DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

13 0 4
                                    

Ander:

Kalkmamla başımın ağrımaya başlaması birdi. Dün gece, Dolly hastaneye gittikten sonra bile partiye devam etmiştik ve fena dünden kalmaydım. Başımı ovuşturarak yatakta doğruldum ve etrafta göz gezdirdim. Odada bile bira bardakları ve kıyafetler vardı. Tam içimi çekerek ayağa kalkmıştım ki, yanımda Omar'ı gördüm. Küçük çaplı bir kalp krizinden sonra üstümde kıyafet var mı diye baktım. Pantolonum hala üstümdeydi ama gömleğim gözle görülebilir herhangi bir yerde yoktu. Çok ses çıkarmış olmalıyım ki, Omar gözlerini ovuşturarak kalktı. Siktir. Yeni kalkmış haliyle bile çok ateşli duruyordu. Tuttuğumu fark etmediğim nefesimi bırakarak mutfağa indim. Kahveye ihtiyacım vardı. Kahvenin olmasını beklerken saçlarımı karıştırdım ve dün olanları hatırlamaya çalıştım. Dünkü her şey parçalar halindeydi. Aklıma Dolly'nin düşüşü, bizim Omar'la kahkalar atmamız ve içmemiz geldi. Sonra bir anda, o anı.

                                               ...

Geçen gece:

Omar: Dolly resmen çatıdan düştü.

Söylediği şey hiç komik değildi ama nedense küçük bir kahkaha attım. Onun da bana katılması geç olmadı.

Ander: Omar, gerçekten harikasın biliyorsun değil mi?

Omar: Biliyorum.

Omar: Sen de fena değilsin.

Omar elindeki içeceği yudumlayarak sırıttı. O gülümseme...

Ander: Saol ya.

Omar: Şaka maka gerçekten çok ateşlisin. Utanmasam şu ana kadar seninle sevişmiştim.

O sırada dona kaldım. Omar ne dediğini anlamayacak kadar sarhoştu belki de. Ama o sırada bunu düşünemedim. Çünkü ben de onunla olmak istiyordum. Dudaklarına doğru eğildim ve aniden onu öptüm. İlk tepki veremedi fakat sonrasında o da bana karşılık verdi. İkimiz de hayatımız bu öpücüğe bağlıymışçasına öpüşüyorduk. Çok geçmeden eli vücudumda dolanmaya başladı. Her dokunuşu ile vücudumda ısı yayılıyor, irkiliyordum. Eli gömleğimin altına gitti. Artık dayanamıyordum, kıyafetlerim bana bir ağırlık olmuştu. Gömleğimi çıkardım. Omar bana gülümsedi ve o da kendi gömleğini çıkardı. Tam bana yaklaşıyordu ki yana doğru eğildi ve kusmaya başladı.

                                             ...

Kahvemin hazır olduğunu belirten bip sesiyle kendime gelebildim. Dün yaşadığımız şeyler... İnanamıyordum. Şimdi ne olacaktı, ikimiz de aynı şeyi mi hissediyorduk yoksa onun için tek gecelik bir şey mi olacaktı? O sırada telefonum çaldı. Arayan Alex'ti. Telefonu açmadım, o modda değildim. O sırada sesli bir mesaj geldi. 'Hi bro, kalkamadın mı hala? Bütün gün uyusaydın çüş yani. Merak etme beni dersim vardı diye sabah erken çıktım. Evi zaten bok götürüyor, Jamie toparlar. Hem sana da kahvaltı hazırlar. Ayrıca helal olsun kanka. Yanındaki kızı görmedim sanma. Umarım evimde sevişmedin. Jessica duymasın seni silahla vur-' Mesaj yarıda kesildi ve ben karmakarışık duygularımla başbaşa kaldım. En azından Omar'ı bir kız sanmıştı ve ona şu an bir şey açıklamak zorunda değildim. Jamie içeri girdi ve bana kahvaltı isteyip istemediğimi sordu. Jamie yıllardır Alex'in evinde çalışıyordu ve artık ailesi gibi olmuştu,  Alex'in ebeveynlerinin işleri yüzünden evde çok olmaması bunun nedeniydi. Gerek olmadığını söyleyerek merdivenlerden çıktım. Omar'la şu an konuşmak zorunda olmak istemiyordum ama evden çok yakın bir zamanda çıkmazsak bir şey olduğunu anlayacaktı. Kapalı olan kapıyı çaldım ve odaya girdim. Omar yatağı toplamış ve giyinmişti. Beni gördüğüne sevinmiş gibiydi.

A: Çıkmamız lazım artık. bugün dersin var mıydı bari?

O: Yok akşam sekizde sadece bir tane var. Senin?

A: Benim de yok, iyi bari hiçbir şey kaçırmadık.

Başka bir şey demeden evden çıktık ve vedalaştık, Omar büyük ihtimalle dün geceyi hatırlamıyordu. Kendime bunu düşünecek zamanı vermeyip kulaklığımı taktım, evimin yoluna koyuldum. Omar ile daha sonra konuşacaktım bu konuyu.

                                              ...

Brianna:

Dün gecenin yarısını hatırlamıyordum. Jessica yüzünden duyduğum üzgünlüğümü bastırmak için partide elime geçirebildiğim bütün içkileri içmiştim, işe de yaramıştı aslında. Tek problem şu anki duyduğum baş ağrısıydı. Ayıldıkça başımın ağrısı da etkisini daha da göstermeye başlamıştı. Yatakta doğruldum. Jessica ve Erica odada yoktu. Hemen yanımdaki yatakta ise Effie telefonuna bakıyordu. Benim kalktığımı duyunca bana döndü, endişeli bakıyordu. Siktir. Acaba ona ne anlatmıştım dün gece.

Brianna: Neden adam öldürmüşüm gibi bakıyorsun bana?

Effie bir şey demedi.

Brianna: Oha o kadar sarhoş olmuş olamam.
Effie: Brianna saçmalama tabii ki kimseyi öldürmedin. Gerçekten bir şey hatırlamıyor musun?

Brianna: Hayır... Seninle falan mı seviştik?

Effie: Evet, harikaydın. Kendine gel, hayır. Daha o kadar çaresiz değilim. Jessica-

Jessica'nın adını duyunca kalbim hızlanmıştı. Ona bir şey mi olmuştu? O yüzden mi şu an odada yoktu? Yoksa ben mi gidip Jessica'ya bir şey demiştim.

Effie: Sakin ol kötü bir şey olmadı.

Brianna: Ne oldu o zaman?

Effie: Bana her şeyi anlattın.

O anda kalbim bir saniyeliğine durdu. Ne anlatmıştım?

Effie: Dünden kalma olduğun için mal gibi durmanı takmayacağım. Onu sevdiğin, götüne ellemek istediğin bla bla bla. Bir ara bayağı detaylı anlattın onu düşünmek istemiyorum. Ama özet bu.

Yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Bunlar doğru olamazdı. Daha kendim bile tam bir sonuca varmamıştım. Bir anda en nefret ettiğim şeyi yaptım ve ağlamaya başladım.

Effie: Heyy sadece bir şakaydı niye ağlıyorsun? Ben hep burdayım bunu biliyorsun.

Effie bana sarıldı ve bir an sakinleştim. Sarılarak biraz yatakta yattık ama sonunda ayağa kalktı.

Effie: Bugün düşün ve ne istediğini bul. Sonrası gelir merak etme. Hadi kalk kahvaltıya gidelim.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

CROSSED HEARTS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin