğunu anlamıyordu arkasını işaret ettiğimde arkasına döndü tam dönünce son sürat koşmaya başladım.
Normalde beni kimse kolay kolay yakalayamazdı ama kahretsin ki Meriç fazla hızlıydı kantinin girişinde pes edip durdum ama sakarlığım tuttuğunda yere düştüm. "Allah'ım ben neden filmlerde ki romantik sahneleri yaşayamıyorum neden beni kimse tutmuyor!"
"İstersen ben tutarım" Meriç'e baktığımda tepemde sırıtıyordu elini uzattığında tutmadan ayağa kalktım.
"Acıktım ben yemek yiyeceğim"
"Bende seni"
"Pis sapık öküz insan"
"Oha"
"Suscan"
"Sustur"
"Aman yok"
Kantine gidip bir pizza tost bir kola bir de çikolata aldığımda oturma yerlerine oturdum. Meriç de yemeğini alıp geldiğinde ona baktım.
"Berra'nın yanı varken neden burdasın?"
"Canım seni çekti"
"Pis sapık"
"Bide öküz insan"
"Unutmuştum"
"Unutma"
"Hâlâ soruma bir cevap alamadım"
"Yeri gelince söylerim"
"İyi be"
Yemeğimi yerken kantinde oturan kişilerin çoğunun kim olduğunu nasıl biri olduklarını Meriç'e soruyordum o da bana cevap veriyordu ve eğleniyorduk.
Yaklaşık bir saat sonra matematik dersinin bitmesine ve diğer derslere girmemize son bir ders kaldığını fark ettim ve Meriç'e baktım hınzırca gülümsedim.
"Hadi voleybol oynayalım"
"Hiç öyle çirkin çirkin gülme ben güzel oynayamam ve oynamam da"
"Futbol o zaman"
"O olur ama sen ağlarsın"
"Ben düz zeminde rövaşata atmaya çalışmış insanım be!"
"Sonra ne olduğunu söyleme.."
"Alt tarafı bir saat boyunca düzgün oturmadım ve tüm gece ağladım ne var yani çok gaza gelmiştim!"
"Kızım sahada atsan neyse de ne düz zeminde kendini yere atıyorsun!"
"Sanane be"
"Tamam gel hadi gel"
Kolumdan çekerek daha doğrusu sürükleyerek beni sahaya götürürken ofluyordum.
Sahaya geldiğimizde kuralları söyledi..
Ama birşeyi unuttu! Faul yok dememişti! Ona pis pis sırıtırken ne olduğunu anlamadı sonra maça başladığımızda anlatacaktım ben ona!