❝ 𝗼𝗽𝗲𝗻𝗶𝗻𝗴 𝘁𝗵𝗲𝗶𝗿 𝗲𝘆𝗲𝘀. ❞

331 55 49
                                    

Gece vakitlerinde bile, hâlâ koşuşturan insanların olması merak uyandırıcıydı. Herkesin farklı bir hikayesi vardı, tıpkı Kazutora'nın olduğu gibi.

Sana yaklaşan adım seslerini duyduğunda kalp atışların hızlandı. Fazla ileriye gitmiş olabilme ihtimalinin aklına gelmesiyle gerildiğini hissettin.

Şuan geriye dönmek için çok mu geçti?

Kazutora'yla ilgili her hareketinde içindeki kaçma arzusu körükleniyordu. Tekrar ve tekrar.

Ancak içindeki bu değişmeyen arzunun sebebi aynı kalmamıştı. Evet, hâlâ korkuyordun. Fakat artık gözlerinde kim olduğunu gördüğün kişiden korkmuyordun; görünürde bir arpa boyu yol gitmiş olsan bile, ona bu kadar yakın hissetmişken senden uzaklaşmasına sebep olmaktan korkuyordun.

Adım seslerinin oldukça yakınlaştığını hissettin. Kimin geldiğini görmek için arkana dönüp bakmana gerek yoktu, zaten biliyordun. Konuşmak için arkandaki kişinin yüzüne dönmeden önce kafandaki endişe bulutunu -olabildiğince- dağıttın. Yine de gerginliğinin sesine yansımasına engel olamadın.

Anlık suçluluk duygusu nedeniyle aklına gelen ilk bahaneyle, tam arkanda durmuş, ellerini cebine koymuş, alışık olduğun ifadesiz bakışlarıyla seni izleyen kişiye açıklama yapmaya çalışırken endişeni gergin bir gülümsemenin ardına gizlemeyi denedin.

Ah, bugün de buraya geleceğini düşünmemiştim.

Yalan.

Gözlerini senin üzerinden çekip önündeki manzaraya çevirdiğini gördüğünde sen de önüne dönüp aynı yere bakmaya karar verdin.

Günler öncesinde oturduğun yerde oturuyordun. Tıpkı o günkü gibi ellerini oturduğun yerin iki yanına koymuştun. Tıpkı o günkü gibi ayaklarını aşağıya sarkıtmış, karanlığa gömülmüş şehrin minik ışıltılar arasındaki kıpırtılarını izliyordun. Farklı olan tek şey Kazutora'nın yanında oturmuyor oluşuydu.

İnsanlara güvenmem.

Oturduğun yerin hemen yanına çıkarken konuştu. Ayakta durduğundan, yüzüne bakabilmek için kafanı yukarı kaldırman gerekti. Sözlerine devam etmesini bekledin.

Birini ne kadar yakınında tutarsan eline, seni arkandan vurabilmesi için, o kadar koz vermiş olursun.

Cümlesini bitirdiğinde direkt olarak gözlerinin içine bakışı tüylerini diken diken etti.

Ancak...

Yavaşça eğilip yanına oturdu. Önceki sefer oturduğu yerden çok daha yakınına oturmuştu.

Sırtıma saplayabileceğin bıçakların çoktan ellerinin arasında olduğunu görebiliyorum.

Hazırlıksız yakalanmıştın. Ne duymayı beklediğini bilmiyordun ama duymak istediğin kesinlikle bu tarz bir şey değildi.

🎉 𝗲𝘆𝗲𝘀 𝗱𝗼𝗻'𝘁 𝗹𝗶𝗲; -𝘬𝘢𝘻𝘶𝘵𝘰𝘳𝘢 × 𝘳𝘦𝘢𝘥𝘦𝘳. hikayesini okumayı bitirdin 🎉
𝗲𝘆𝗲𝘀 𝗱𝗼𝗻'𝘁 𝗹𝗶𝗲; -𝘬𝘢𝘻𝘶𝘵𝘰𝘳𝘢 × 𝘳𝘦𝘢𝘥𝘦𝘳.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin