Yoldayken deniz kenarına uğrama kararı üstüne büyükler işleri olduğunu söyledi ve bizi deniz kenarına bıraktılar.
"Baş başa vakit mmm, en sevdiğim."
"Bazen hayret ediyorum İç Ses, evet bilinçaltımsın ama bu kadarı fazla.."
Ben İç sesle didişmeye devam ederken Aidan kolumdan tuttu ve ona doğru dönmemi sağladı.
"Duymadın sanırım, markete uğrayalım mı demiştim."
"Sıçtık sıvadı Hope.." İç sesin sözü üstüne kafa salladım ve tekrar Aidan'la göz teması kurup söze girdim.
"Özür dilerim, dargınım biraz. Evet iyi olur, atıştırmalık alırız."
Aidan cevabı aldıktan sonra kolumu bıraktı ve en içten, bir o kadar da tatlı gülüşüyle marketin kapısından geçti. Arkasından hızlı hızlı yürüdüm.
"Şimdi Aidan'nın üstüne falan anlarlar kesin." İç Ses belki gıcıktı ama fazlasıyla da haklıydı..
"Yandık desene.." Derin bir iç çektim ve kahvelerin olduğu büyük dolaba yöneldim. Boyum yetmemişti. Filmlerdeki gibi gidip Aidan'dan yardım istemeyecektim tabii ki. Dolabın hemen önünde ufak bir demir boru vardı. Yere sabitlenmiş olduğuna emin olduktan sonra yavaşça üstüne çıktım. Dengemi sağladığımda ise yavaşça parmak ucuma çıktım.
"Yardım isteseydin keşke, başına bir şey gelecek."
Sesin geldiği yere kafamı çevirdiğimde yanıma doğru yaklaşan Aidan paniklememe sebep oldu. Neyse ki dengem kolay kolay bozulmazdı. Aidan ise bundan emin olmasa gerek ki yanıma yanaşıp dengemi kormam için belimden tuttu. Hızlıca kahveleri aldım ve aşağı inebilmek için yüzümü Aidan'a doğru döndüm.
"Hazır mısın?"
Neye olduğunu anlamaya çalışana kadar belimi daha sıkı kavradı ve kucaklayıp aşağı indirdi. Ben şokunu etkisinde olmakla birlikte ne yaşadığımızı algılamaya çalışırken kasaya doğru döndük. Ödemeleri yaptıktan sonra sahile doğru yürümeye başladık. Hava güzeldi, sabaha nazaran çok daha iyiydi. Üstümü düzelttim ve tam oturacakken etrafta dolaşıp insanların fotoğraflarını çeken fotoğrafçı, önce Aidan'ı sonra da beni süzdü. Kim olduğumuzu anladığında ise koşar adımlarla yanımıza geldi.
"Merhabalar, fotoğraf albümüme sizleri başyapıt olarak eklemekten gurur duyarım, tabii izin verirseniz!"
Aidan ile birbirimize bakıp güldük. Ardından ise Aidan konuştu.
"Bizlere de birer tane vermek şartıyla elbette."
Adam güler yüzle onayladı. Poz vermemizi istedi ardındansa fotoğrafımızı çekti. Ardından koşarak ofisine gitti. Maksimum 10 dakika sonra elindeki fotoğrafları sallayarak geldi. Verdikten sonra gururla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
l'histoire des espoirs -Aidan ile Hayal et-
FanfictionŞirketleri küçülmeye giren Hope ailesi için umut olmuştur, şirkette yaşanan küçülme ile yeni bir hayata, ilişkilere ve arkadaşlığa atılan Hope şirketin sözleşmeli modeli Aidan'a aşıktır Aidan Hope'un yeni hayatında değerli ve büyük bir rol oynayacak...