Milward

122 6 0
                                    

Merhaba bu benim ikinci hikayem ilki çok saçma ve kötüydü bu yüzden yeni yazmaya karar verdim.İlk hikayeyi sildim bu yüzden profilimde bulamazsınız bu daha çok tarihi kurgu gibi bi' şey. Umarım beğenirsiniz.

"Prenses Jacquleen!Prenses Jacquleen!Kalkmanız gerekiyor prensesim.Prenses Elizabeth geldi."
Uykumdan uyanmamı sağlayan Mathilda'ya karşılık vermemiştim.Gözlerimi henüz açamadığımdan uyandığımı anlamamıştı."Giyinmeniz gerek.Bu elbiseyi çok beğeniceksiniz."
"Prenses Jacquleen!Prenses Jacquleen!Kalkma-... Mathilda!O elbisede ne öyle onu prensese giydiremezsin."diyen Calanthe geri getirmeye çalıştığım uykumu uzak diyarlara kaçırdı.
"Nedenmiş o bir kere prensesimiz bu elbiseyi çok beğencek."

"Hayır benim elimdeki daha güzel.Zaten dün mavi renk giymişti bugün farklı renk giymek isteyecektir.İstersen kendisine soralım sevgili Mathilda."

"Prenses!Prenses" her zamanki tartışmalarından birini dinledikten sonra gözlerimi açmıştım.
"Günaydın Prensesim."dedi ikisi aynı anda.Hafif diz burkup eğilerek.
"Günaydın Mathilda ve Calanthe.Nedir tartışmanızın sebebi?" "Prenses Elizabeth ve ailesi geldiler efendim bizde giyeceğiniz elbiseyi tartışıyorduk."dedi Calanthe.Mathilda ve Calanthe'nin elinde duran iki elbiseyede bakıp biraz düşündükten sonra hangisini giymek istediğimi söyledim.
"Calanthe elindeki elbiseyi giymem için bana yardımcı ol."dedim.Mathilda'nın yüzü asılmıştı."Mathilda elindeki elbisenin kırmızısını istiyorum benim için yapar mısın?"dedim.Mathilda ve Calanthe benim sadık hizmetkarlarım olmak dışında aynı zamanda kıyafetlerimi diken insanlardı.İkisi de aynı köyden özenle seçilip benim için hizmet etmeye başlamışlardı.Bu hizmet ve hizmetkar sözcükleri ne kadar hoşuma gitmese de kullanılacak başka sözcük yoktu.Onlar için "arkadaş" sözcüğünü kullanamazdım fakat yaşadığım sıkıcı Kraliyet hayatını renklendirdikleri için onlara minnettardım.
"Elbette prensesim.İzninizle."dedi yine hafif bir şekilde eğilerek.Calanthe'nin sayesinde giydiğim elbiseye bir süre aynada baktım.
"Saçlarınızı taramamı istermisiniz prensesim."
"Hayır kendim taramak istiyorum gidebilirsin Calanthe."dediğimde Mathilda'nın hareketini tekrarlayıp odadan çıktı.Saçlarımı özenle ve yavaşça taradıktan sonra odadan çıktım ve elbisemin eteklerini kaldırarak merdivenlerden indim.
"Hoşgeldiniz Kral Richard ve Kraliçe Mary"dedim önlerinde hafifçe eğilerek."Ve sende hoşgeldin Elizabeth seni uzun zamandır görmüyordum iyiki geldin."dedim sarılarak.Elizabeth sıkıcı kraliyet hayatımı güzelleştiren kişilerden biriydi."Bende seni özledim Nerissa."çocukluğumuzdan beri ailelerimiz normal olarakta biz de arkadaşız.Ve çocukluğumdan beri ikinci adım olan Nerissa'yı sadece o kullanır.Anne ve babamlarada günaydın dedikten sonra Elizabeth'in yanındaki koltuğa oturdum.Anne ve babam Elizabeth'in ailesiyle konuşurken bizde kısa süreli sohbet etmiştik.Daha sonra kahvaltı için masaya yöneldiğimizde Elizabeth ile bitişik halde bulunan sandalyelerde yerimizi aldık.
"Bayan Mary ve Bay Richard eğer izin verirseniz Elizabeth ile her zaman gittiğimiz ormana gitmek isterim.Uzun zamandır gitmiyorum ve at binmeyi özledim."

"Elbette gidebilirsiniz Jacquleen.Elizabeth'te uzun zamandır binmiyor."dedi Kraliçe Mary gülümseyerek.
Aynı gülümsemeyle karşılık verdim."Teşekkürler."
"Beni anne ve babamın sohbetlerinden kurtardığın için teşekkür ederim."diye fısıldadı Elizabeth kulağıma.
"Sadece seni değil kendimide kurtardım."dedim aynı ses tonuyla ve ikimizde masadakilere belli etmemeye çalışarak kıkırdadık.

*********
"Atınız hazır Prensesim."
"Teşekkürler,Elizabeth hazırsan gidelim."
"Hazırım Nerissa."dedi gülümseyerek.Ata aynı anda binmemiz beni güldürmüştü.
"Gerçekten binmeyi çok özlemişim."
"Bende sanırım en son seninle bindim tam olarak hatırlamıyorum bile."dedi Elizabeth kıkırdayarak.İkimizde bir prensesten çok sıradan köylü ya da daha az prenses gibi davranmayı seviyorduk.

