-1-

191 14 18
                                    

"Babamı bırakın, beni alın!" Bunu ben mi söylemiştim? Yaklaşık 2 saat önce okul çıkışı kaçırılan ve geldiğinden beri sesini çıkarmayan kız. Herhalde bu yaptığım "cesaretlik" gösterisi etrafımdaki herkesi etkilemişti. Çünkü babam gözü dolu bir şekilde bana bakıyordu, ve etrafımızdaki silahlı adamlar silahlarını indirmişti. Ben ne demiştimki sanki, ellerindeki rehine babamdı. Açık konuşmak gerekirse son 1-2 saat içinde öğrendiğim gerçekler bana çok koymuştu ama şu an umrumda olması olan tek şey, tek kişi üvey olsa bile babamdı ve o adamı kurtarmalıydım. Kendim için mi? İçimde yanıp tutuşan baba sevgisi için mi? Hepsine yanıtım kocaman bir HAYIR! Bana kalsa o adamı itirazsız burada bırakır, kapıda ise "Ne halin varsa gör sikik herif!" diye çığırıp orta parmak çekerdim. Ama evde, öz annemle beraber yaşayan, her ne kadar kendi biyolojik babamdan olmasa bile bir erkek kardeşim var ve ben iyi bir abla olacaksam eğer erkek kardeşim Eren'in benim gibi iğrenç bir çocukluk geçirmesini istemiyordum. "Duydunuz işte beni, bırakın o adamı ve ne işiniz varsa benle halledin." dedim. Bir kez daha cesaret patlaması yaşamıştım ve bu seferki söylediğim cümle canım babacığımın (!) beş para etmez gururuna koymuş olacakki "Eda, kızım geri çekil. Senin burda olman bile bir yanlış anlaşılmadan ibaret, lütfen git." dedi. O leş herifin ağzına "kızım" kelimesi yakışmıyordu, hele birde gözlerimin içine bakarak söylediğinde kusasım geliyordu. En sonunda başımızda duran adamlardan birisi "Seçiminizi derhal yapın, hanginiz geliyorsunuz?" diye sordu. Babam tahminimce "Ben." diye atlayacakken engel oldum ve "Ben geliyorum, babamı bırakın!" dedim. Babamın kafasına silah dayayan adam silahı babamın kafasından çekti ve piç piç sırıtmaya başladı. "Cengizi bırakın. Bizimle Eda geliyor." dedi. Babam o an gözlerime bakarak sanki "Neden yaptın?" diyor gibiydi. Neden yaptığımı biliyordum, ama ona asla söyleyemezdim çünkü kendisi benim üvey babam olduğunu bildiğimi bilmiyordu, bu sırrı saklamakda epey zor olmuştu ama o an verebilecek bir cevabım olmadığından sadece kafamı öne eğmekle yetindim. Yaklaşık bir 15 dakika sonra babamı odadan çıkardılar ve benim yanıma geldiler. Tahminimce başlarında duran, yani disiplini sağlayan kişi saçımı hafifteb okşayarak "Piyasaya hoş geldin küçük hanım." dedi. O pis elleri saçıma değmişti, ve şu an kendimden kelimenin tam anlamıyla tiksiniyordum. Sadece tiksiniyordum. Disiplini sağlayan kişi "Arabayı hazırlayın, gidiyoruz!" diye bağırdı ve burun ve ağız bölgemi kapatacak şekilde yüzüme bir gazlı bez tuttu. Gerisi karanlık...

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin