Ruhumu resimlerimde bıraktım,
Satırlara, müziklere...
Ama artık ben kayboldum...
Matematik anlamayanların aptal sanıldığı bir ülkede bir sanatçı olarak doğdum.Bilmiyorum, belki bu benim hatamdı...
Ama insan doğacağı yeri seçemez ki...Değişmeyen bakış açılarına sahip olan bir ailenin gerçekçi bir kızı olarak dünyaya geldim.
Adaletin ve barışın olmadığı, haksız bir dünyaya geldim ve gideceğim.
Eskiden resimlerimle hayata iz bırakmak isterdim. Şu an fark ediyorum, beni ben yapan şeyi kaybettim.
Eskiden çok mutlu bir çocuktum.
Nasıl bu hale geldim bilmiyorum.
Duygusuzum, tıpkı bir vampir gibi. Maskemin altında kusursuzca sakladığım öfkem ve göz yaşlarım. En son birinin karşısında ne zaman ağladım hatırlamıyorum.Hani derler ya ağlamak güçsüzlerin işidir.
Kesinlikle katılmıyorum.
Ağlamak için her şeyimi verebilirim.
Ağlamak cesurların ve güçlülerin işidir.
Biz güçsüzler ise kendimizi mutlu göstererek güçlü olduğumuzu öne süreriz.Evet ben bir duygusuzum.
İstese de duygularını belli edemeyen, güçlü gibi durup güçsüzüm.Ve artık her duygumda ölüme bir adım daha yaklaşırım.
Çünkü her yük bizi biraz daha ezer ve ben yakında o yük tarafından ezileceğim.Bazenleri arkadaşlarıma şey derim,
"Şuradan atlasam acaba ölür müyüm?"
Hepsi de şaka yaptığımı düşünür ve gülerler.
Oysaki ben gerçekten düşünürüm. Oradan atlasam gerçekten ölür müyüm? Çünkü ölmezsem de bir kıymetim olmayacak....