Ormanın derinliklerine gittiğimizde biraz yürümek için ikimizde attan indik.
"Burayı özlemişim."dedi Elizabeth iç geçirerek.
"Bende hemde fazlasıyla."dedim içime bu doğal ortamın muhteşem kokusu çektikten hemen sonra.
Göl kenarına gidip yüzümüzü ıslattıktan sonra etraftaki büyük sayılacak kayalardan birine oturduk.
"Ailen bir balo veriyormuş."dedi Elizabeth. Ve evet yine bunu Elizabeth'ten öğreniyorum.Ailem balolardan nefret ettiğimi biliyor.Bu yüzden bana söylemiyorlar genelde Elizabeth'ten ya da Mathilda'dan öğreniyorum.Calanthe bu konularda ailem gibi sessiz kalmayı tercih ediyor.
"Ne zaman?"
"Sanırım iki gün sonra"dedi yüzünü özür dilercesine bir ifadeye sokarak.
İki gün mü? İlk kez bu kadar geç öğreniyorum kimsede telaşta yoktu.Belkide ben fark etmemiş ya da ilgilenmemiştim.
"Ah Tanrım bu balo aşkı nedir anlamıyorum."Sürekli balo oluyordu ve hep biz düzenliyorduk bu yüzden odamda kapalı kalmak gibi bir lüksüm de olmuyordu. "Beni orda yalnız bırakmazsın öyle değil mi?"
"Hayır asla hem tek başıma bende sıkılırım zaten ailelerimiz yakın oldukları için gelmemezlik yapamayız."dediğinde içim rahatladı.Fakat uzaklardan gelen ses beni ürkütmeye başlamıştı.Ne kadar uzaktan gelsede burada bizim dışımızda biri vardı.
"Elizabeth duyduğum sesi duyuyorsun öyle değil mi?"
"Evet Nerissa.Burdan gidelim lütfen hemen şimdi."dedi aceleci bir tavırla.
"Hayır sadece sessiz olmamız gerek tamam mı sen burda bekle ben gizlice kim olduğuna bakıcam."
"Seni görür.Ve kim olduğunu görmek yerine hemen burdan gitsek olmazmı."
"Hayır eğer bu kadar erken dönersek bir terslik olduğunu anlarlar.Bizi bir daha buraya göndermemelerini istemeyiz öyle değil mi?Hem belkide sadece bir muhafızdır sakin ol tamam mı burda bekle."
"Seninle geleceğim.İtiraz yok vakit kaybetme ve ilerle."dediğinde yavaşça ağaçlıkların arasına girmeye başladık.Biraz ilerlediğimizde gördüğüm at ve üstünde duran bir prensti belkide bir muhafız ama muhafızların bu kadar pahalı türde bir kıyafet giyeceklerini zannetmiyorum.Kendisini tanıyıp tanımadığımı anlamak için suratına bakmaya çalıştığımda beni fark etmemesi için elimden geleni yapıyordum.Fakat her şey boşa gitti ve yakalandım.
"Tebrikler Jacquleen yakalandık şimdi işimiz bitti."dedi Elizabeth sadece benim duyabileceğim bir ses tonuyla.Tam bir şeyler söyleyecekken bize doğru gelen prens bunu engelledi.
"Siz prenseslerin ormana geldiğini
görmek ilginç."dedi prens olduğundan emin olduğum adam ya da erkek.
"Neden"dedim pek konuşmayı uzatmak istemesem de.
"Genelde prensesler daha farklı yerlere gider balo için kıyafet bakmaya kıyafet için kumaş bakmaya giderler.Sadece ilk kez görüyorum ve şaşırdığımı belirtmek istedim."
"Temiz hava ve at binmek gibi rahatlatıcı olsaydı balolar veya kıyafetler, bizde onları seçerdik fakat üzgünüm ki o şeyler boğucu."
"Aynı fikirde olduğumuzu düşünmek güzel"dedi gülümseyerek cana yakın duruyordu.Elizabeth'in niye sesi çıkmıyor?
"Siz iki bayanla kalıp sohbet etmeyi çok isterdim ancak burdan saraya doğru giderken sizi gördüm.Merakıma yenik düşüp dikkatinizi çekmek istedim.Yani vaktim yok ama sizi yine burada görmeyi çok isterim."
"Elbette yarın yine burada oluruz.Ama sanırım Elizabeth burada olamayacak."
"Sorun değil.Yarın görüşmek üzere."dedi önümde hafif diz burkup nezaket gösterisinde bulunarak.Bende hafif kafamı salladım.
"Bu arada adınız nedir prensesim?"
"Nerissa prensim, Nerissa.Peki ya sizinki?"
"Milward prensesim tanıştığıma memnun oldum."
"Bende"dedim ve son bir kez gülümseyip gidişini izledim.
"Sen bunu bilerek mi yaptın?"
"Neyi?"
"Bilerek mi sesin geldiği yere gitmekte inat ettin."dedi kaşlarını kaldırarak.
"Ah hayır Elizabeth.Lütfen saçmalama.Böyle düşünmen çok saçma."
"Peki senin dediğin gibi olsun prenses."

Bir süre daha oturup dolaştıktan sonra saraya dönmek için atlarımıza bindik.




Evet şimdilik bu kadar bütün kurgu hatta final bile aklımda sadece buraya dökmesi var eğer ilk bölüm okunursa devamı çabuk gelir ama okunmazsa kendimi kasmadan yavaş yavaş yazarım. Çok uzun bir hikaye olmayacak.Bu yüzden final aklımda.Şimdilik bu kadar umarım beğenirsiniz ve bu hikayeyle birlikte güzel arkadaşlıklar ediniriz.Bu arada hikaye biraz farklı yani bekleyip düşündüğünüzden farklı şeyler okuyabilirsiniz. :)))

İmkansız h.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin